Evet, evet, spor salonunda birkaç dikişi yırttım. | Open Subtitles | اجل لقد مزقت بعض الغرز و انا في الجمنازيوم |
O yüzden mi fotoğrafını yırtıp çöpe attın? | Open Subtitles | لهذا السبب مزقت صورتها؟ و رميتها في القمامة؟ |
Adının ve adresinin yazdığı sayfayı o yüzden mi yırttın? | Open Subtitles | لهذا مزقت الصفحة من هذا الدفتر التي تحتوي على إسمك وعنوانك. |
Kocasının bütün takımlarını kesmiş. Adam da onun resimlerini parçalamış. | Open Subtitles | يوم ما مزقت كلّ بدلاته وهو إنتقم بتمزيق كلّ لوحاتها. |
" Macy's " in arka sokağında bir mankenden kopardım. | Open Subtitles | لقد مزقت تمثال عرض فى زقاق قرب محلات ماسى |
Bir güç, dışarıda bir yerde, uzayın ve zamanın sınırlarını parçaladı. | Open Subtitles | . قوة ما خارجية هناك مزقت الحد الفاصل بين المكان والزمان .. ربما من قبل في حالة |
Kalbi ters taraftaymış ancak kurşun ana atar damarı yırtmış ve onu kurtaramamışlar. | Open Subtitles | كان قلبه معكوسا لكن مع ذلك مزقت الرصاصة شرايين رئيسية و لم يتمكنوا من إنقاذه |
Tüm sinirlerin bir araya toplandığı omurilik merkezini parçaladım. | Open Subtitles | مزقت مركز العمود الفقري حيث تتجمع جميع الأعصاب |
Her kurban paramparça edilmiş ve sanki vahşi bir hayvan tarafından yenmiş gibiymiş. | Open Subtitles | كل ضحية مزقت لقصاصات و أكل منها كما لو أنه هاجمها حيوان برى |
Testisimi yırttım. Beni hastaneye götürmelisin. | Open Subtitles | لقد مزقت كيسي ، أحتاجك لتوصليني للمستشفى |
Bence,o aptal otobüsün tepesinde bir ayak lifimi veya onun gibi bir şeyi yırttım. | Open Subtitles | أعتقد أني مزقت رباطاً أو شيئاً ما على سطح تلك الحافلة |
Resmini yırttım o da bunu, benim ona karşı olan acımasızlığımın tasviri ve sana olan sevgisinin nedeni olarak kullandı. | Open Subtitles | مزقت صورتها وهذا ستعتبره مثالاً توضيحيًا على قسوتي عليها وحبها لك |
Eski bir elektrikli battaniyeyi yırtıp içindeki asbesti çıkardım. | Open Subtitles | لقد مزقت سلكاً كهربائياً و أخذت الإسبستوس منه |
Kağıdı yırtıp attı majesteleri. | Open Subtitles | لقد مزقت الورقة إلى نصفين, يا صاحب الجلالة |
Pantolonunu nasıl yırttın? | Open Subtitles | ماذا تفعل بهذا الكلب وكيف مزقت ثيابك ؟ |
Evet, yırttın bunu. | Open Subtitles | أجل، لقد مزقت ذلك قبلًا، لا بأس |
Kurşun organlarımı parçalamış. Hamile kalabilmemin neredeyse imkansız olduğunu söylediler. | Open Subtitles | مزقت الطلقة أحشائي قالوا أنه سيكون مستحيلاً تقريباً أن أنجب |
Enver Çavuş siperde yaralandı. Kurşun sağ elini bileğine kadar parçalamış. | Open Subtitles | العريف أنور أصيب بذراعه اليمنى و مزقت الرصاصة رسغه |
Telefonu ben kopardım, kabul ediyorum. | Open Subtitles | باستثناء التليفون أنا الذى مزقت سلكه |
Tendomlarımı yırttı. Dizimdeki bütün kasları parçaladı. | Open Subtitles | مزقتكلقوائممستخدمي، و مزقت كل رابطة تربطني بهم |
- Evet, bıçak derisini kesmemiş, yırtmış. | Open Subtitles | ـ نعم ، السكين مزقت الجلد بدلاً من تشريحه |
Kredi kartlarımız ile bu ismi parçaladım, Hugh. | Open Subtitles | لقد مزقت هذا الإسم مع بطاقاتنا الأئتمانية هيو |
Küçük grubumuzu paramparça; sevdiğim insanları birbirine düşman etti. Keşke... | Open Subtitles | مزقت أشلاء مجموعتنا الصغيرة ، وحرضت إناس أحبهم ضد البعض |
Duş perdelerinden birini de o zaman yırtmıştım. | Open Subtitles | كانت هذه احدى المرات التي مزقت فيها ستائر الحمام |
Kulağımı parçaladın. Artık küpe takamıyorum. | Open Subtitles | مزقت أذني الآن لا أستطيع لبس الأقراط |
Kurşunun, brakiyal ve karotis arterleri parçalayıp köprücük kemiğine saplanmış. | Open Subtitles | رصاصتك مزقت له الشريانين العضدي و السباتي وإستقرت بجانب الترقوة. |
Odasına gittim, kız üzerime atladı, ve ben de elbiselerini yırtarak çıkardım. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى غرفتها لاجد تقفز علىّ ـ فما كان منى سوى أن مزقت ثيابها ـ بربك |
Sahiplerinin beğenmeyerek yırttığı, buruşturduğu vesikalık fotoğraflar toplanmış ve birleştirilmişti. | Open Subtitles | العديد من الصفحات مليئة بصور الهوية مزقت و ألقت من قبل اصحابها أُعيدت تجميعها بعناية قد تكون شاذة في بعضها |