Zoofili;seni doldurulmuş bir havyan gibi becermek isteyene denir. | Open Subtitles | أحدهم يريد مضاجعتك وكأنك حيوان مكسو بالفراء |
O seni becermek isteyen gerçek bir orospu çocuğu. "Dünyada bir melek varsa, | Open Subtitles | انه وغد يحاول مضاجعتك لم يسبق وان رأى العالم ملاك مثلك, لكن لا ملاك وان فعل اشياء كالذي حلمت بأنك تردينها |
Seninle yatmak istiyorlar çünkü sen bu dünyadaki en seksi ve güçlü erkeksin. | Open Subtitles | يتمنون مضاجعتك لانك افضل رجل في العالم واكثرهم اثاره |
Vampirlerle dolu dünyada insan olmak kondom kullanmadan fahişeyle yatmak kadar güvenlidir. | Open Subtitles | بأن تكون بشراً في عالمٍ مليء بمصاصي الدماء آمنٌ مثل مضاجعتك لعاهرة بـ 5 دولارات |
Joe senle çok iyi anlaşıcaz, en azından sevişmek istemiycem senle | Open Subtitles | مرحباً أتعرف ما أحبه في هذه الوظيفة ؟ أني لا أريد مضاجعتك على الإطلاق |
Güzel kıç, seni fena sikmek istiyorum. -Vajinanın penise ihtiyacı var | Open Subtitles | و ثم يمكنك أن تدخل أشياء، شاهد مؤخرة جميلة أريد مضاجعتك |
Öyle dedim, çünkü seninle yatmaya çalışıyordum ve sonra da sana aşık oldum ve bunun gerçekten benim için bir sorun olmayacağını fark ettim. | Open Subtitles | وقلتَ أنّك لا تمانعُ ذلك لقد قلتُ ذلكَ إذ أردتُ مضاجعتك ومن ثمّ وقعتُ في حبّك |
Onun için çıldırdığınız, ama sizinle yatma olayını kaldıramadığı için sadece arkadaş kalmak isteyen, çalışma arkadaşınızla aynı evde kalmıyorsanız. | Open Subtitles | إلا إن كنتَ تعيش مع زميلة أنت مجنون بها وقررت مؤخراً أنها لاتستطيع مضاجعتك وتريدك صديقاً فحسب |
Öpmekten daha fazlasını yapmak istedim. Seni becermek istedim. | Open Subtitles | اردتُ أنّ أفعل أكثر من تقبيلك ، أردتُ مضاجعتك في مرحلة ما |
Yani seni becermek isteyen yabancı biri sana geliyor ve sen de buna evet diyorsun. | Open Subtitles | ، اذاً، بعض الغرباء اللذين يريدون مضاجعتك يأتون اليك وأنتي تقولين نعم |
Bir erkek seninle ilgileniyorsa seni becermek istiyordur ve hala seni becermek istiyorsa güvendesin demektir. | Open Subtitles | ولو كان الرجل ما زال يحبك هذا يعني أنه ما زال يرغب في مضاجعتك وإن كان لا يزال يرغب في مضاجعتك اذاً أنتِ بخير |
Seni bol bol becermek için yapıyorum. | Open Subtitles | كلا هذا أنا اريد مضاجعتك بكثره |
Eğer gerçekten kardeşim olsaydın, yine de seninle yatmak isterdim. | Open Subtitles | اريدك ان تعرف شيئا _ ماذا؟ _ حتى اذا كنت اخى لظللت اريد مضاجعتك |
Benimle yatmak sana korkunç mu geldi? | Open Subtitles | هل مضاجعتك لي سيئة إلى هذا الحد ؟ |
Seninle ünlü biri olduğun için yatmak istemesi seni rahatsız etmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يضايقك أنها تريد سوى مضاجعتك -لأنك مشهور؟ |
Ateşli hemşireler topluluğu beyninde sevişmek için komplomu kuruyor? | Open Subtitles | عصابة من الممرضات الجميلات يتآمرون على مضاجعتك ؟ |
Karanlıktan korkmamıştım. Seninle sevişmek istediğim için korktum. | Open Subtitles | ليس من الظلام بل لأنني أريد مضاجعتك |
Vampirlerle dolu dünyada insan olmak kondom kullanmadan 5 dolarlık fahişeyi götten sikmek kadar güvenlidir. | Open Subtitles | بأن تكون بشراً في عالمٍ مليء بمصاصي الدماء آمنٌ مثل مضاجعتك لعاهرة بـ 5 دولارات |
Adayınla yatmaya böyle mi diyorsun? | Open Subtitles | أهذا ما تطلقينه على مضاجعتك مرشحك ؟ |
Sizinle yatma havasındaysa, çenenizi kapayın da yatsın. | Open Subtitles | إن كانت في مزاج مضاجعتك اخرس ودعها تعمل |
Yandan bakış attım, gizlice gülümsedim, sana çakmak istediğimi söyledim. | Open Subtitles | اللمحات الجانبية, الابتسامات السرية، إخبارك أنّي أريد مضاجعتك |
- Destekliyorum ama durum zaten benim için yeterince garip ve senin rastgele beş herifi sikmeni tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | إني أحاول، لكنه يستعصي عليّ مناقشة مضاجعتك لـ5 رجال عشوائية |
Hem role bürünmüşken seninle sevişmeyi sevmiyorum. | Open Subtitles | الى جانب، أّني لا أحبّ مضاجعتك أثناء عملك السرّي |
Eğer onun dediğini yapmazsan, seninle seks yapmayı bırakıp, seninle sevişmeye başlayacağım. | Open Subtitles | إذا لم تفعل ما تطلبه منك فسأتوقف عن مضاجعتك و سأبدأ بإظهار الحب أحبك |