| Ve lanet nehrin umurunda bile olmaz. O yükselmesini sürdürür. | Open Subtitles | و النهر اللعين لا يأبه اطلاقاً و يواصل ارتفاعه فحسب |
| Seçim kampanyasına da katkıda bulunamıyorlar birkaç aptal balina kimin umurunda, değil mi? | Open Subtitles | ولا يمكنها المساهمة في الحملات الانتخابية لذا من يأبه لأمر بضعة حيتان سخيفة |
| Kimin umurunda.herkes şarkı yazar Ama böyle kaç şarkıcı var? | Open Subtitles | من يأبه ؟ الجميع يكتبُ أغاني كم عدد الذينَ يغنّو؟ |
| Hem serserinin tekinden kurtulmak için söylediklerini kim takar ki? | Open Subtitles | ومن يأبه ماذا عليك ان تقول لتبعد شخص عنك |
| Çünkü çocuk sahibi olduktan sonra evrim bizi umursamıyor. | TED | لأن التطور لا يأبه بنا بعد أن نصبح آباء |
| Korolara kimsenin umurunda olmayan şarkıları söyleyen aptallar katılır. | Open Subtitles | الكورس هو مجموعة تغني السخافات ولاأحد يأبه لها |
| Saati 1.5 dolardan kıçı terleyen bir çocuğun patronunun soyulması umurunda olur mu sence? | Open Subtitles | بعض المساكين يأخذون دولار ونصف في الساعة هل يأبه ان سرقت من المالك ؟ |
| Doğru, yanlış ya da ahlak hiç kimsenin umurunda değil. | Open Subtitles | لا أحد , لا أحد يأبه للصح أو الخطاء أو الأخلاق |
| Diğerlerinin umurunda olmasam da, sen umursadığın sürece, sorunum olmaz. | Open Subtitles | حتى وإنْ لم يأبه لشأنى الآخرون، لطالما أحوذك، فأنا على ما يرام |
| Çapkın veya kaçık olması kimin umurunda? | Open Subtitles | ومَن يأبه إذا كان مجنوناً أو فتاً لعوباً ؟ |
| Kimsenin ölmüş mü yaşamış mı umurunda olmayan tövbesiz kötü bir çocuk olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون الفتى المتمرد الذي لايتوب والذي لا يأبه أحد لمعاشه أو مماته |
| Vali vekilinin bu dava umurunda bile değil. | Open Subtitles | نائب الحاكم لا يأبه لهذه القضيّة. أوقفي الخداع. |
| Gerçekten "New York Times"ı kim takar ki? | TED | من يأبه حقا لما تظنه النيويورك تايمز؟ |
| Bu paha biçilmez sinema sorusu sana bedava olsun. Bunu anı depomdaki "kim takar" bölümüne yazıyorum. | Open Subtitles | سأضع ذلك فى قسم {من يأبه فى مخزون ذاكرتى |
| İyi eğitimli, akıllı. Sylvia Browne'nin neler karıştırdığını biliyor, ama umursamıyor. | TED | انه متعلم بشكل جيد. انه ذكي. لأنه يعلم ما تقوم به سيلفيا براون، لكنه لا يأبه لذلك. |
| Yükselti yok, ağaç yok hatta burayı çoğu kişi bilmiyor, bilenler de umursamıyor. | Open Subtitles | لا أحد يعرف أو يأبه إن كانت موجودة. ستكون ايضا من المستحيل تحديدها من الهواء. |
| Çoğu istemez de. Orada burada hayaletler. Kimse umursamaz. | Open Subtitles | . أكثرهم لا يُريد . الأشباح هنا ، الأشباح هناك ، لا أحد يأبه |
| Bu dünyada kimse bu balinaları senin kadar önemsemiyor. | Open Subtitles | لا أحد على الارض يأبه أكثر منك للحيتان |
| Evet, baban biraz tuhaf. kime ne? Bu, haksız olduğunu göstermez. | Open Subtitles | من يأبه لكون والدك غريباً قليلاً هذا لا يجعله مخطئاً |
| Elizabeth'i umursayan tek erkek olduğunu düşünme sakın. | Open Subtitles | لا تتظن إنك الوحيد الذي يأبه لإليزابيث |
| Biliyordum, Duduley'i de, senin sevgilin de biliyordu .ama umursamadı. | Open Subtitles | لقد علمتُ ذلك , ودادلي حبيبكِ المتزوج علمه ايضا ولم يأبه |
| Bu tüyler ürpertici benzerlik gezegeni ele geçiriyorsa bu kimin umrunda? | TED | من يأبه اذا كان هذا الزحف للأبنية المتشابهة يُحدق بكوكبنا؟ |
| Kimse aramadı, yazmadı. Kimse ölümüme aldırmıyor. | Open Subtitles | لم يتّصل أحد ولم يكتب أحد شيئاً، لا أحد يأبه لموتي. |
| Şu şişko şerefsiz mi? sikinde değil inan bana. | Open Subtitles | ماذا ذلك السمين اللعين صدّقيني، لا يأبه مطلقاً |
| ...Ve hatamı düzeltmeleri sayesinde öğrendim! Ayrıca kimsede duygularımı takmadı. | Open Subtitles | كنت مخطئة وحين صحح خطئي تعلمت ولم يأبه أحد لمشاعري |
| Günde 200 hata yapmayı kafasına takmıyor çünkü geri bildirime bakılırsa bu onun öğrenme şekli. | TED | لا يأبه أن يرتكب مئتا خطأ في اليوم، لأن يتعلم هكذا، معتمدًا على التغذية الراجعة. |
| Babalarının onları görmeyi umursamadığını bilmenin küçük bir çocuğa ne hissettireceğini düşün! | Open Subtitles | تخيل شعور ابنك الصغير عندما يعرف أن أباه لا يأبه إن كان سيراه أم لا؟ |
| Filistinli olması Scrappy'i ne ilgilendiriyor ki? | Open Subtitles | لن يأبه (سكرّابى) لكونها فلسطينيه |