Şehrin bu tarafındaydım Çünkü çok önemli uluslararası bir iş görüşmesine katılmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد أتيت إلى هذه المنطقة لأنه كان عليّ حضور اجتماع عملٍ دوليٍّ مهم |
Öyle deniyor Çünkü çok eski zamanlarda, cadılar burada toplanarak parti yapıp, iksir içer ve insanları uçan maymunlara dönüştürürlermiş. | Open Subtitles | والذي سمي هكذا لأنه كان في قديم الزمان مكان تجمع للساحرات للاحتفال وتناول الجرعات وتحويل الناس الى قرود طائرة وهكذا |
Atlanta'ya gitti, sonra eve gelmedi, Çünkü çok iyi vakit geçiriyordu. | Open Subtitles | لقد ذهبت لزيارة إبنة عمها فى أتلانتا و لم تعد للبيت لأنها كانت تقضى وقتاً رائعاً |
Bütün gün bunu düşünüyorum adamım Çünkü çok garip, anlıyor musun? | Open Subtitles | وكنت أفكر طيلة اليوم فيما حدث يا صديقي لأن الأمر غريب، أتعرف ما أقصد؟ |
Ada adası, 5 Kasım, saat 12:25. Bunu arabadan çektim, Çünkü çok yakındım. | Open Subtitles | جزيرة ادا الساعة 12.25 الخامس من نوفمبر إلتقطت الصورة وأنا في السيارة لأنني كنت قريب جداً |
Çünkü çok merak ettim koca binada yalnızca iki daire dolu. | Open Subtitles | لأني كنت أريد أن أعرف مبنىً ليس فيه سوى شقتان مسكونتان |
Ve işe yaramadı Çünkü çok az sattı. | TED | والأمر لم ينجح، لأننا كنا فرعًا جانبيًا. |
Sana bunun ne kadar büyük bir olay olduğunu söylememe gerek yok,değil mi? Çünkü çok büyük bir olay. | Open Subtitles | ليس علي أن أخبرك مدى لأهمية ذلك لأنه أمر كبير جداً |
İple aşağı ineceğim ve bunu siz yapamazsınız Çünkü çok ağırsınız. | Open Subtitles | سوف انزل بالحبل انت لن تستطيع فعل ذلك لأنك ثقيل |
Ama o kadar da tehlikesiz sayılmaz Çünkü çok fazlalar. | TED | و لكنها غير حميدة، لأن هناك الكثير منها. |
O benim kardeşim Bana kızgın Çünkü çok büyük bir budalalık ettim | Open Subtitles | إنه أخى, و هو لا يعلم هذا لأنى تصرفت بحماقة معه مؤخراً |
Oo, diyor ki sadece Eddie'ye mesaj göndermiş Çünkü çok kızgınmış. | Open Subtitles | أوه، ويقول انه فقط أرسلت إدي رسالة نصية لأنه كان غاضبا. |
Bir oğlan doğurdu. Oğlan bir parça çörek istedi Çünkü çok açtı. | TED | كان لهاته الفتاة ابن تمنى قطعة من كعكة محلاة لأنه كان في غاية الجوع. |
Fakat bu mucitle, Doug Fleming ile konuşmayı çok sevmiştim, Çünkü çok tutkuluydu. | TED | لكني أحببت الحوار مع المخترع دوج فليمينج، لأنه كان شغوفًا جدًّا. |
Ama ben anneme rakip olamazdım, Çünkü çok güzeldi. | Open Subtitles | لم أكن أنافس أمي لأنها كانت بغاية الجمال |
Pek iyi göremedim, Çünkü çok karanlıktı. | Open Subtitles | لم أرى الأمر جيداً لأنها كانت عتمة نوعاً ما |
Ona müsade ederdim Çünkü çok fazla müşteri getirirdi. | Open Subtitles | سمحت لها بذلك لأنها كانت تجلب ربح لعملنا |
Sevdiklerine vekâlet bıraksan iyi olur Çünkü çok fena çıldıracağız. | Open Subtitles | صاح ، من الأفضل لك أن تعطي قوة المحاماة لشخص محبوب لأن الأمر على وشك الجنون |
Çünkü çok izliyordum. Bağımlılık yaratmıştı. Duramıyordum. | Open Subtitles | لأنني كنت أشاهده أكثر من اللازم، كان إدماناً، لم أستطع التوقف |
Çünkü çok meşguldüm. Suzanne Yakomiato'nun yerine çalışıyorum. | Open Subtitles | لأني كنت مشغولة أنا أعمل مكان سوزان ياكومياتو |
...ama dün bunu açmadım Çünkü çok eğleniyorduk ve ben de berbat etmek istemedim. | Open Subtitles | ولم أفتح هذا الموضوع البارحة، لأننا كنا مستمتعين للغاية، ولم أرد أن نفسد ذلك |
Evet. Size sataşmak zorundayız, Çünkü çok eğlenceli. | Open Subtitles | نعم, يجب علينا أن نقوم بهذا لأنه أمر ممتع |
Bunu anlaman çok zor, Çünkü çok borcun var. | Open Subtitles | يصعب عليك تفّهم ذلك لأنك غارقة في الديون |
George W. Bush: Geçirilmesi zor bir tasarı, Çünkü çok fazla değişken var ve prosedür zorlu bir hâl alabilir. | TED | جورج بوش الأب: إنه مشروع قانون صعب التنفيذ لأن هناك الكثير من الأجزاء المتحركة ويمكن للعمليات التشريعية أن تكون عسيرةً. |
İyi olacağımdan eminim, Çünkü çok tertipliyimdir. | Open Subtitles | ولكنى واثقة من أنى سأكون جيدة فى هذا لأنى منظمة |
Hayır, beni bulamayacaklar, Çünkü çok iyi kamufle olmuş... güçlendirilmiş, Bergen-geçirmez sığınağımda olacağım. | Open Subtitles | لا إنهم لن يجدوني أنا لأنني سأكون في غرفة تحت الأرض ,مخفية تماما ,محصنة,و ضد البيرجنز |
Çünkü çok önemli insanlar orada gömülü. | Open Subtitles | لأن الكثير من الأشخاص الهامين مدفنون هناك.. |
Bir sevgili bulamıyor Çünkü çok kilo... | Open Subtitles | لا يمكن أن تحصل على موعد لأنها تبدو بدينةً |
Muhtemelen akşam yemeğini iptal etmeliyiz, Çünkü çok uygunsuz kaçar. | Open Subtitles | وربّما يجب أن نلغي العشاء لأنّ ذلك سيكون محرجـًا |
Eski bir deney, ama çok iyi bir deney, Çünkü çok çok basit, anlatması da kolay. | TED | وهذه تجربة قديمة .. ولكنها تجربة جيدة لانها بسيطة جدا وهي قصة سهلة يمكن سردها |