| Yapma baba. Senden bunu istemeye hakları yok. | Open Subtitles | لا تفعل يا أبى, فهم ليس لهم الحق فى ان يطلبوا منك ان تفعل ذلك |
| Bunu açıkça söyle, bu Müslümanların buna hakları yok. | Open Subtitles | لذا قلها بوضوح ان المسلمين ليس لهم الحق بذلك |
| O bina tarihi eserdir. Satmaya hakları yok. | Open Subtitles | ذلك القصر أثري ليس لهم الحق في بيعه |
| Ama yine de kalp kırmaya hakları yok. Buna hakları yok. | Open Subtitles | لكن ليس لهم الحق بتحطيم القلوب |
| - Bunu yapmaya hakları yok, sadece- | Open Subtitles | ليس لهم الحق فى اتخاذ اى شئ ,ولكن... |
| Onu İngiltere'ye götürmeye hakları yok. | Open Subtitles | ليس لهم الحق في أخذه إلى "إنجلترا" |
| Onu İngiltere'ye götürmeye hakları yok. | Open Subtitles | ليس لهم الحق في أخذه إلى "إنجلترا" |