ويكيبيديا

    "ولكن بالنسبة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • fakat
        
    • Ama bir
        
    • için ise
        
    • içinse sadece
        
    fakat benim için özgünlük "rahatlık" demek değil. TED ولكن بالنسبة لي، الأصالة لا تعني الارتياح.
    fakat Mary’e göre bu miting farklı. TED ولكن بالنسبة لمريم, فهذا الاجتماع مختلف.
    Bunlar kolay şeyler gibi görünüyor fakat bize yani organizatörlere göre, hepsi inanılmaz derecede zordu. TED تبدو هذه كأشياء بسيطة، ولكن بالنسبة لنا، نحن المنظمين، كانت تكلفة الأمر علينا باهضة.
    Bana göre, şu an ahududu ve krema kokuyorsun Ama bir cadıya göre, kesinlikle iğrenç kokuyorsundur. Open Subtitles بالنسبة لي رائحتك مثل التوت و الكريمة ولكن بالنسبة للساحرة فرائحتك مثيرة للاشمئزاز تماماً
    Ama bir kadında top gibi bir göbek seksi duruyor. Open Subtitles ولكن بالنسبة للمرأة فأنها تبدو مثيرة للغاية
    Şirketler için ise, müşterileri ve potansiyel müşterileri ile ilgili bilgi sağlar. TED ولكن بالنسبة للشركات، إنها تقدم رؤى حول الزبائن والعملاء المحتملين في الهند.
    Ama geri kalanınız için sizinle zamanımı boşa harcamış olduğumu gösterenler içinse sadece şunu söyleyeceğim. Open Subtitles ولكن بالنسبة لبقيتكم أولئك الذين اكتشفوا
    fakat, geometrik işaretler dediğimiz soyut şekiller beni sanatı araştırmaya çeken şey oldu. TED ولكن بالنسبة لي، كانت هذه الأشكال التجريدية، ما نسميها أشكال هندسية، السبب في دراستي الفنّ.
    fakat yaklaşmayı gösteren bilgisayarın görsel parçası hazır değil, hala onun üzerinde çalışıyoruz. TED ولكن بالنسبة للجزء الحاسوبي الخاص بالتعرف على الوجوه على حسب المزاج، فمازلنا نعمل على ذلك الجزء.
    fakat bunun için konuşmanızda, arama ve kurtarma amaçlı yan proje olarak bahsettiniz. Ve onun burnunda bir kamera var. TED ولكن بالنسبة لهذا، لقد ذكرت في حديثك كمشروع ثانوي، البحث والإنقاذ، ولدى الروبوت كاميرا على مستوى أنفه.
    fakat arkadaşım Daniel için, yapay zekânın bu sistemlerde hayat değiştirici bir etkisi var. TED ولكن بالنسبة لصديقي دانيال، تأثير الذكاء الاصطناعي على تلك الأنظمة هو نقطة تحول.
    fakat alzheimer ve bunama rahatsızlığı olan milyonlarca insan için güçlendirilmiş hafızanın farkı, yalnız bir yaşam ile saygın ve ilişki kuran bir yaşam arasındaki farktır. TED ولكن بالنسبة إلى الملايين الذين يعانون من مرض الزهايمر والخرف، الفارق الذي تستطيع الذاكرة المطورة أن تحدثه هو فارق ما بين حياة العزلة وحياة الكرامة والاتصال.
    Bizim beyaz ışık algımız yanlış ve aşırı basitleştirilmiştir, fakat bizim işlememiz için yeterince iyidir. TED إنّ تصورنا للضوء الأبيض خاطئ وبسيط بشكلٍ مفرط، ولكن بالنسبة لنا فهو جيدٌ للعمل بما فيه الكفاية.
    Ama bir orka için sadece 120 kilo saf protein. Open Subtitles ولكن بالنسبة للأوركا فهي عبارة عن 120 كيلو من البروتين الصافي
    Ama bir oğlanın kız gibi görünmesi alçaltıcıdır çünkü kız olmanın alçaltıcı olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles ولكن بالنسبة للفتى بأن يبدو مثل الفتيات , ذلك شيء مهين لأنك تعتقد بأن كونك فتاة لشيء مهين
    Ama bir insan, daha iyisini yaşayamaz bence. Open Subtitles ولكن بالنسبة لبشرية، لا أتخيل أن الأمر يمكن أن يكون أفضل من هذا
    Ama bir çocuk için bu kuyrukluyıldız bir nebze bile korkutucu değildi. Open Subtitles ولكن بالنسبة لطفل واحد لم يكن المذنب مخيفاً أبداً
    Birçoğu başaramaz, başaranlar için ise buna benzer başka iş yok. TED والكثيرون لايحالفهم النجاح، ولكن بالنسبة لهؤلاء الذين ينجحون، ليس هناك عمل آخر يضاهي هذا العمل.
    Benim için ise hayatımın en büyük macerasından önceki gece. Open Subtitles ولكن بالنسبة لي فهي آخر ليلة قبل أروع مغامرة في حياتي
    Senin içinse sadece komik bir kelime, keko ya da salatalık turşusu gibi. Open Subtitles ولكن بالنسبة لك، إنها.. مداعبة.. مثل جنية الكعكة أو المخلل
    Bill içinse sadece işlerine zarar verecek biriydi. Open Subtitles ولكن بالنسبة لـ(بيل)... أعتقد أنها لم كانت سيئة للعمل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد