| Biz ilk defa Tanrının amacına uygun olarak seks yapacağız. | Open Subtitles | هذه أول مرة نمارس فيها الجنس لسبب أعده الله لنا |
| Hayatımda ilk defa, oyuncudan daha çok terleyen bir hakem görmüştüm. | Open Subtitles | كانت هذه أول مرة أرى فيها حكم يعرق أكثر من اللاعبين. |
| - Böyle önemli bir haberde ilk defa birlikte çalışıyoruz. | Open Subtitles | هذه أول مرة نعمل معا رسميًا. فى شئ هام كهذا. |
| Hayatım boyunca suda yaşayıp ilk kez karaya çıktım. Ne bilebilirim ki ben? | Open Subtitles | ما الذي أعرفه عشت طيلة حياتي بالماء، و هذه أول مرة لي باليابسة؟ |
| Hindistanda bir Başbakana ilk kez bir park cezası kesilmişti. | TED | وكانت هذه أول مرة في الهند بأن يعطى رئيس الوزراء مخالفة وقوف سيارة. |
| --- Peter Gariel: Bu gün. June Cohen: Bu gün. İlk defa bahsediyorsunuz. | TED | جون:اليوم. هل هذه أول مرة تتحدثون عن هذا الأمر. |
| Hayatımızda ilk defa birbirimizden ayrı düşmüştük ve ayrılık ikimiz için de katlanılmazdı. | TED | لقد كانت هذه أول مرة ننفصل فيها طوال حياتنا، والانفصال كان في غاية الألم لكلينا. |
| İnanabiliyor musun, ilk defa bir erkekle yalnız kalıyorum. | Open Subtitles | هل تصدق , هذه أول مرة أكون بمفردى مع رجل |
| Seni yıllardır tanırım ama ilk defa benden yardım istiyorsun. | Open Subtitles | أعرفك منذ سنوات عديدة و لكن هذه أول مرة تأتيني و تطلب مساعدتي |
| İlk defa biri beni ölümle tehdit etti. | Open Subtitles | هذه أول مرة اتلقى تهديدا بالقتل هذه سخافة، علي أن أتحدث معه |
| Oğlum, Bunu sana ilk defa söylüyorum kaybetmeye hakkın yok. | Open Subtitles | هذه أول مرة أقول الآتي، الهزيمة غير مقبولة |
| Ülkemdeki insanların açlık çektiğini ilk kez duymuştum. | TED | كانت هذه أول مرة أسمع فيها بأن الناس يعانون في دولتي |
| Yapabileceğim tek şey bunun ilk kez yapıldığı konusunda sizi temin etmek olur. | TED | في الواقع، الشيء الوحيد الذي يمكنني فعله معكم هو أن أطمئنكم أن هذه أول مرة يتم فيها هذا العمل. |
| Adam: Bugün ilk kez biri bununla duvara tırmandı. | TED | الرجل: هذه أول مرة يتسلق بها شخص في الواقع |
| Dönüşüm ilk kez gerçekleştirildiği için resmen binlerce insan oradaydı çünkü hepsi çok heyecanlıydı ve bunun bir parçası olmak istiyorlardı. | TED | هذه أول مرة يحدث فيها التحوّل, لذا, فإنّ هنالك آلاف الأشخاص. لأنّ الجميع متحمّس ويريد أن يكون جزءاً من العمل. |
| İlk kez bir şüphelinin tenis oynamasını bekliyorum. | Open Subtitles | هذه أول مرة أنتظر مشتبها به في جريمة قتل للعب التنس قبل أن أقبض عليه |
| Ayrılalı beri ülkeme ilk kez dönüyorum. | Open Subtitles | هذه أول مرة أكون فيها بوطنى منذ مغادرتى له. |
| Seyahate alışık değil. Bu ilk çiftlikten çıkışı. | Open Subtitles | إنهغيرمتعودعلى السفر، هذه أول مرة يخرج من المزرعة |
| - İlk defa mı ülke dışına çıkıyorsunuz? | Open Subtitles | هل هذه أول مرة تسافر بها إلى الخارج؟ نعم |
| - İlk kez değildi heralde. | Open Subtitles | ليست هذه أول مرة يحدث فيها هذا |
| Bu bir ilk ve size büyük sorunlara... | Open Subtitles | هذه أول مرة يحدث فيها ذلك وسيجعلكم هذا تقعون في... |
| İlk seferi. Aile dostudur da. | Open Subtitles | هذه أول مرة له، هو صديق للعائلة |
| Westminster Abbey kilisesi için bir ilk olacak. | Open Subtitles | ستكون هذه أول مرة بدير (ويستمينستر) |
| İlk defa böyle bir şey olduğu için herkes çok meraklı. | Open Subtitles | الجميع يشعر بالفضول لأن هذه أول مرة يحصل فيها مثل هذا الشيء |