Bu dava üzerinde haddinden fazla zaman ve para harcamış durumdasın. | Open Subtitles | ضيّعتِ أكثر ممّا يكفي من الوقت والمال على هذه القضيّة سلفاً |
Fakat mahkemenin dinleme süresi bitene kadar Bu dava devam edecek. | Open Subtitles | لكن ما دام لديّ أيام هنا ستستمرّ هذه القضيّة |
Bu davayı üstlenmiyorum, ne şimdi ne de sonra. | Open Subtitles | فأنا لن أتولّى هذه القضيّة.. سواء الآن أم أبداً. |
- bu davada elimiz boş geçen iki ayın ardından bir pastilin ambalaj kâğıdı, adeta kutsal kâse. | Open Subtitles | بعد شهرين من عدم إيجادنا لأيّ شيء في هذه القضيّة يعتبر غلاف الحبوب بمثابة الكأس المقدّسة |
Eğer böyle delice konuşursan seni Bu davanın yanına bile yanaştırmam. Deli mi? | Open Subtitles | لن أسمح لكَ بالإقتراب من هذه القضيّة إن بدأتَ بتفوه كلام جنوني كهذا |
Ama şimdilik Bu dosyayı başka bir yere pazarlamaya kalkmayın. | Open Subtitles | لكن حاليا ، إنسى نقل هذه القضيّة لأي دائرة أخرى |
Washington'da bir adam bana geldi ve bu davadan uzak durmam için beni uyardı. | Open Subtitles | اقترب منّي رجلٌ في العاصمة نصحني بالابتعاد عن هذه القضيّة |
Bu gece baskın yapacağız. Oldukça büyük. Bu dava büyüdükçe büyüyecek. | Open Subtitles | أحزرنا تقدّماً كبيراً الليلة سأحرز نصراً كبيراً في هذه القضيّة |
Tahminimce Bu dava daha çok iş gücü gerektirecek. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه القضيّة ستحتاج تِعدادًا أكبر |
Bu dava kapanmak üzere ve ucu açık hiçbir şey bırakamam. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمّل ترك أية أمور معلّقة مع مشارفة هذه القضيّة على الانتهاء |
Belki de, Bu dava aynen göründüğü gibidir. | Open Subtitles | حسناً , ربما ربما تكون هذه القضيّة تماماً كما تبدو عليه |
Bu dava tahmin ettiğimizden daha da büyüyebilir. | Open Subtitles | وقد تكون هذه القضيّة أكبر مما اعتقدنا بادئ الأمر |
Başsavcı Bu davayı kapatmak için tüm kaynaklarını kullanmak isteyecektir. | Open Subtitles | فسيستخدم مكتب المدّعي العام كل مصادره لإنهاء هذه القضيّة |
Biliyor musun, Bu davayı tamamen çözmüş olabilirsin. | Open Subtitles | أتعلمين ، قد تكونين وضعتِ حلاًّ في هذه القضيّة |
Bu davayı çözerek, Komiser Buzdolabı'nı tamamen eritmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | أخطط لإذابة الجليديّة المستديمة عن طريق حل هذه القضيّة. |
30 yıl boyunca bu davada çalıştım ve bir telefon konuşmasını bile hak etmediğimi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | لقد عملتُ في هذه القضيّة لـ 30 عاماً ولا تعتقدين أنني أستحق إتّصالاً هاتفيّاً؟ |
Aynı zamanda gerçek dünyayla. Tüm dikkatler Bu davanın üzerinde. | Open Subtitles | وبالواقع أيضاً، هذه القضيّة شديدة الأهميّة |
Aslında ben ilgileneceğim. Belediye Başkanı'na Bu dosyayı benim yürüteceğimi söyledim. | Open Subtitles | في الواقع، أنا الممسكة بها، أخبرتُ المحافظ بأنّي سأرأس هذه القضيّة |
bu davadan ayrılmak mı istiyordun? | Open Subtitles | آسفة تريد أن تنسحب من هذه القضيّة فأنت خارجها |
Şu an senin için doğru olan şey; bu davayla ilgili yaptığın herşeyi baştan sona hatırlaman. | Open Subtitles | والآن عليك أن تتذكر كل مافعلته بشان هذه القضيّة.. من البداية |
- Eksiksiz bir soruşturmayı hak ediyor. - Alacak da. Ama Deniz Kuvvetleri Bakanı Bu davaya bizim bakmamızı istedi. | Open Subtitles | وسيحصل على واحد، لكن وزير البحرية يريدنا أن نتولى هذه القضيّة. |
Patronlar para bulamadı diye bu dosya bir kenara atılmamalı. | Open Subtitles | هذه القضيّة لا تتحرّك لأن القادة عاجزون عن توفير المال لها |
bu vaka sonuçlandıktan sonra yanında olamayacağım, demek istedim. | Open Subtitles | أعني بأنّي لن أكون متواجداً حالما تنتهي هذه القضيّة |
Ama sanırım ben bu olayı daha çabuk çözebilirim. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنّ بمقدوري حل هذه القضيّة بشكل أسرع. |
Bu ve diğer sebeplerden ötürü bu davadaki kaçırılma olayının paravan olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | إذن لذلك ولأسباب أخرى ، نعتقد أنّ الإختطاف في هذه القضيّة عبارة عن تظاهر |
Ama belki de bu soruşturma, o kutunun açılmasına neden oldu. | Open Subtitles | لكن هذه القضيّة يمكن أن تفتح ذلك الصندوق. |