ويكيبيديا

    "وأحد الأشياء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şeylerden biri
        
    • biri de
        
    Ve onu kutsal kılan şeylerden biri gelecek ya da geçmiş hakkında düşünme fırsatınızın olmamasıdır. TED وأحد الأشياء المقدسة حقا بخصوصه هو أنه ليس لديك أي فرصة للتفكير في المستقبل، أو الماضي.
    20 yıla yakındır, savaşı kaleme aldım ve en çok dikkatimi çeken şeylerden biri, birçok askerin savaşı özlüyor olması. TED قضيت في تغطية الحروب حوالي 20 عامًا، وأحد الأشياء البارزة بالنسبة لي هو كيف أن العديد من الجنود ما زالوا يفتقدونها.
    Fark ettiğimiz şeylerden biri, yüz maskesinin sol aşağı kısmına darbe aldığıydı. TED وأحد الأشياء التي لاحظناها هنا هي أنه تعرض للضربة في الجزء السفلي للجانب الأيسر لقناع وجهه.
    Bu muhteşem Floyd Romesberg. Onun yapmış olduğu şeylerden biri yaşamın temel kimyasını değiştirmesi. TED إذًا هذا هو الرائع فلويد رومسبيرغ، وأحد الأشياء التي كان يقوم بها فلويد أنه كان يتلاعب بالكيمياء الأساسية للحياة.
    Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de dünyadaki en zengin ülkelerinin gelişmekte olan ülkelere yardım ettiğinden emin olmak. TED وأحد الأشياء التي نستطيع فعلها لإيقاف الحروب وإحلال السلام هو التأكد من أن أغنى دول عالم تساعد الدول النامية.
    Tekrar ettiğinizi gördüğüm şeylerden biri de nasıl hepimizin birleştiği. TED وأحد الأشياء التي رأيتك تكرر قولها ألا وهو حديثك عن كيف أننا جميعًا متحدون،
    Bu ekibin yaptığı şeylerden biri sıradışı şeyler yapan sıradışı arabalar üretmek. TED وأحد الأشياء التي يقوم بها هؤلاء الرفاق هو تصميم سيارات مجنونة والتي تقوم بالطبع بأشياء مجنونة.
    Ama şehirlere, parlak ışıklara doğru göç ediyoruz, ve işin yanı sıra orada istediğimiz şeylerden biri de elektriktir. TED لكننا نتجه نحو المدن، نحو الأضواء الساطعة، وأحد الأشياء التي نريدها ، بجانب الوظائف، هي الكهرباء.
    Hepsi bağlantılı ve yapabildiğimiz en harika şeylerden biri de şiddeti azaltmak için toplum, emniyet teşkilatı, özel sektör ve şehir olarak ortak çalışmanın değerini göstermek oldu. TED إن جميع النقاط مترابطة ببعضها وأحد الأشياء الرائعة التي كنا قادرين على القيام بها هو قدرتنا على إظهار قيمة الشراكة معاً المجتمع ورجال القانون والقطاع الخاص وإدارة المدينة وذلك بهدف خفض معدلات العنف.
    Başkan Mbeki ile tartışma fırsatım oldu, bizim konuştuğumuz şeylerden biri, Bu bağlanma da daha hızlı hareket etmeyi sağlayacak nedir?. TED واتيحت لي الفرصة للتحدث مع الرئيس مبيكي وأحد الأشياء التي تحدثنا عنها كانت, مالشيئ الذي يمنع هدف الربط من التقدم الى الامام سريعا؟
    Ve en gurur duyduğum şeylerden biri IBM için yapılan bu anlaşma. TED وأحد الأشياء التي أنا فخور بها للغاية هي إتفاقية لشركة IBM.
    Ve fantezi hakkında öğrendiğim şeylerden biri yani benim için en azından çok iyi bir hayatta kalma yöntemi oluşudur. Open Subtitles وأحد الأشياء ...التي تعلمتها حول الخيال ...في حياتي الخاصة ... أنه يمكن أن يكون ...تقنية نجاة
    Üzerinde çalıştığımız şeylerden biri de... ...bu etkileşim modellerini şekillendiren doğal seçimin nasıl işlediğidir... ...bu etkileşim modelleri şebekesi-- ...belki karınca kolonisinin verimliliğini arttırır. TED وأحد الأشياء التي نحن ندرس كيف ان الانتقاء الطبيعي قد يكون عمل من أجل استخدام هذا الشكل من أنماط التفاعل -- هذه الشبكة من أنماط التفاعل -- ربما لزيادة كفاءة النمل الباحث عن الطعام لمستعمرات النمل.
    Ve bahçe ile uğraşmaktan keyif aldığım şeylerden biri bütün konsantrasyonunuzu almamasıdır. Yaralanamazsınız mesela, marangozluk gibi değildir Ve size, düşünüp taşınmak için kocaman bir zihinsel alan yaratır. TED وأحد الأشياء التي أحبها عن البستنة أنها لا تأخذ كل تركيزك فأنت لن تصاب بالأذى ، إنها ليست مثل تقطيع الخشب و لكن يمكن ان تصاب ! -- لديك مساحة للتخمين
    Media Lab'dan istifa etmedim, sadece başkanlığı bıraktım -- ki zaten gereksiz bir ünvandı, ama başka birisi aldı ve bir profesör olarak yapabileceğiniz şeylerden biri profesör olarak kalmaktır. TED لم أترك مختبر الميديا، فقط استقلت من منصب المدير -- والذي كان لقبًا سخيفًا نوعًا ما، لكن شخصًا آخر حلّ محلي، وأحد الأشياء التي تستطيع فعلها كأستاذ جامعي، هي أن تظل أستاذًا جامعيًا.
    (Tiz ses) Ah, bunu açmadan evvel, yaklaşık üç hafta önce sınıfta yaptığımız şeylerden biri -- bu lensten geçiyor, ve lens kullanarak yaptığımız şeylerden biri de ışığın hızını ölçmek. TED (صوت حاد) أوه، قبل أن أشغل هذا الجهاز، أحد الأشياء التي قمنا بها قبل ثلاث أسابيع في حصتي -- هذا من خلال العدسة، وأحد الأشياء التي استخدمنا فيها العدسة هو قياس سرعة الضوء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد