Sevgili annem, bu dünyadan göçüp ebedi istikametine giderken, bana son sözlerini etmişti. | Open Subtitles | كما كان مخطط لموت أمي أن ترحل من هذه الأرض إلى مكان أفضل لقد قال أخر كلمات لي |
ABD hükümetinin geri kalanı bu dünyadan göçmüşken bizler ile birlikte hayatta olmasının sebebi bu. | Open Subtitles | ومن السبب انه على قيد الحياة وهنا معنا اليوم في حين أن بقية حكومة الولايات المتحدة هلك من هذه الأرض. |
Son kırmızı adam, bu dünyadan ayrılana dek bu orman ve kıyılar hala, onların ruhlarını saklayacak." | Open Subtitles | "عند زوال آخر هندي أحمر من هذه الأرض. "هذه الغابات والشواطئ تظل تحتفظ بروحه." |
Bu toprakların neresi size vaadedildi bilmiyorum ama... | Open Subtitles | ... أنا لا أعرف آي جزء من هذه الأرض وعد لكم |
Ve biz olabildigince çok Yahudi istedik, bu topraklardan daha büyük bir parça alabilmek için, bu yüzden Yahudileri Filistinde istedik. | Open Subtitles | ونحن أردنا يهود كثيرون بقدر الإمكان لكى يحصلوا على قطعة أكبر من هذه الأرض لذلك أردنا اليهود في فلسطين |
Ve uzun korkunç dişleri vardı, bir kurdun azıdişleri gibi, bu dünyadan değil gibiydi. | Open Subtitles | وكان لديها أسنان طويلة مخيفة! مثل أنياب الذئب، وكأنها ليست من هذه الأرض! |
O şey bu dünyadan değil. | Open Subtitles | إنه لَيسَ من هذه الأرض |
bu dünyadan değilim deyimini tercih ederim. | Open Subtitles | أُفضل مصطلح "لست من هذه الأرض" |
- Ne o? bu dünyadan değil, | Open Subtitles | انه ليس من هذه الأرض |
Belki o bu dünyadan bile değildi! | Open Subtitles | ربما لم يكن من هذه الأرض |
Clark Kent bu dünyadan değil. O bir uzaylı | Open Subtitles | ،كلارك كنت) ليس من هذه الأرض) إنه مخلوق فضائي |
Bu, bu dünyadan değil. | Open Subtitles | هذا ليس من هذه الأرض. |
Bazı insanların bu dünyadan kaldırılması gerekir, Kilgrave de onlardan biri. | Open Subtitles | بعض الناس يجب أن تمحى من هذه الأرض و(كيلغريف) أحدهم |
"Diğer yandan ise bu konuşmayan ziyaretçinin başka bir şey olduğuna bu dünyadan olmadığına inanılıyor." | Open Subtitles | "آخرون اعتقدوا أن الزائر الصامت هو شيء أخر... شيء ليس من هذه الأرض" |
Bu adanın yasaları altında Bu toprakların vatandaşı, Rose Dryden'ı öldürdüğüne dair elimizde yeterli delil var! | Open Subtitles | طبقاً لقوانين هذه الجزيرة، وجدنا أدلة كافية بأنك قتلت (روز دريدن) مواطنة من هذه الأرض .. |
Her gün bu topraklardan bir milyon ton kömür çıkarılır. | Open Subtitles | حوالي مليون طن من الفحم تُستخرج من هذه الأرض كل يوم |
Hükümetleriniz istenmediğiniz bu topraklardan çekilmediği sürece biz ve zulüm altındaki ülkelerden kardeşlerimiz Allah'ın ateşini başınıza yağdıracağız. | Open Subtitles | حتى حكوماتكم تنسحب من جميع الأراضي أين أنتم غير مرغوب فيكم. نحن وإخواننا من الأمم المضطهدة من هذه الأرض |
Atalarımız, Romalıları bu topraklardan atmıştı. | Open Subtitles | أسلافنا أخرجوا الرومان من هذه الأرض |