| Artık her zamankinden daha çok güç ağımızın Bir parçası oldu. | TED | إنها حاليًا جزءاً من شبكتنا للطاقة أكثر من أي وقتٍ مضى. |
| Tam 20 gün 18 saat oldu. Orda neler oluyor? | Open Subtitles | مضى الآن 20 يوما و18 ساعة ما الذي يجري هناك؟ |
| Bana bunca zamandır tek yapması gereken hislerini kapatmaktı mı diyorsun şimdi? | Open Subtitles | أتخبرني الآن أن طيلة ما مضى لم يتعيّن عليها سوى إخماد إنسانيّتها؟ |
| Sonuçta adam gibi korsanlık yapmayalı epey Bir zaman geçti. | Open Subtitles | يبدو أنه مضى وقت طويل ولم نقم بعملية سرقة حقيقية |
| Oldukça hoş ve hızla yayılmaya başladı, bio çeşitliliği Bir zamanlar çok zengin olan Kuzeybatı Akdeniz'de aşırı büyümeye başladı. | TED | هي جميلة جدا ولديها بداية سريعة لتنمو سريعا في ما مضى غنية جدا التنوع الحي في شمال غربي البحر المتوسط |
| Bu çok kötü. Seni çıplak görmeyeli uzun zaman oldu. | Open Subtitles | انه سيء جداًً,لقد مضى وقت طويل منذ ان رأيتك متعري |
| Nick, babanla en son konuştuğundan beri iki aydan fazla oldu. | Open Subtitles | لقد مضى أكثر من شهرين منذ أن تحدثت إليه اسمعي دايزي.. |
| Bir erkek tarafından ziyaret edilmeyeli çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ آخر مرة جاء رجل لزيارتي |
| O kadar çok gülmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki... | Open Subtitles | مضى سنوات كثيرة منذ أن ضحكت كثيراً و جعلت عروقى تدمى |
| Fakat değiştim ve bence şunu diyebilirsin ki her şey çok başarılı oldu. | Open Subtitles | ولكن تجاهلت الأمر وأعتقد أنه بامكانك القول بأن كل شيء مضى بشكل جيد |
| Vakit yok. Bu adamlardan her biri ne zamandır bu işi yapıyorlar? | Open Subtitles | ليس هُناك وقت، هؤلاء الرجال، كمْ مضى على وُجودهم في ذلك المجال؟ |
| Çünkü ne kadar zamandır hamileyim bilmiyorum ve senden mi onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لأنّني لا أعلم كم مضى على حملي ولا أعلم حتّى إن كان ابنك |
| Çünkü çok uzun zamandır, büyük finansal aktörleri tek başlarına bıraktık. | TED | لأنه مضى وقتٌ طويلٌ، على تركنا الفاعلين الماليين الكبار لوحدهم. |
| Yani son tartışmamızdan bu yana ne kadar zaman geçti? | Open Subtitles | حسناً , كم من الوقت مضى منذ آخر مشاجرة لنا؟ |
| Hadi ama bunun üstünden en az Bir yıl geçti. | Open Subtitles | بالله عليك , لقد مضى على هذا أكثر من سنة |
| Kitaplar beni Bir zamanlar olduğum o içine dönük çocukluktan kurtardılar. | TED | لقد أنقذت الكتب تلك الطفلة الانطوائية, الخجولة التي كنتها فيما مضى. |
| Ne kadar zaman sonra Quill'in barna gidip onu öldürdünüz? | Open Subtitles | كم من الوقت مضى قبل ان تذهب الى كويل وتقتله |
| Hepsi bu, çocuklar. Belli ki tepelere doğru gitti. | Open Subtitles | الأمر مؤكد يارفاق يبدو أنه مضى من فوق التلال |
| Geçtiğimiz sene Tunus'taydım. Orada çok küçük Bir caminin ihtiyar imamı ile tanıştım. | TED | منذ عام مضى كنت في تونس، و قابلت إماماً لجامع صغير، رجل مسن |
| Bilgisayarlar gelmiş geçmiş her Bir şeyden daha hızlı şekilde ileriye gidiyor. | TED | تتحسن أجهزة الكمبيوتر أسرع من أي شيء آخر من أي وقت مضى. |
| Kanan Baal'ın hizmetinde Bir Goa'uld olarak gizli çalışmış. Ne kadar önceydi bu? | Open Subtitles | كينين عمل متخفى كجواؤلد في خدمة بال كم من الوقت مضى عليه هناك؟ |
| 27 yıl olmuş. O sabah olanlar hâlâ gizemini koruyor. | Open Subtitles | مضى على ذلك 27 عاماً، وذلك الصباح ما يزال غامضاً |
| Binlerce yıl önce onlar bütün zamanların en iyi savaşçılarıydılar. | Open Subtitles | منذ ألف ، ألف قمر مضى هؤلاء كانوا أعظم المحاربين |
| Bu yüzden de, bizim aramızda asla Bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لذلك لا شيء من أي وقت مضى ستعمل يحدث بيننا. |