Oldukça şiirsel, yine de narin ve korkmuş, tıpkı küçük bir beyaz tavşan gibi. | Open Subtitles | شاعري بشكل كبير و لكن رقيق و خائف تماماً كالأرنب الأبيض الصغير |
Gördüklerime bakılırsa, kafası çok karışık ve korkmuş genç bir adamsın. | Open Subtitles | مما أراه, فتى مرتبك و خائف للغايه |
Gördüklerime bakılırsa, kafası çok karışık ve korkmuş genç bir adamsın. | Open Subtitles | مما أراه, فتى مرتبك و خائف للغايه |
Hala ona karşı öfkelisin ve korkuyorsun. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك أنت غاضب منه، و خائف |
Ama sen canlısın ve korkuyorsun. | Open Subtitles | لكنك حي و خائف |
Çok yalnız,yalnız ve çok mavi. | Open Subtitles | وحيه، وحيد وحيد و خائف |
Son zamanlarda garip davrandığımı biliyorum ve bu sadece sana deli olduğum için ve korkmuştum ve aptaldım ve bir kaç kez daha aptal. | Open Subtitles | أعرف أنني تصرفت بغرابة مؤخرا ً و هذا لأني متيم بكِ و أصبحت غبي و خائف |
Beni reddettiğinde kendimi kaybolmuş ve korkmuş hissettim. | Open Subtitles | عندما رفضتيني أحسست أنني ضائع و خائف |
- Adam hasta ve korkmuş bir halde. - Düzenbaz bir polis. | Open Subtitles | إنه مريض و خائف - إنه شرطي فاسد - |
Cole dışarıda bir yerde, yalnız ve korkmuş ve belki de incinmiş. | Open Subtitles | إن (كول) في الخارج في مكان ما وحيد و خائف و ربما متأذي |
Yaralı ve korkmuş. | Open Subtitles | إنه مصاب و خائف |
Çok yalnız,yalnız ve çok mavi. | Open Subtitles | وحيه، وحيد وحيد و خائف |
Çok gençtim ve korkmuştum ...ne olduğunu anlamadım bile. | Open Subtitles | لقد كنتُ غاضباً للغاية و خائف بنفس الوقت , آخر ما عرفته |