| Sen küçükken her istediğin oyunu oynamana izin verdik, değil mi? | Open Subtitles | لقد تركناكِ تلعبين كما يحلو لكِ عندما كنتِ صغيرة، أليس كذلك؟ |
| Haklı sebebin çok. Sadece Bonnie'yi bana ver. Sonrasında ne istersen söyleyebilirsin. | Open Subtitles | فقط أعطني بوني وافعلي بعد ذلك ما يحلو لكِ وأنا لن أعترض |
| Burası benim dairem, Christoph, ve içinde canım ne isterse onu yaparım. | Open Subtitles | هذه شقتي يا كريستوف و يمكنني أن أفعل ما يحلو لي بداخلها |
| Ne istiyorsa onu düşünmesine izin ver. Ama burada, sen her istediğini yap. | Open Subtitles | اجعلها تعتقد نفسها الشيء الذي تريده لكن ها هنا, افعل الذي يحلو لك |
| delikanlılar uyuyarak büyür, ama sen öyle istiyorsan sen bilirsin. | Open Subtitles | ، الصغار يكبرون أثناء النوم لكن إفعليّ ما يحلو لكِ |
| Belki de sizin Bay Ernest istediği zaman girip çıkabiliyordu. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد أيرنست كان يخرج ويأتي كما يحلو له |
| Ben rozetli bir zenciyim ve eğer istersem bununla o koca kıçını deşerim. | Open Subtitles | هذا يعني أنني لدي اذن لاركل مؤخرتك عندما يحلو لي |
| Benimle ne isterseniz yapın. Lütfen, kız arkadaşımı bulun sadece. Onu öldürecekler. | Open Subtitles | إفعلا بي ما يحلو لكما لكن جِدا صديقتي أرجوكما، و إلّا أظنّهم سيقتلونها |
| Evet. Serbest kalacaksın ve istediğin her şeyi yapabilirsin, söz. | Open Subtitles | ستكونين حرّة و تستطيعين القيام بما يحلو لكِ, أعدكِ بذلك. |
| - Ben Komutan olduğumda istediğin kadar ölçüsüz giyinebilirsin, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً، عندما أكون أنا الكابتن سيمكنكِ إرتداء ما يحلو لكِ، اتفقنا؟ |
| İstediğin zaman gelip gidebilirsin. Eşimin davranışından ötürü özür dilerim. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب والمجيء كما يحلو لك أعتذر بالنيابة عن زوجتي |
| Sana aileni affetmelisin ya da artık öfkelenmemelisin diyemem, nasıl istersen öyle yap. | Open Subtitles | لا أقول لكِ سامحي والديكي أو حتى لا تغضبي افعلى ما يحلو لكي |
| Onlar buluyorlar. Her ne istersen yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يفعلون ذلك فحسب ، هذا كل ما في الأمر حسنا ، إسمعي ، إفعلي ما يحلو لكِ |
| Bir "İnanç Doğum"um, dejenereyim, her ne demek istersen. | Open Subtitles | و أنا مولود الإيمان, او غير صالح او مهما يحلو لكِ أن تدعوني بهِ |
| Bırak ne isterse yapsın. Boş tehditlere pabuç bırakmam ben. | Open Subtitles | دعه يفعل ما يحلو له أنا لا أخشى التهديدات التافهة |
| Aslında önemli olan kişinin kendi şehrinde istediğini yapabilmesidir bence. | Open Subtitles | إن أى فرد يكون حقاً أى فرد ، ينبغى أن يفعل ما يحلو له فى بلدته على ما أعتقد |
| Eğer yine o eski bencil piç... olmak istiyorsan... durma, alışmıştım. | Open Subtitles | إن كنت تريد أن تبقى أنانياً وسافلاً إفعل ما يحلو لك فقد إعتدت على ذلك |
| Sinyor artık istediği an aşık olabilir. | Open Subtitles | والان سيدي يستطيع ان يكون عاشقا في أقرب وقت يحلو له |
| Nereye istersem oraya giderim, ne istersem onu alırım. Senin bahanen ne peki? Müşteri hizmetlerinden nasibini aldığını sanıyordum. | Open Subtitles | أذهب أينما يحلو لي، و آخذ ما أود أن آخذه سأساعدها هذه المرة فقط |
| Bana ne isterseniz yapabilirsiniz. | Open Subtitles | يُمكنكم أن تقتلوني ، أو تفعلوا . ما يحلو لكم |
| Büyüdüğümde senin gibi olmak istiyorum. İstediğim şeyi istediğim anda yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أغدو مثلك عندما أكبر، أفعل ما يحلو لي وقتما أشاء |
| dedim. İstediğimi yapabilir, dilediğim hikayeyi yazabilirdim. | TED | فأنا أستطيع الأن فعل ما يحلو لي. أستطيع أن أقوم بتأليف أي قصة أريد |
| Ama kurtulanlar artık geminin silahlarından etkilenmeyecek kadar yakınlar ve istedikleri gibi saldırabilecekler. | Open Subtitles | لكنّ الناجون أقرب من السفينة الآن ليتأثروا بأسلحتها، ويمكنهم مهاجمتها كما يحلو لهم. |
| Bak, o kendi başına hareket ediyor. Emir komuta zincirinden koptu. | Open Subtitles | انة يدير كل شئ كما يحلو لة , لقد تركنة قيادتة |
| Yasa falan yok! İstediğimiz her şeyi yapabiliriz! Her şeyi! | Open Subtitles | لا توجد قوانين بوسعنا أن نفعل كل ما يحلو لنا، |
| Bu gece ne olursa olsun İşçilerin istediklerini yapmaları benim öncelikli emrimdir. | Open Subtitles | أيا كان ما سسيحدث الليلة فإن أوامري تسمح للعمّال بأن يفعلوا ما يحلو لهم |