| Sadece içi yunanlılarla dolu at yerine, bizde içinde gay olan micra vardı. | Open Subtitles | فقط,بدلاً من حصان محشو باليونانيين, كان لدينا سيارة لو محشوة بشاذ صغير جداً |
| Hep öyle derler, "dolu olduğunu bilmiyordum." | Open Subtitles | هذا مايقولونه دائما لم أكن أعلم بأنه محشو |
| "dolu olmadığını söylemişti. Silah merhum Bay Haze'inmiş. | Open Subtitles | قالت بأن السلاح غير محشو .و هو ملكا للسيد هيز المتوفي |
| - İddiaya göre. Bir polisi içi doldurulmuş bir martıyla öldürmüş. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنه قام بطعن شرطي في رقبته بطائرٍ محشو من البحار الشمالية. |
| Evet öyle oyuncak bir hayvanın, genetik olarak yanlış olması tamamen saçmalık. | Open Subtitles | أجل واضح أنه سخيف إنه حيوان محشو وهذا خطأ وراثي |
| Unutma, o dolu. Eğer tetiği çekersen ateş eder. | Open Subtitles | وتذكر, انه محشو .ويطلق عندما تضغط على الزناد |
| Silahın dolu olmadığından emin olmalısınız. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ متاكد ان هذا السلاحِ غير محشو. |
| Silahın dolu olmadığından emin olmalısınız. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ متاكد ان هذا السلاحِ غير محشو. |
| Masanın üzerindeydi. dolu olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | .لقد كان على الطاولة .لم أعلم بأنه كان محشو |
| Bilirsiniz, sesi, burnu iyice dolu gibi çıkıyordu. | Open Subtitles | تعرف كيف يبدو صوتها كأن أنفها محشو بالكامل |
| Bende dolu bir 45'lik var. Sende ise sivilceler. | Open Subtitles | لدي مسدس محشو عيار 45 وأن لا تملك ثوى بثور |
| Hayır. Paulie, yapma. Silah dolu. | Open Subtitles | لا ، بولي، لا تفعل هذا هو محمّل انه محشو |
| Silah dolu değil. Mermileri nerede sakladığımı bilmiyor. | Open Subtitles | هذا المسدس غير محشو انة لا يعلم مكان الطلقات |
| Ve içim formaldehit ile dolu bir haldeyken bir ilişki sürdürmek zordur. | Open Subtitles | نعم ، ومن الصعب تكوين علاقة لو كنت محشو بالفورمالديهايد |
| ..ve yemin ederim Tom silahı ateşlediğinde onun dolu olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | و لكننى اقسم عندما اطلق توم النار لم يكن يعرف ان المسدس محشو |
| Aslında onu özel kızıl demir kurşunlarla dolu bir 45'likle vurursan | Open Subtitles | في الحقيقة يقولون بأنّه إن أطلقت عليه من بندقية عيار 45 محشو برصاصات حديديّة |
| Burada adamın dolu bir silahı olduğu yazıyor, yani başka şansı vardı. Neden el bombası? | Open Subtitles | تعرفون مكتوب هنا ان الرجل كان لديه مسدس محشو بالكامل لذا نحن نعرف انه كان عنده خيار |
| Balıkla doldurulmuş hindi göğsü. | Open Subtitles | طعام تركي محشو في صدر الدجاج المحشو في كرات السمك |
| Çizme çekimlerinde ya içi doldurulmuş bir at ya da bir kız kullanırdık. | Open Subtitles | في صور احذية الركوب.عادة نستعين بحصان محشو او في بعض الاحيان فتاة |
| ...steteskopunun üstünde oyuncak bir hayvan taşıyor. oyuncak bir ayı. | Open Subtitles | لديه حيوان محشو صغير على سماعته |
| Leela'nın Heksadekapus'tan fırlayıp ay kubbesini kırarak dışarı uçup bir Peluş hayvanın içinde bir balondan nefes alarak hayatta kalışını izlemek gerçekleri görmemi sağladı. | Open Subtitles | رؤية ليلا تطير من الاخطبوط و تحطم القبة القمرية و تبقى على قيد الحياة داخل حيوان محشو عن طريق تنفس بالون |
| doludur. Tek yapman gereken tetiği çekmek. | Open Subtitles | انه محشو ليس عليك سوى ضغط الزناد |
| pelüş bir penguen, şimdi her şeyim tam oldu. | Open Subtitles | بطريقٌ محشو للرجلِ الذي عِنْدَهُ كُلّ شيء |
| Ayrıca ağzına hayvan dışkısı doldurulmuştu. | Open Subtitles | ـ و .. أجل ، كان هناك براز حيونات محشو في فمه |