| İyi, tamam. Test yaptırmamı istiyorsanız, yaptırırım. Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | حسناً, تريدوني أن أخضع للإختبار, سأخضع له ليس لدي شيء لأخفيه |
| Size ikram edecek bir şeyim yok ama içecek getirtebilirim. | Open Subtitles | ليس لدي شيء أقدمه لك لكن استطيع طلب خدمة الفندق |
| Söyleyecek başka bir şeyim yok. Bir avukatla görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | ليس لدي شيء آخر لأقوله أريد أن أتحدث إلى محام |
| Lütfen beni mecbur etme. Sana karşı hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | من فضلكِ لا تضطريني لفعل هذا ليس لدي شيء ضدكِ |
| Acele etsek iyi olur çünkü Noel ağacında hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | الأفضل أن نسرع لأنه ليس لدي شيء تحت شجرة العيد |
| Yapacak daha iyi bir işim yok. Özgürüm, bekarım... | Open Subtitles | ليس لدي شيء أفضل لكي افعله انا حر , أعزب |
| Ekleyecek bir şeyim yok. O zaman her şeyi meslektaşına anlattım. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأضيفه, أخبرت زميلك كل شيء حدث ذلك الوقت. |
| Kaybedecek hiç bir şeyim yok. Kendimi hiç olmadığım kadar güçlü hissediyorum. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأخسره , أشعر أقوى من أي وقت مضى |
| Önemli değil. Bırak bulsunlar. Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا يهم، دعيهم يكتشفوا ذلك، ليس لدي شيء لأخبئه فأنا بريئة |
| Artık yaşlı bir adamım. O çocuğa verecek bir şeyim yok | Open Subtitles | أنا رجل عجوز الأن ليس لدي شيء أعرضه علي الفتي |
| Ayrıca kaybedecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك. ليس لدي شيء يمكن ان اخسره. |
| Sana söyleyecek bir şeyim yok. Aradım çünkü aramak zorundaydım. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله لك , أتصلت بك لأنه كان علي فعل ذلك |
| Romantik geçmişimden dürüstçe bahsedebilirim. Gizli bir şeyim yok. | Open Subtitles | لكن يمكن أن أكون صادق حول تاريخ الرومانسية ، ليس لدي شيء للأخفاء |
| Sana karşı bir şeyim yok, ama konuşacak başka konu yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء ضدّك، لكنّي لا أظن أن هناك أمر اخرى لنتحدث عنها |
| Benim söyleyecek bir şeyim yok... sen Devam et ve ne istediğini söyle... | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأقوله .. تفضل وقل ما تريد أن تقوله |
| O muhabirlerle yüzleşemem. Söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لا يمكنني مواجهة أولئك الصحفيين، ليس لدي شيء أقوله |
| O muhabirlerle yüzleşemem. Söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لا يمكنني مواجهة أولئك الصحفيين، ليس لدي شيء أقوله |
| Bu geceki siyah ve beyaz top için bir şey bulmam gerek yani kaybedecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | من أجل الكرات السوداء والبيضاء الليلة لذا ليس لدي شيء أخسره |
| Evet, tabi! Yapacak daha iyi bir işim yok. Neden olmasın? | Open Subtitles | أجل،أجل بالطبع، ليس لدي شيء أفضل لعمله، فلمَ لا؟ |
| Benim onunla bir sorunum yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء ضدها |
| Onların ve benim yok ama. | Open Subtitles | ربما يكون ماتقوله صحيح, ولكن ليس لدي شيء. |
| Üzgünüm Libby, söyleyecek başka sözüm yok. | Open Subtitles | عذرا ، ليبي ولكن ليس لدي شيء اخر اتحدث عنه. |
| İnanın bana, sabahtan akşama kadar yaptığım hiçbir şey yok. | Open Subtitles | صدقيني، ليس لدي شيء لأقوم به من النهار حتى الليل. |