| İslam Devleti tarafından kafalarının kesilişleri barbarcaydı, ama eğer bunların antik, uzak ve ücra bir çağdan kaldığını düşünüyorsak yanılıyoruz. | TED | تعتبر عمليات نحرهم بواسطة داعش همجية، ولكن إذا تصورنا أنها قديمة وتعود لعصور بعيدة وغير معروفة فإننا سنكون على خطأ. |
| Mermi sağa sapıp sağ kol bileğinden tekrar Connally'nin vücuduna girer. | Open Subtitles | الرصاصة تتحول إلى اليمين, وتعود تدخل جسم كونالي في رسغه الأيمن |
| Bayılıncaya kadar hızla nefes alıp veriyor. Nefes alışı düzelince rahatlıyor. | Open Subtitles | ستستنشق الهواء بشدة ثم يغشى عليها ثم ينتظم تنفسها وتعود لطبيعتها |
| Aklın başına gelip işe geri döndüğünde paralar senin olacak. | Open Subtitles | انها لك حينما تحكم عقلك وتعود الى العمل. |
| Tedaviyi uygula, insan formuna dön ama geriye dönük hafıza kaybı yaşa. | Open Subtitles | تأخذ العلاج، وتعود إلى الشكل البشري ولكن سيعانون من فقدان الذاكرة التراجعي؟ |
| Kurallar kesin. Geri dönüp gitmeniz gerekiyor hemen. | Open Subtitles | أوامر صارمة، تحتاج للإستدارة وتعود الآن. |
| Kandaki bütün nörotoksinleri temizleyecek ve normal döngüye geri dönecek. | Open Subtitles | سوف يخرج كل السموم من دمنا وتعود دورتنا بشكل طبيعي. |
| Şunu söylemiyoruz; yürüyüşe çıkacaksınız ve sol elinizde Sistina Şapel'i ile geri geleceksiniz. | TED | ونحن هنا لا نقول أنك ستذهب في نزهة وتعود بفكرة مشابهة لكنيسة سيستينا. |
| İleriye doğru bir kuş yuvası ve geriye bir piruet. | Open Subtitles | الطيور تطير من العش ، ثم تقوم بالدوران وتعود إليه |
| Çatlaklar kapandığında bakteri veya mantarlar bir kez daha spor yapar ve hareketsizleşir. Çatlaklar tekrar oluştuğunda yeni bir iyileşme döngüsüne başlamaya hazırdır. | TED | حين تغلق الشقوق بإحكام، البكتيريا أو الفطريات ستصنع بذور وتعود للسبات مجددًا مستعدة لتبدأ دورة جديدة من الإصلاح الذاتي عندما تتشكل الشقوق مجددًا. |
| ve sol alt köşede 1982'den 1998'e kadar olan sayaç 1998'e kadar ilerleyip sonra tekrar başa dönüyor. | TED | وفي الركن الأسفل الأيسر توجد ساعة تمضي منذ العام 1982 حتى العام 1998 وتعود لتدور مجددا |
| - Albay,niye bütün bu insanları alıp eve gitmiyorsunuz? | Open Subtitles | عقيد، لماذا لا تأخذ كل هؤلاء الناس وتعود الى الديار؟ |
| Partiden sonra seni alıp Londra'ya getirmesi için... nefis bir araba ayarlayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | سأرتب لأن تأتى سيارة جميلة لتصطحبك وتعود بكِ إلى لندن بعد الحفلة، حسنا؟ |
| Kamyonla gelip onu uyandırırsın. | Open Subtitles | و بعد ذلك سأوصلك إلى المنزل وتعود أنت بشاحنتك لإيقاظها. |
| Bence arkan dön ve gidip avukat falan ol. | Open Subtitles | . لِهذا أعتقد أن عليك أَنْ تتراجع وتعود أدراجك لتصبح محامي أَو أي شيء آخر تريده. |
| O yüzden neden arkana dönüp hayatına devam etmiyorsun. | Open Subtitles | لذلك لماذا فقط لا تستدير، وتعود إلى حياتك. |
| Takım halinde her araba yolun sonuna kadar gidip geri dönecek. | Open Subtitles | كل سيارة تنطلق وتستدير وتعود لينطلق رفيقه بنفس الخطوات |
| Ne yani, karini terk edip annemle yeniden birlikte mi olucaksin? Biraz romantik degil mi? | Open Subtitles | ماذا إذن, هل ستترك زوجتك وتعود للعيش مع أمي؟ كم سيكون رومانسياً صحيح؟ |
| Eğer bu diyete devam etseydin koroner kalp hastalığıyla karşılaşabilirdin. | Open Subtitles | لكنني متفائل لو عملت رجيم ستتعدل صحتم وتعود كما كنت |
| Gidecek bir yerinin olmamasıyla ilişkinizi düzeltmeye uğraşmak için karına dönmek bambaşka şeyler. | Open Subtitles | بأن لايود لديك مكان وتعود لزوجتك لأنك تريد العمل على علاقتك؟ أمران مختلفان |
| Yakında, ama önce, düzenin oturması işlerin normale dönmesi için bir süre beklemen gerek. | Open Subtitles | قريباً، لكن أولاً، يجب أن تنتظري حتي يستتب النظام، وتعود الأمور لطبيعتها. |
| Joel, onu bırakıp güvenli bir şekilde buraya geri dönünce bilgisayarı Klemah'a kadar takip edeceğiz. | Open Subtitles | الان, جويل, عندما تنتهي من عملية التبادل وتعود الى هنا سالم سوف نتبع الحاسوب الى كليما |
| Utanç içinde evine, California'ya dönersin, Bir süre gözlerden uzak olursun. | Open Subtitles | سوف ترحل مجللاً بالعار وتعود إلى كاليفورنيا وتختفي عن الأضواء لفترة |
| Eğer onu ordan çekmeye çalışırsam mukavemet eder ve olmak istediği yere geri döner. | TED | إن أردت تحريكها تقاومني، وتعود إلى حيث تريد أن تكون. |
| Hala fırsatın varken beyaz dolu... aşağı mahalledeki lağım çukuruna dönmüyorsun? | Open Subtitles | وتعود إلى منطقة البيض الخاصة بك طالما أنك ما زلت تمتلك فرصة , حسنا ؟ |