Cenaze sona erdi. Evinize gitmek zorunda değilsiniz, ama burada da kalamazsınız. | Open Subtitles | هذه نهاية الجنازة, لا يمكنكم العودة لمنازلكم ولكن لا يمكنكم البقاء هنا |
Bir arabayı göz alıcı bir şekilde resmedebilirsiniz, ama aynı şeyi trafik için yapamazsınız. | TED | إذاً تستطيعون تكوين صورة سيارة تم شهرها ولكن لا يمكنكم تكوين صورة عن ازدحام باهر |
Bir uçağı gözalıcı şekilde resmedebilirsiniz ama içini resmederken aynı göz alıcılığı yakalayamazsınız. | TED | يمكنكم تكوين صورة عن طائرة تم شهرها، ولكن لا يمكنكم القيام بذلك عما في داخلها |
Al bunu. Fazla bir şey değil. ama İngiltere'ye kadar beş parasız gidemezsin. | Open Subtitles | خذي هذه يا عزيزتي، إنها ليست كثيراً ولكن لا يمكنكم السفر إلى إنجلترا بدون مال |
Bakın, adamdan ben de hoşlanmıyorum, ama çocuklarını kaçıramazsınız. | Open Subtitles | انظر، أنا لا أحب الرجل عن نفسي، ولكن لا يمكنكم فقط اختطاف اطفال الناس |
Bu örgütü durdurabilirsin ama kaçınılmazın önüne geçemezsin. | Open Subtitles | لربما يمكنكم إيقاف هذه المجموعة، ولكن لا يمكنكم إيقاف ما هو حتميّ. |
Evlerinize gitmek zorunda değilsiniz ama burada kalamazsınız. | Open Subtitles | ليس عليكم العودة إلى بيوتكم، ولكن لا يمكنكم البقاء هنا. |
O yüzden, Brooklyn'in yarın buraya gelmesinde hiçbir sakınca yok ama o zenciyi takımla beraber buraya getiremezsin dediğimde bana inan! | Open Subtitles | لذا بامكانك ان تثق بي انه يمكنك المجيء هنا غدا ولكن لا يمكنكم احضار هذا الزنجي هنا مع بقية الفريق |
Evime geliyorsunuz oğlumun bir kızı sakladığını söylüyor tehlikede diyorsunuz ama sebebini açıklamıyorsunuz. | Open Subtitles | تدخلون منزلي، وتقولون إن ابني يخفي فتاة ما، وإنه في خطر، ولكن لا يمكنكم إعلامنا بالسبب؟ |
Daha iyi, daha eşit bir dünyada, belki çok daha az insan hayatta kalmak için seks satardı, ama daha iyi bir dünyayı yasama ile var edemezsin. | TED | في عالم أفضل ويوجد فيه مساواة أكثر ، ربما سيكون هناك أشخاص أقل بكثير يتاجرون بالجنس من أجل البقاء، ولكن لا يمكنكم ببساطة تشريع عالم أفضل إلى الوجود. |
ama ölümcül enfeksiyonları iyileştiremiyorsunuz. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنكم علاج العدوى الفيروسية |
- Bu doğru. Öyle düşünmüş olabilirsiniz ama insanları böyle bağlayamazsınız, Peder. | Open Subtitles | ربما يكون هذا صحيحاً، أيها القس ولكن لا يمكنكم أن تربطوا الناس هكذا... |
ama beni öğrencilerimden ayıramayacaksınız. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنكم منعي من تدريس طلابي |
Bedenden bedene geçebilirim ama siz yapamazsınız. | Open Subtitles | يمكنني الذهاب من وعاء إلى وعاء، ولكن... لا يمكنكم ذلك. |
Özür dilerim ama, bu şekilde kıyaslayamazsınız. | Open Subtitles | استميحكم عذرا! ولكن... لا يمكنكم مقارنة ذلك |
Tavuktan kuş gribi olabildiğinizi ama grip olunca kuşa dönüşmediğinizi biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل لاحظ أحد أنه يمكنكم الاصابة بتسمم غذائي من المطبخ ولكن لا يمكنكم الاصابة بتسمم مطبخي من سمك السلمون؟ _BAR_ تورية بين كلمات الجملتين _BAR_ |
..ama saklanamazsınız. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنكم الإختباء |
ama bana ayrıca, "Hey, sen" ya da "Hop, Hoca" veya "Ahbap" diye de seslenebilirsiniz, çünkü bu hitap terimlerinin hiçbiri entellektüel bir yorum ya da soruya giriş tümcesi olamaz. | Open Subtitles | :ولكن لا يمكنكم مناداتي بـ (أنت) أو(أيها المدرس) أو (يا رجل) لأنه ولا واحد من مصطلحات النداء هذه يمكن أن يكون تمهيداً لتعليق أو سؤال ذكي |
Affedersiniz ama... | Open Subtitles | .. المعذرة ولكن لا يمكنكم فقط ! |