| Bu at yanımda pek mutlu değil. Ama onu suçlayamam. | Open Subtitles | إن هذا الحصان ليس سعيداً معي و أنا لا ألومه |
| Bir sürü yaratık -- Bu at sadece bir örnek -- özyıkımsal davranışlar geliştirir. | TED | الكثير من المخلوقات هذا الحصان هو أحد الأمثلة يعاني من سلوكيات التدمير الذاتي. |
| Ethan ve ben Bu atı olay yerinin dışında bulduk. | Open Subtitles | هيي ايثان وانا وجدنا هذا الحصان بالقرب من مسرح الجريمة |
| O at çeyrek milyon değerinde. - Kalabalık çılgına döner. | Open Subtitles | هذا الحصان ثمنه ربع مليون و الجمهور سيجن جنونه |
| Pharaoh'un sol arkasında bir leke varmış, bu atın yok. | Open Subtitles | على جانبه الأيسر، بينما لا يوجد شيء في هذا الحصان |
| Bu at, güç bela kazanılmış bir parayla alınamaz savunmanın da inandığı gibi... | Open Subtitles | هذا الحصان الشهير لم يكن ممكنا شرائه كما يدعي الدفاع من مال جُمع بنزاهة |
| Bu bitmeden önce, sen de tıpkı Bu at gibi olacaksın. | Open Subtitles | وقبل أن ينتهى المشهد ستكون مثل هذا الحصان |
| Bu at daha bu sabah iyi görünmüyordu. Ben ona doping testi yapmak istiyorum! | Open Subtitles | هذا الحصان لم يكن بهذه القوة في الصباح اريد فحص منشطات له الان |
| Bu ata atlayın. Bu at gezintiye çıkıyor. | Open Subtitles | اقفز على هذا الحصان هذا الحصان سو ف يجري بعيداً |
| Oybirliğiyle Bu at sizin. | Open Subtitles | أَخذنَا الاصوت، ياسّيد ساعى البريد. نُريدُك أَنْ تأخذ هذا الحصان |
| Galiba Bu at, sandığım kadar iyi bir hediye değilmiş. | Open Subtitles | أظن أن هذا الحصان لم يكن الهدية التي تخيلتها |
| Bu atı kaybeden adam senin hesabına çalışıyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أن الرجل صاحب هذا الحصان يعمل لديك كان عليّ أن أعرف |
| Büyük Britanya geleneklerine göre bir barış hediyesi olarak Bu atı | Open Subtitles | هذا الحصان كهدية السلام إلى بوكاهونتاس القديره. |
| Bu atı geçen Salı kestim. | Open Subtitles | لقد ذبحت هذا الحصان يوم الثلاثاء الماضي. |
| Sana söylüyorum, O at, daha önce hiç görmediğim bir ruha sahip. Belki bir gün yanına gelir ve onu görürüm. | Open Subtitles | هذا الحصان لديه روح لم يشاهدها احد من قبل |
| O at yaralansaydı, bizi dava edip her şeyimizi alabilirlerdi, farkında mısın? | Open Subtitles | هل تدركين انه لو كان أصيب هذا الحصان فقد ترفعان ضدنا دعوى لإفلاسنا؟ |
| Peki sana bu atın ünlü birinin atı olduğunu söylesem? | Open Subtitles | ماذا لو قلت لك ان هذا الحصان كان لأحد مشهور؟ |
| O atı yedek kulübesi kapısının önünde bir römorkta tutuyorlardı. | Open Subtitles | - كانوا يُبقون هذا الحصان في مقطورة خارج نطاق بوابة الملعب. |
| Senin yerinde olsaydım İmparator... O atın üzerinde o kadar rahat durmazdım. | Open Subtitles | هذا صحيح لو كنت محلك أيها الإمبراطور لما كنت هادءً على هذا الحصان |
| Şu atı sürüyordum ve birden çok susamıştım. | Open Subtitles | أنا كنت أركب هذا الحصان و فجأة أصبحت عطشا جدا |
| Şu at evi mi süpürüyor? | Open Subtitles | هل يقوم هذا الحصان بالكنيس ؟ |
| Bana söz ver, o ata yanında baban olmadan binmeyeceksin. | Open Subtitles | عدني بأنك لن تركب هذا الحصان إلا مع والدك |
| Bu atla şu domuzlar çektirdiğim eziyetin cezasını ödetiyor bana. | Open Subtitles | هذا الحصان وتلك الخنازير هناك ... ... غاضبة مني لوحشيتي |