| Bu şehir ona her zamankinden fazla ihtiyaç duyacakmış gibi geliyor bana. | Open Subtitles | لدي احساس بأن هذا البلد ستحتاجه أكثر من السابق |
| Mağazada her zamankinden çok ürün var, siz üçünüz hırsız girmediğinden emin olacaksınız. | Open Subtitles | ولدينا العديد من البضائع فى المتجر اكثر من السابق وها انتم هنا سوف تمنعون اى احد من السرقة |
| Kahramanlarımız bize her zamankinden daha çok ihtiyacı var! | Open Subtitles | أبطالنا يحتاجون إلى مساعدتنا الآن أكثر من السابق |
| Hayır, Eskisinden de beter olmuşsun. | Open Subtitles | لا انت صرت اسوأ من السابق |
| Eskisinden de fazla. Eskisinden de fazla Dragan. | Open Subtitles | أكثر من السابق (أكثر من السابق، يا (دراج |
| Fakat herhangi bir varsayımda bulunmak için çok erken. | Open Subtitles | ولكن من السابق لااوانه ايه افتراضات |
| Sonunda kalsik kolaya döndüm, ve her zaman olduğundan daha fazla sevmiştim. | Open Subtitles | وبالنهاية عدت للكولا التقليديه وانا احبها اكثر من السابق |
| Sonuç olarak bunlar öncekilere göre çok daha ilginç ama o derece tehlikeliler. | Open Subtitles | كلهم موافقون ، إنهم مهتمون أكثر من السابق ولكن خطيرون في نفس الوقت |
| Kuşlar yardım edebilir. Dostlarım yardımınıza her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. | Open Subtitles | يمكن للطيور أن تساعدنا أصدقائي الطيور نحتاج إليكم أكثر من السابق |
| her zamankinden daha yakınız diyebilirim. | Open Subtitles | استطيع ان اقول بأننا اقرب لها بشكل اكبر من السابق |
| Düşünsene. Afganistan'daki afyon üretimi artık her zamankinden daha çok. | Open Subtitles | فكربالامر إنتاج الافيون في أفغانستان أكبر من السابق الآن |
| Evliliğimiz her zamankinden daha güçlü ama biz de insanız ve arkadaşlarımıza saldırdıklarında bu zor oluyor. | Open Subtitles | زواجنا أقوى من السابق لكن نحن بشر وانه صعب عندما يهاجمون أصدقائك |
| Söylentilere göre bu filmde yapımcılığa da soyunmasıyla Bette her zamankinden daha müşkülpesent olmuş. | Open Subtitles | الإشاعات عن وظيفة بيتي الجديدة كمنتجة في الفلم جعلت منها متطلبة أكثر من السابق |
| Günümüzde, her nerede yaşarsanız yaşayın, çok, çok eski ya da şu dakikaya ait, çok, çok uzaklardan ya da hemen yakınınızdan içinizde duran, yanınızda kalan şiirler bulmak her zamankinden daha kolaydır. | TED | العثور على قصائد أسهل بكثير الآن قد تبقى بداخلك، وقد تظل معك، من السابق جدًا، أو من هذه الدقيقة، من البعيد جدًا أو من القريب جدًا من معيشتك، لا مشكلة أينما كنت تعيش تقريبًا. |
| Eskisinden de iyi oldu! | Open Subtitles | ! لقد أصبح أجمل من السابق |
| Ama bir fırtına için çok erken. | Open Subtitles | ولكن من السابق لأوانه وجود عاصفة |
| Emin olmak için çok erken. | Open Subtitles | من السابق لأوانه قول و تأكيد ذلك |
| İşler her zaman olduğundan çok daha fazla dengesizleşmiş durumda. Değişen hiçbir şey yok! | Open Subtitles | الأوضاع غير متوازنة اكثر من السابق الآن. |
| Yine de burs yazısının yolunda gittiğini fark ettim çünkü dikkatimi daha önceye kıyasla çok daha uzun süre canlı tutabiliyordum. | TED | ولكنني اكتشفت أنّ التقديم للمنحة حينها يجري بشكل جيّد، لأنّه كان بإمكاني أن أُركّز وأُحافظ على انتباهي لوقتٍ أطول من السابق. |
| Modern Batı toplumlarımız eskisinden çok daha karmaşık, bu göç zamanında. | TED | مجتمعاتنا الغربية الحديثة معقدة اكثر من السابق في هذا الوقت من الهجرة |