| Biraz taze meyve suyu ve güzel çörekler aldım. | Open Subtitles | لقد أحضرت العصير الطازج و بعض الكعك الطيب |
| Bu çörekler okuldan sonrası için. | Open Subtitles | هذا خطئي، آسف لذلك هذا الكعك المحلّى لما بعد المدرسة |
| Bu tatlı yerde çörekler bile zehir kadar acı. | Open Subtitles | بذلك المكان ، الدونات الأرضية هي حامضة كالسم |
| Ama noktaların yerinde tarçınlı çörekler olsun istiyorum. | Open Subtitles | و بدلا من النقاط اريدها ان تكون فطائر القرفة |
| New Jersey'daki gibi çörekler olmadığı için memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيد انه ليس هناك كعك من هذا القبيل في ولاية نيو جيرسي. |
| "Onlarsız yapamayacağım beş şey." çörekler. | Open Subtitles | خمس اشياء لا استطيع ان اعيش بدونها دونات , عائلتي |
| Umarım bu çörekler eve dönene kadar sizi idare eder. | Open Subtitles | آمل من هذه الكعكات أن تمتعكم حتى تصلوا للبيت |
| Ayrıca, duble çikolatalı, mango-ananaslı çörekler. | Open Subtitles | الزائد، ثنائي شوكولاتي كعكات أناناسِ مانجةِ. |
| Belki de çörekler sana dokunuyordur. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك الكعك المحلّى ضارٌ لصحّتكِ. |
| çörekler bedava aldıkları tek şey değil diyelim. | Open Subtitles | حسنا,لنقل انه ليس فقط الكعك مايصرف مجانا |
| Çörek yeriz. 1927'de çok güzel çörekler yapıyorlar. | Open Subtitles | يمكننا أكل الكعك إنهم يصنعون كعكاً رائعاً عام 1927 |
| Bu çörekler mide bulantımı giderir mi yoksa daha kötü mü yapar? | Open Subtitles | هل تعتقد ان الكعك المحلى سوف يساعد غثياني او تعتقد سوف يؤذيه ؟ |
| Georgetown'dan aldığım çörekler. | Open Subtitles | أوه، هذه ليست سوى بعض الكعك حصلت عليه من جورج تاون. |
| Belli ki çörekler yardımcı olmamış, değil mi? | Open Subtitles | الواضح أن الدونات لا تساعد أليس كذلك؟ دعنا نَذْهبُ. |
| Bunlar dükkandan alınmış çörekler mi, Amy? | Open Subtitles | ماذا لدينا هنا؟ هل اشتريتِ هذه الدونات من المطعم يا آيمي؟ |
| "Sıcacık çörekler geliyor." | Open Subtitles | "فطائر ساخنة في طريقها اليك" ,حقا ياامي؟ |
| Yorganına sarılmış, dışarıda yağmur yağıyor, fırında çörekler pişiyor. | Open Subtitles | ملفوف في الغطاء والأمطار تهطل بالخارج وهناك كعك موفين دافئ بالفرن |
| Beleş çörekler için araba satış bayisine, beleş kahve için de bankaya gittim. | Open Subtitles | لقد ركضت الى وكالة السيارات للحصول على دونات مجانية وللبنك من اجل قهوة مجانية |
| -Sıcak böğürtlenli sütlü çörekler. -Seninle çıkmaya devam edersem beş kilo alacağım, | Open Subtitles | ومن الدافئة الكعكات التوت البري اللبن والليمون الرائب. |
| Oh Mike, bu olması-- yengeçli çörekler olmasın. | Open Subtitles | --اوه, مايك أنت لا تقول ليس كعكات سلطان البحر |
| - çörekler mi? | Open Subtitles | ... كوب كيك |