Bu adamın uçurumdan düşmesiyle işlerimiz ilk kez yolunda gidiyor. | Open Subtitles | الرجل الذي سقط في الهاوية هو أول حظ جيد لنا |
Buna saygı duyuyorum ama bu benim ilk Şükran Günü'm-- | Open Subtitles | وأنا أحترم هذا لكن هذا هو أول عيد شكر لي |
Biliyor musun, bugün Constance'ın ilk günü. Hatırlıyor musun? | Open Subtitles | الوضع يائس تعرف أن اليوم هو أول يوم للدراسة في كونستنس |
- Tamam. N.F.L. komisyonu üyesisin. Yapacağın ilk iş ne olurdu? | Open Subtitles | أنت الآن تسيّرين الرابطة، ما هو أول قرار تتخذينه؟ |
Jessica, bu Schmidt'le sahip olduğumuz ilk şey ve ben onu mahvettim. | Open Subtitles | جيسيكا، وهذا هو أول شيء أن شميدت وأنا أملك معا، وأنا يهدمه. |
Hastanede gözünü açan askerlerin gördüğü ilk kişi genelde kendisi olurmuş. | TED | غالباً ما يكون هو أول شخص يرونه عندما يفتحون أعينهم في المستشفى. |
Bu onun ilk sezonu. Bu sezon, dörtte üç yapmış. | Open Subtitles | نفهم انه بديل جوشوا, وهذا هو أول موسم له |
Akhnaton, bildiğimiz kadarıyla tek tanrı fikrini ortaya atan ilk kişiydi. | Open Subtitles | اخناتون ، كما نعلم ، هو أول من وضع الفكره الشاذه بأن هناك رب واحد |
Sör Isaac Newton, elma hikayesiyle ünlü kişi, bu ilişkiyi ilk kez ortaya koydu. Dolayısıyla bu sıvılar 'Newton sıvıları' diye adlandırıldı. | TED | السير إسحاق نيوتن، وتفاحة المشهورة، هو أول من طرح هذه العلاقة، بالتالي، هذه السوائل تسمى بالسوائل النيوتينية. |
Bildiğiniz gibi, aylar sonra ilk kez bugün ziyaretler yapılacak. | Open Subtitles | كما تعلمون، اليوم هو أول يوم زيارة منذُ أشهُر |
LB: Bu, benim ilk çalışmam. Kasım 2005'te gerçekleştirildi. | TED | ليو بولين: هذا هو أول عمل لي، أنشئته في نوفمبر 2005. |
Bu benim ilk göğüs ağrım. İlk resmi göğüs ağrım. | Open Subtitles | هذا هو أول ألم صدري هذا هو أول ألم في الصدر رسميا لي |
Bu gelen Hasan'ın ilk çocuğu. | Open Subtitles | الطفل المولود هو أول أبناء حسن |
Sahile varınca ilk iş ne yapacağım, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما هو أول شيء سأفعله عند وصولنا للشاطيء ؟ |
Soru : Eğer buradan çıkarsanız, yapacağınız ilk şey nedir ? | Open Subtitles | لو تم إطلاق سراحك فما هو أول شئ تود القيام به ؟ |
Bu polis memuru onun öldürdüğü ilk kişi olmuş olabilir. | Open Subtitles | حتى أنه من الممكن أن يكون الشرطى هو أول شخص يقتله |
Kim evlendiyse, eşi onun ilk şüphelisi. | Open Subtitles | اياً كان متزوجاً يكون القرين هو أول المشتبه بهم |
Genç Daniel, maskeli adamımız olabileceğini öne süren ilk kişiydi. | Open Subtitles | "داني" الصغير هو أول من اقترح بأن تكون الرجل المقنع. |
Şefin bakmamı söylediği ilk yer burasıydı ama ona çok sağlam bir mazeretin olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | هذا هو أول مكان طلب مني الرئيس أن أنظر إليه ولكني سأخبره أنك لديك حجة غياب مثالية |
Peki bir krali deviren rakipler ilk önce ne yapar? | Open Subtitles | وما هو أول شيء يفعله منافس عندما يستولي على العرش؟ |
Ve işte Theo ve Isabelle'le böyle tanıştım. | Open Subtitles | وكان هذا هو أول لقاء بينى . وبين ماثيو وإيزابيل |