| Pek çok insan Hub'ın Kuzey Afrika'daki en iyi binici olduğunu söyler. | Open Subtitles | معظم الناس كانت تقول أن هب كان أفضل فارس فى شمال أفريقيا |
| Hub ve Garth McCann, en soylu ve cesur insanlar, ha? | Open Subtitles | هب و جارث ماكان أشجع و أجرأ الرجال, أليس كذلك ؟ |
| Hub, neden sen kullanmalısın anlamıyorum. Bu benim arabam. | Open Subtitles | هب , أنا لا أعرف لماذا تقود أنت, أنها سيارتى |
| Ben eve dönmek istedim, ama Hub, Almanların bir adım önünde Avrupa'yı dolaşalım dedi. | Open Subtitles | أنا أردت العودة للمنزل لكن هب قال يجب أن نتجول فى أوروبا ونسبق الألمان |
| Ve Hub, son gecemizi orada gece hayatının tadına vararak geçirmeye karar verdi. | Open Subtitles | وقرر هب, أن نقضى اخر ليلة نتمتع بالحياة الليلية المحلية |
| Hub, "hepsi benim hatam" dedi, ama endişe etmememi söyledi. | Open Subtitles | قال هب هذا كله خطأى ولكن أخبرنى ألا أقلق |
| Hub'ın kurtardığı kadınlardan biri bir prensesin hizmetçisiydi. | Open Subtitles | إحدى السيدات التى حررها هب كانت خاصة بأميرة |
| Bir gün, Hub Akdeniz sahilinde atına biniyordu. | Open Subtitles | فى أحد الأيام, هب كان يركب حصانه بمحاذاة شاطئ البحر الأبيض المتوسط |
| Hub hep kötüleri kendine ayırır. Böyle bencildir. | Open Subtitles | هب دائما يضرب الأشخاص السيئين بمفرده هو أنانى فى هذا الموضوع |
| Eminim, Hub hastaneden yeni çıktığından eve yavaş yavaş dönüyorlardır. | Open Subtitles | أنا متأكد أنهم مع خروج هب حديثا من المستشفى قادمين ببطء وسهولة إلى المنزل |
| Kavga vardı. Hub amca yendi. Müthişti. | Open Subtitles | لقد كانت معركة, وفاز خالى هب لقد كانت عظيمة |
| Hey, Hub Amcam ve Yasemin'in hikayesini bitirmemiştin. | Open Subtitles | هاى, انك لم تنهى هذه القصة عن خالى هب وياسمين |
| Yasemin'i çaldığı için ondan nefret ediyordu, bu yüzden Hub'ın başı için bir ödül koydu. | Open Subtitles | لقد كره هب لانه سرق ياسمين لذلك رصد مبلغا لمن يقتل هب |
| Hub biliyordu ki o ve Yasemin sonsuza dek kaçamazlardı, er ya da geç şansları bitecekti. | Open Subtitles | هب عرف أنه وياسمين لن يتمكنا من الهرب للأبد وأن عاجلا أو آجلا سوف ينتهى حظهم |
| Şeyh te Hub'ı meşhur 1387 işkence zindanına gönderdi. | Open Subtitles | بينما أمر الشيخ بأخذ هب الى الزنزانة المشهورة ب1,387 وسيلة تعذيب |
| Hub amcamı nasıl bir açgözlü işe yaramaz pislik para için satar? | Open Subtitles | من هذا الطماع الجشع الذى يسلم خالى هب مقابل المال؟ |
| Hub amcamı kurtardın, o arada yüzlerce kilo altın mı taşıyordun? | Open Subtitles | أنت أنقذت خالى هب, وأنت تحمل مئات الأرطال من الذهب طوال الوقت؟ |
| Bazılarına göre bu Hub'ın geri dönüp onu öldürmesinden şeyhin korkması dolayısıyladır. | Open Subtitles | البعض قال بسبب ان الشيخ كان خائفا أن هب يعود ويقتله |
| Bazıları da Hub, yaşamasına izin verdiği için şeyhin şerefli şeyi yapıp düşmanının yaşamasına izin verdiğini söyler. | Open Subtitles | وآخرون يقولون لأن هب لم يقتله والشيخ تصرف بشرف وترك عدوه ليعيش |
| Hub ve Garth banka soymadı. Onlar Afrika'da idi. | Open Subtitles | هب وجراث لم يسطوا على أى بنك لقد كانا فى أفريقيا |
| ve 99.günün akşamında asker ayağa kalktı, sandalyesini aldı ve gitti. | Open Subtitles | وعندما جاءت الليلة ال 99... هب الجندي واقفاً، أخذ مقعده... |