| Annemi kaybettikten sonra teyzemle bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | بعد أن فقدنا أمي ,الأتفاق الذي أبرمته مع عمتي كان |
| İşler ciddileşmeye başladığında teyzemle birlikte gidecektim. | Open Subtitles | بعدها , عندما يحين وقت الجد , يجب علي المغادرة مع عمتي |
| Biraz önce halamla konuştum. Polisi aramamı istedi. | Open Subtitles | كنت أتحدث للتو مع عمتي وتريدني أن أطلب الشرطة |
| halamla birlikte yaşıyorum, ama o geceleri çalışıyor. | Open Subtitles | أعيش مع عمتي لكنّها تعمل في الليل لكنَّها تحبّني، مفهوم ؟ |
| Kardeşimle halamın yanında kalmak için Hawaii'ye gittik... Kardeşim uyuşturucu işine bulaştı. | Open Subtitles | فذهبت انا وأخي للإقامة مع عمتي في مزرعتها في هاواي وتحول أخي الى زراعة الأفيون |
| Pilsen'de halamın yanında kalıyorum, bu yüzden kira vermiyorum, sorun olmuyor. | Open Subtitles | أنا أعيش مع عمتي في بيلسين وهذا يعني أنه لا يوجد إيجار وهذا جيد |
| Akrabalarım ve teyzem uzak seyehatlere çıkmam için zorluyorlar. | Open Subtitles | علاقاتي مع عمتي تجبرني على السفر في رحلات عديدة. |
| Babam bir aileye ihtiyacım olduğunu bildiği için beni halamın yanına gönderdi. | Open Subtitles | علم أبي بأنني سأحتاج إلى عائلة ولهذا أرسلني لكي أعيش مع عمتي |
| Dhaka'ya geldiğimde teyzemin yanında kaldım. | Open Subtitles | عندما جئت إلى دكا، وبقيت مع عمتي. |
| Yani teyzemle yatmış olabilirsin ama bu şartlarda, şerefe. | Open Subtitles | ربما تكون مارست الجنس مع عمتي و لكن بالنظر للظروف |
| Sanırım, teyzemle yaşamak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أنا أخشى أنه ينبغي أن أقيم مع عمتي |
| Bütün günü teyzemle geçireceğim ama şimdi. | Open Subtitles | لكنني الآن عالقة مع عمتي في عطلة "جميع القديسين" |
| - "teyzemle yaşamayı bıraktım ki o devam eden, zayıflatıcı bir hastalıkla mücadele veriyor" | Open Subtitles | "إنتهى بي المطاف إلى العيش مع عمتي التي تقاتل مرض مُزمن ومُنهك"؟ |
| Sophia teyzemle oynardık. | Open Subtitles | مثلما أفعل مع عمتي صوفيا |
| Bak, hiçbir zaman halamla öyle yakın olmadım. | Open Subtitles | اسمعي , انا لم اكن قريبا لهذا الحد مع عمتي |
| Okuluma devam etmemi ve Şangay'daki halamla kalmamı istedi. | Open Subtitles | يريدني أن أواصل دراستي، وأن أبقى مع عمتي في "شنغهاي". |
| Okuluma devam etmemi ve Şangay'daki halamla kalmamı istedi. | Open Subtitles | يريدني أن أواصل دراستي، وأن أبقى مع عمتي في "شنغهاي". |
| Hayır, halamın yanında kalacağım. | Open Subtitles | لا، أنا أمكثُ مع عمتي |
| Virginia'ya, teyzem Bernie'e gidiyoruz kalmak için. | Open Subtitles | نحن في طريقنا لفيرجينيا للسكن مع عمتي بيرني |
| Ailem bir araba kazasına kurban gittiğinde halamın yanına yaşamaya gelmiştim. | Open Subtitles | توفي والداي في حادث سيارة و تم إرسالي للعيش مع عمتي |
| Kızlar teyzemin yanında güvende. | Open Subtitles | النات في امان مع عمتي |