| Beş saniyede bir suratıma bir şeyler fırlatmayan uslu, bükücü olmayan bir çocuk istiyorum. | Open Subtitles | لطيف ، غير متحكم ، ولا يفجر الرياح في وجهي كل 5 ثواني أمي أنظري |
| Su bükücü az önce toprağı da mı büktü yoksa? | Open Subtitles | هل متحكم المياه هذا تحكم لتوه في الأرض ؟ |
| Ve bu da ilaçların kontrollü bir şekilde dolaşımına ve... ...gördüğüz tüm şekillerle çevreyle... ...bütünleşmesine imkân sağlıyor. | TED | وهكذا يسمح بإيصال متحكم للأدوية واندماج مع البيئة في كل تلك الأشكال التي رأيتم. |
| kontrollü bir odada, 22 derecede bunu aç. | Open Subtitles | الان خذ هذه الى المختبر في حيز متحكم,72 درجة فهرنهايت وافتحه |
| kontrolcü bir yapısı var ve inatçı. | Open Subtitles | مثل أمي متحكم وعنيد أقصد، ماذا يمكنني فعله؟ |
| Bunu küçük prefabrik parçalarla inşa ediyoruz bunlar hava ve ışığın kontrolü bir şekilde içeri girmesine izin veren pencereler. | TED | ونحن بصدد بناءه مع هذه القطع الجاهزة الصغيرة وهي النوافذ التي تسمح بدخول الهواء والضوء بطريقة متحكم بها داخل المبنى |
| Havadaki yıldız, Louis isminde bir yüklenici. | Open Subtitles | المشتبه به متحكم يعرف بلويس |
| Beş saniyede bir suratıma bir şeyler fırlatmayan uslu, bükücü olmayan bir çocuk istiyorum. | Open Subtitles | لطيف ، غير متحكم ، ولا يفجر الرياح في وجهي كل 5 ثواني |
| Su bükücü az önce toprağı da mı büktü yoksa? | Open Subtitles | هل متحكم المياه هذا تحكم لتوه في الأرض ؟ |
| Sana daima zaman buluyordu ama değerli minik Hava bükücü'süne. | Open Subtitles | , كان لديه دائما وقتا لك , مع ذلك متحكم هوائه الصغير العزيز |
| Umduğun gibi bir hava bükücü olamadım, fakat dünyayı güvende tutmak için elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | , لأنني لم أتحول إلى متحكم بالهواء مثلما تمنيت لكنني حاولت بأفضل ما لدي لأبقاء العالم آمنا |
| Bu kadar kontrollü biri niye kontrolü en zor silahı seçiyor? | Open Subtitles | لكن لماذا قد يختار شخص متحكم لهذه الدرجة |
| Onlar sadece kontrollü bir patlama yaparlar. Tüm kanıtımız ortadan yok olurdu. | Open Subtitles | إنهم يقومون فقط بتفجير متحكم به سوف نفقد كل أدلتنا |
| Çok geç kaldık. Gitmiş. Herkes çok kontrolcü olduğumu söyledi. | Open Subtitles | تأخرنا للغايه, لقد ذهبوا قال الجميع أنني متحكم للغايه |
| Evet, kontrolcü. | Open Subtitles | أجل، متحكم |
| İçgüdüleriniz size yere yıkmayı söyler çünkü manevra kabiliyeti daha yüksek, ancak kontrolü bırakmamalısınız. | Open Subtitles | غرائزكَ ستُخبرُك بأن تجعلها أرضيه لأنه يقبل للمناورةُ أكثرُ لَكنَّك يَجِبُ أَنْ تَبْقى متحكم |
| Taşıma kurumu, kesinlikle bir trafik kontrolü görevlisinin vahim bir hatası olduğunu que el nombre del hombre es Donald Margolis. | Open Subtitles | كما أكدّت الإدارة الفيدرالية للطائرات، أنّه حقًا خطأ فردي مأساويّ من متحكم بالخطوط الجويّة |
| yüklenici mi? | Open Subtitles | متحكم ؟ |
| Ay ilk su bükücüdür. | Open Subtitles | الأسطوره تقول بأن القمر هو أول متحكم بالماء |
| Daha güçlü bir yüklenicinin çıkacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لقد كنا نخمن من أنه ربما قام بها متحكم آخر |
| Olan şu: bu böcek kışın soğuk hava tarafından kontrol altında tutuluyor. | TED | مايحصل هو ان هذه الخنفساء متحكم بها من قبل الطقس البارد في الشتاء. |
| Ben, bugünden itibaren her şeyin, kontrolüm altında olduğunu söylemek için geldim. | Open Subtitles | حسنا انا هنا لأبلغك انه ابتداء من اليوم انا متحكم بكل شيء |
| Beyin tarafından kontrol edilen ilk dış iskelete Brezilya’nın en ünlü bilim adamının adını verdik. Alberto Santos Dumas. 19 Ekim 1901’de kendisinin yaptığı ilk kontrol edilebilen uçakla Paris’te milyonlarca kişinin önünde uçtu. | TED | أول هيكل خارجي يتحكم به الدماغ، سُمي باسم أشهر عالم برازيلي على الإطلاق ألبرتو سانتوس دومون، الذي أنشأ في 19 أكتوبر 1901، أول سفينة جوية متحكم بها وكان أول من حلق بها في باريس أمام مليون مشاهد. |