| - Her şeyini tehlikeye atıyorsun. Bir adam için değer mi? | Open Subtitles | أنت تخاطر بكل ما تملك هل تعتقد أن رجلاً واحداً يستحق كل هذا؟ |
| Patlama noktasında bulunmak demek, sıkı çalışmak işini önemsemek ve gerçekten her şeyini vermekle alakalı. | Open Subtitles | كونك في نقطة التحول يعني أن تشتغل بجد والإهتمام بذلك الشغل وتعطيه كل ما تملك |
| Elinizde ne varsa yollayın yoksa binlerce insan ölecek. Nokta. | Open Subtitles | ارسل كل ما تملك من قوة وإلا مسوف يقتل الآلاف، توقف |
| Bu şehirde neyin varsa hepsini buradan çıkar çünkü Tanrı bizi burayı harap etmek için gönderdi. | Open Subtitles | أنت وكل ما تملك فى المدينة يجب أن تخرجوا من هذا المكان فلقد أرسلنا الرب لتدميرها |
| Giysilerin, ayakkabıların, saatin, yüzüğün ve başka... neyin varsa o torbaya koy. | Open Subtitles | ضع ملابسك ,حذائك خاتمك ,ساعتك وكل ما تملك |
| Ona baksanıza, pek de güçlü sayılmaz. - Tek sahip olduğu ses tonumuz. | Open Subtitles | و هي ليست قوية حقا انظروا إليها، كل ما تملك هو أصواتنا |
| Şimdi, sahip olduğun her şeyden dolayı sana dava açmadan, kapıyı aç. | Open Subtitles | و الأن أفتح لباب قبل أن أقاضيك حتى تبيع كل ما تملك. |
| Aynı miktarla uzun süre oynarsan kasa tüm paranı alır. | Open Subtitles | قم باللعب لفتره طويله وسيأخذ الكازينو كل ما تملك |
| Siz de iyi biliyorsunuz ki evlenmeden önce çocuğu olduğu öğrenilirse her şeyini kaybeder. | Open Subtitles | كما تعلمين إن إكتشفوا أنه كان لديها طفلة قبل الزواج ربما تخسر كل ما تملك |
| Her şeyini tiyatroya verdi ama sonuç alamayınca sahnelerden ayrıldı ve şu anda ondan daha mutlusu yok. | Open Subtitles | لقد أعطت الأمر كل ما تملك وعندما لم تنجح، خرجت من المسرح والآن هي أسعد شخص نعرفه |
| Her şeyini kiliseye bağışlıyormuş. | Open Subtitles | ستتبرّع بكل ما تملك للكنيسة. |
| Eminim, neyin varsa alabilecek birşeylere sahibim. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أن لدي شيء يلائم ما تملك. |
| neyin varsa ortaya koyacaksın. | Open Subtitles | سيأخذ كل ما تملك |
| "neyin varsa sat ve fakirlere ver... | Open Subtitles | "بع ما تملك و قدّمه للفقراء" |
| Ayrıca anneyim. Bir kızım var ve sahip olduğu tek kişi benim. | Open Subtitles | وكذلك أم لديّ فتاة صغيرة وأنا كل ما تملك |
| Ayrıca anneyim. Bir kızım var ve sahip olduğu tek kişi benim. | Open Subtitles | وكذلك أم لديّ فتاة صغيرة وأنا كل ما تملك |
| Madem onu öldüreceksin... bari sahip olduğun her şeyi benim adıma geçir önce. | Open Subtitles | التبرير المنطقي الوحيد لقتله هو أن تتنازل لي عن كل ما تملك أولاً |
| Bana bir baba olarak güvenmeyebilirsin ama bir gazeteci olarak söylemeliyim ki sahip olduğun en önemli şey, itibarındır. | Open Subtitles | أنت قَدْ لا تَأتمنُني كأبوكَ لكن كزميل صحفي اقول لك ان سمعتكَ هي كل ما تملك |
| Bütün paranı yeni sevgiline harcadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا أنكَ تنفق كل ما تملك على عشيقتك الجديدة |