|                Çocuk yaşta evlilik yoksulluk, sağlıksızlık ve eğitim eksikliği döngüsünü devam ettiriyor.                 | TED |                 زواج الأطفال يطيل الدورة الخبيثة للفقر والمستوى الرديء للصحة و نقص التعليم.                 | 
|                Yeteri kadar demire sahip değilseniz demir eksikliği anemisi olabilirsiniz.                 | TED |                 فعندما ينقص الحديد في جسمك قد تصاب بأنيميا نقص الحديد،                 | 
|                Kendisine maaş vermediğini, girişimin başarılı olmasına rağmen kaynak sıkıntısı çektiğini söyledi.                 | TED |                 أخبرني أنه لا يعطى نفسه راتبًا، لأنه برغم النجاح الذي حققه، لازال البرنامج يعاني من نقص الموارد.                 | 
|                Bir bozukluk daha az, yine de çok para ediyor.                | Open Subtitles |                 بالرغم من نقص عملة واحدة فمازالت تعتبر الكثير من المال                | 
|                Bunlar gibi benzer kötü şeyler Puanlarımızın eksik olması demektir                | Open Subtitles |                 او اي اعمال مماثلة .. نحصل على نقص في النقاط                | 
|                Malzeme bolluğu hiç bir zaman hissedilen kıtlığı ortadan kaldırmaz.                 | TED |                 لم تقضي الوفرة المادية أبدا على نقص الإدراك.                 | 
|                Peki rahimdeki yetersiz beslenme neden daha sonra hastalıklara yol açıyor?                 | TED |                 لماذا يجلب نقص التغذية في الرحم المرض في وقت لاحق؟                 | 
|                Özgüven eksikliği Brezilya açısından büyük bir sorun ve 17 yaşında bir gençle maça başlanmasını gerçekten anlamak zor...                | Open Subtitles |                 لان نقص الثقة هي المشكلة الحقيقية بالنسبة للبرازيلين و البدء ب 17 عام كلاعب اساسي سوال يصعب الاجابة عنه                | 
|                Bende sadece tuz eksikliği vardı çünkü tuzu aşırı absorbe ediyorum.                | Open Subtitles |                 لقد كان معي نقص بالملح فقط لأنني جيدة جداً في إمتصاصه                | 
|                Site çalışırken gereken donanım eksikliği siteyi açarken gereken reklam eksikliği.'                | Open Subtitles |                 نقص القرص الصلب للتعامل مع الإستخدام نقص الدعم لطرح الموقع بنجاح                | 
|                Çürükler, anemi, C vitamin eksikliği, hatta lösemi kaynaklı oluşabilir.                | Open Subtitles |                 الكدمات قد تشير للأنيميا نقص الفيتامين سي او حتى اللوكيميا                | 
|                - Tabii böyle olur. Protein eksikliği olan dört model aynı duşu paylaşıyor.                | Open Subtitles |                 هذا ما يحدث عندما تتشارك 4 عارضات لديهم نقص فى البروتين فى حمام                | 
|                Şu anki tahminler 2040 yılına kadar, 20'den fazla ülkede su sıkıntısı yaşanabileceğini gösteriyor.                 | TED |                 وتتوقع التقديرات الحالية أنه بحلول عام 2040، قد تعاني ما قد يفوق 20 دولة أخرى من نقص المياه.                 | 
|                Paraşütçü kıtasının, önemli ekipmanları eksik, her zaman yiyecek sıkıntısı var,                | Open Subtitles |                 المظليون يعانون من نقص التجهيزات من نقص الغذاء                | 
|                Kadromuzun az olduğunun farkındayım ancak bir tarih danışmanını gerek görmüyorum.                | Open Subtitles |                 أتفهم حالة نقص الموظفين لدينا ولكن لا أجد الحاجة لمستشار تاريخي                | 
|                Bu çölün kavurucu sıcaklıklarına ve su kıtlığına dayanabilen az sayıdaki sürüden biri.                | Open Subtitles |                 أحد الحيوانات القليلة التي تطيق درجات حرارة هذه الصحراء الحارقة و نقص الماء.                | 
|                Onu getirdim çünkü ben gittiğimde bir uzmanımız eksik kalacak.                | Open Subtitles |                 لقد أعدته لانه سيكون نقص في الاطباء المتخصصين عندما أذهب                | 
|                İş kıtlığı başlayacak ve sosyal güvenlik programına yatıracak para kalmayacak.                 | TED |                 سيكون هناك نقص في العمالة ولن يكون هناك مالٌ كافٍ لتمويل برامج شبكة الحماية.                 | 
|                Yetimhanede, yetersiz sayıda yatak vardır ve kıyafetler de yeterli değildir.                 | TED |                 هناك نقص في أسرة النوم في دار الايتام وملابس الدفء غير كافية.                 | 
|                Ya çok akıllı ya da ciddi lif yetersizliği var.                | Open Subtitles |                 إما أنها ذكية جداً أو أن لديها نقص حاد بالألياف                | 
|                Belki de nehre düşmüş ya da yemek eksikliğinden ölmüştür.                | Open Subtitles |                 ربما دخل النّهر .أو مات من جراء نقص الطعام المناسب                | 
|                Ana, HIV mi olmuş? Ve sen de onunla sevişecektin? Evet.                | Open Subtitles |                 إنتظر ، مصاب بمرض نقص المناعة وتريد ممارسة الجنس معه ؟                | 
|                Hükümet, en az 20 milyon ev eksiğimiz olduğunu söylüyor.                 | TED |                 تقول الحكومة إننا لدينا نقص يبلغ 20 مليون منزل على الأقل                 | 
|                Tüm bunlar sayesinde fark ettim ki açlık, yiyecek yetersizliğinden değil, lojistik sorunundan kaynaklanıyor.                 | TED |                 كل هذا، جعلني ألاحظ أن الجوع لم يكن بسبب نقص المؤن، بل كونه مشكلة متعلقة بالتخطيط.                 | 
|                Çoğu insanın aklına gelen ilk konu nitelikli iş gücünün azlığı.                 | TED |                 أول ما يتبادر إلى الذهن، هو نقص العمالة الماهرة.                 | 
|                Veya bağışıklık yetmezliği yüzünden evine mikrop getirme korkusuyla kızını riske atmak istemeyen ve bu sebeple evden ayrılamayıp okula gidemeyen Ryan gibi.                 | TED |                 أو راين، الذي لا يستطيع الذهاب الى الجامعة، بسبب نقص مناعة ابنته لا يجازفون بجلب جراثيم الى منزلهم، لذا لا يستطيع مفارقة المنزل.                 | 
|                20 milyon ev eksikliğini tamamlamak için 2,5 metrekarelik 20 milyon tane ev yapamazsınız ve yapıyor olmamanız da gerekir.                 | TED |                 ولسد نقص 20 مليون منزل لا يمكنك بناء 20 شقة مساحة كل منها 25 قدم مربع ولا يجب عليك فعل ذلك                 | 
|                Yönetimin tecrübesizliği yüzünden çiftlikte kıtlık baş gösteri, ama Kartopu geleceği düşünmeye devam ediyordu.                | Open Subtitles |                 الادارة الغير خبيرة احدث نقص في المؤنة لحيوانات المزرعة لكن سنوبول استمر في تفكيره نحو المستقبل                |