| Neyse, sırf bizimle uğraşmak için Scooter McGreevy George'un yokluğundan yararlanıp Fillmoreluların kasabanın yarısına dava açmasına neden oldu. | Open Subtitles | على اي حال فقط للعبث معنا سكوتر ماغري استغل غياب جورج جعل سكان فيلمور مقاضاة نصف سكان هذه البلدة |
| Merhamet dediğin zorla alınıyor artık. Bu itoğluitleri dava etmeliyim aslında! | Open Subtitles | ـ ميزة الرأفة تتعرض للتوتر أحياناً ـ عليّ مقاضاة هؤلاء المتسكعون |
| Yarım saatte, kendi okullarına dava açmak istediklerine nasıl ikna ettiğini anlatsana. | Open Subtitles | أخبرهم كيف إحتجت لـ 30 دقيقة لجعلهم يعتقدون بأنهم يريدون مقاضاة مدرستهم |
| Buradaki herkes Sue'ya bir sutyen almak için bir şeyler verdi. | Open Subtitles | الكل هنا شارك بمبلغ لشراء حمالة " مقاضاة حمالة الصدر " |
| Bir polisi mahkemeye çıkarmak ne kadar zor,_BAR_farkında mısın sen? | Open Subtitles | ألديك أدنى فكرة عن مدى صعوبة مقاضاة شرطي؟ |
| sen federasyonu dava ederken, Kimse seni futbol oynamaya zorlamamıştı. | Open Subtitles | مقاضاة إتحاد اللعبة حين لم يجبرك أحد على لعب الكرة |
| Tezahüratta bulunanları dava edeceğim. | Open Subtitles | انا اريد مقاضاة احدهم الذي قام بالهتاف في ذلك الوقت |
| Bu iğrenç makaleden haberim var. O süprüntüyü dava etmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم جيدا بهذا المقال الأبله أنا أفكر في مقاضاة هذه الخرقة |
| Sen Wyant, Wheeler, Hellerman, Tetlow Brown'u dava etmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريد مقاضاة ، ويانت ، ويلر هلرمان ، تيتلو و براون ؟ |
| O zaman onu dava et ve bize yeni bir şarkıcı getir. | Open Subtitles | ثم مقاضاة الترتر قبالة لها، ويأتينا المغني الجديد. |
| Haksız yere işe alındığı için birisini dava edemeyeceğini sanıyorum. | Open Subtitles | لا أظن بإمكانك مقاضاة أحد للتعيين الخاطئ |
| Demek istediğim, ortaklar senin tarafından dava edilmeyi tercih ediyorlar. | Open Subtitles | العقوبة وثلاثة أضعاف الأضرار المحتملة التي تذهب مع القضية عليك مقاضاة الشركاء بنفسك |
| Charlie Geller ve Jamie Shipley derecelendirme kuruluşlarına dava açmayı denedi ancak tüm hukuk büroları buna sadece gülmekle yetindi. | Open Subtitles | شتارلي جيلار و جيمي شيبلي , حاولا مقاضاة شركات الاصدار المعدلات لكن تمت السخرية منهم في كل مكاتب المحاماة |
| Zararlı ürünler sattığı için şeker sanayisini dava etmek istiyoruz. | Open Subtitles | نريد مقاضاة مصنع السكّر لبيع منتجات ضارّة |
| Şaşırtıcı bir şekilde süper kahraman... aslında kurtarılmak istemeyen birini kurtardığı için dava ediliyor. | Open Subtitles | مفاجاه مذهله للاحداث الآن مقاضاة احد الخارقون لانه انقذ احدهم وكما يبدو انه لم يكن يريد الحياه |
| BAY İNANILMAZ'A dava İlginç gelişmeler sonucunda bir süper kahraman kurtarılmak istemeyen birini kurtardığı için suçlandı. | Open Subtitles | مفاجاه مذهله للاحداث الآن مقاضاة احد الخارقون لانه انقذ احدهم |
| Eğer bunu öğrenmek için mahkemeye gitmem gerekiyorsa, eğer her polisi ayrı ayrı dava etmem gerekiyorsa, bunu yapacağım. | Open Subtitles | إن كان علي الذهاب للمحكمة لمعرفة ذلك إن كان علي مقاضاة كل ضابط متعلق سوف أفعلها |
| Şehirli bir arı, Barry Benson insanların balımızı çalıp kanunsuz şekilde paketleyip bundan kâr elde etmesi gerekçesiyle insan ırkına dava açmak niyetinde olduğunu söylüyor! | Open Subtitles | يقول أنه ينوي مقاضاة جنس البشر على سرقتهم عسلنا يعبّـئونه ويربحون منه بطريقة غير قانونية |
| - Önce sen, Peggy Sue. | Open Subtitles | - بعد، بيجي مقاضاة. |
| Kimseyi yanlış kişiyi işe aldığı için mahkemeye veremeyeceğine eminim. | Open Subtitles | لا أظن بإمكانك مقاضاة أحد للتعيين الخاطئ |
| Polise, eyalet savcısına... ve DEA'ya açılacak tazminat davası... sonuçlanınca onun adını parklara verecekler. | Open Subtitles | وعندمانعبر. مقاضاة الشرطة و مدعي عام المنطقة ودي. إي. |
| Bunu ırkçı bir kovuşturma olarak görüyor. | Open Subtitles | يعتبر هذا الأمر على انه مقاضاة عنصريه |
| Cary Agos kovuşturması ile Eyalet Savcılığı kampanyan arasına bağlantı kuruyorsun. Hayır. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}(أنت تقوم بربط مقاضاة (كاري آغوس بحملتك لمكتب المدعي العام |