Ama bir gün onları birlikte gördüm ve onların birbirlerine bakışlarını izledim. | Open Subtitles | ذات يوم، رأيتهما معاً و رأيت كيف كانا ينظران إلى بعضهما البعض |
Merhaba, bak, biliyorum saat daha erken ama Mulbery caddesindeki küçük butikteydim ve bu kaşkolü gördüm ve tam senlik olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | انظرى، انا اعرف ان الوقت مبكر لكنى كنت عند هذا البوتيك الصغير فى شارع مالبورى و رأيت هذا الوشاح و فكرت فيكى |
Resminizi bir keresinde Filmmaker Magazin'de görmüştüm... ve filminizi de izledim. | Open Subtitles | لقد رأيت صورتك مرة فى مجلة لصانعى الأفلام.. و رأيت فيلمك |
Bu tepeye çocukken tırmanmıştım. Ve şehrim olacak yeri görmüştüm. | Open Subtitles | أنا فى البدايه صعدت هذا التل عندما كنت غلاما و رأيت ما قد أصبح مدينتى |
İlkokuldan Bayan Ethel J. Banks'i de gördüm her gün topuklu ayakkabılar ve inciler giyerdi. | TED | و رأيت السيدة إيثل ج. بانكس و التي كانت تتحلى باللآلئ و الكعب العالي في كل يوم في المدرسة الابتدائية. |
Geçen gün aynı yüz ifadesini babanın yüzünde de gördüm. | Open Subtitles | -كيف تعلم؟ سبق و رأيت نفس الأنطباع على وجه والدكِ .. بيوم سابق. |
O yalnızca suçsuz bir pencereydi ve ona yaptığımı gördünüz! | Open Subtitles | الآن بعد أن كان مجرد نافذة الأبرياء ، و رأيت ما فعلته ل ذلك. أنت تعرف من الذي كنت تتعامل معه؟ |
Gördüm. Ve hiçbirşey değişmedi. | Open Subtitles | و رأيت هذا لا يمكن لأى شىء أن يغير تلك الحقيقة |
O asansörle en yukarı çıkıp o manzarayı gördüm, ve o mükemmel duyguyu yaşadım. | Open Subtitles | و أنا أخذت المصعد للعليا و رأيت هذا الشهد و تمعنت فى الجمال |
Bendim işte. Bir telefon gördüm ve bir kaç düğmeye bastım. | Open Subtitles | أجل كان أنا، كنت بالخارج هناك و رأيت هاتف فضغطت على الأزرار. |
Bir keresinde, büyükbabamın pijamasının ön kısmı açıldı ve onun sosisini gördüm ve çok üzüldüm. | Open Subtitles | ذات مرة، فتحة ملابس نوم جدي فتحت بالصدّفة و رأيت قضيبه، و حزّنت كثيرًا |
Bu gece geldiğimde Heather Pinkney'i gördüm ve ne yaptım biliyor musun? | Open Subtitles | الليله عندما دخلت ,و رأيت هيذر بينكني أتعرفين مالذي قمت به؟ |
Beni aradığınızı duydum. Amber ve Raymond'a neler yaptığınızı görmüştüm. | Open Subtitles | لأني سمعت أنك تلاحقني و رأيت ماذا فعلت لآمبر و ريموند |
Evine geldiğimde Red Sox tabak havlularını, bardaklarını ve Yankee tuvalet kağıdını görmüştüm. | Open Subtitles | و رأيت مناشف و صحون الجوارب الحمراء و الكاسات وورق المرحاض الأمريكي يشبه كما لو أنك تعيش في محل هدايا الأمر أسوأ من ذلك |
Evine geldiğimde Red Sox tabak havlularını, bardaklarını ve Yankee tuvalet kağıdını görmüştüm. | Open Subtitles | و رأيت مناشف و صحون الجوارب الحمراء و الكاسات وورق المرحاض الأمريكي |
Pekala, biliyorum. Bunu daha önce görmüştüm. Kaça patlayacak? | Open Subtitles | حسناً, أنا أعلم ما يدور و رأيت ذلك من قبل كم سيتكلف الأمر؟ |
Hayır, platformun kokusunu alabiliyordum. Bebeğinin bana baktığını gördüm. Haberleri izlemeden onun yüzünü görmüştüm. | Open Subtitles | شممتُ رائحة المنصة و رأيت ابنتها تحدق في وجهي و رأيت وجهها قبل أن أراه في الأخبار |
Geçen gün aynı yüz ifadesini babanın yüzünde de gördüm. | Open Subtitles | -كيف تعلم؟ سبق و رأيت نفس الأنطباع على وجه والدكِ .. |
Sizden olan birini de gördüm. | Open Subtitles | و رأيت واحداً من رجالك هناك |
Gözlerini de gördüm. | Open Subtitles | و رأيت عينيه |
Kitabı ısmarladığımı söylediğim için mi yoksa sicilime bakıp, tasvip etmediğiniz bir şey mi gördünüz? | Open Subtitles | هل كان بشأن ما قلته عن طلب الكتب, أو هل نظرت إلى سجلي و رأيت شيئاً لم يعجبك؟ |
- Oradayken Astsubay LeMere'i gördünüz mü? | Open Subtitles | هل حدث و رأيت الرقيب لمير عندما كنت هناك؟ |