Ve bu noktaların her birini iyi yapabilirse çalışanlara değer verildiklerini hissettirirdi. | TED | وإذا تعامل مع كل لحظة تواصل جيدًا، فإنه سيجعل الموظفين يشعرون بالتقدير. |
Ofisleri dolaşıyor, çalışanlara gözünü dikip bakıyor, masaları kontrol ediyor. | Open Subtitles | إنه يتجول بين المكاتب محدقا بجميع الموظفين ويفتش مكاتب الناس |
Öncelikle, çalışanlara ve müşterilere daha çok denetim sağlayabilirler. | TED | لكن كيف؟ أولاً وقبل كل شيء، يمكن أن تعطي الموظفين والعملاء تحكمًا أكثر. |
Yaşlı çalışanlara ilişkin klişelerin hiçbirinin ciddi bir dayanağı yok. | TED | لا يوجد صورة نمطيّة واحدة عن العمال الأكبر سنًّا تصمد تحت المجهر. |
Jerry çalışanlara performans değerlendirmesi yapmamızı istiyor. | Open Subtitles | اوه ? جيري يريد منا ان نقوم بعمل تقييم للموظفين |
Garcia, izin günlerimden ancak 25 gününü Afganistan'da sevdiği olan çalışanlara verebilmiş. | Open Subtitles | خمس و عشرين يوما من ايام اجازاتي لموظفين لديهم أحباب في أفغانستان |
Kolsuz çocuk dedi ki o kamyonda çalışanlara bir şey olacak. | Open Subtitles | قال الولد الأبتر شيءا سيحدث إلى أولئك الذين يعملون في تلك الشاحنة |
Araştırma, çalışanlara işlerinde daha fazla denetimin verilmesinin onları daha mutlu ve daha üretken hale getirdiğini gösteriyor. | TED | وقد أظهرت الأبحاث أن إعطاء الموظفين المزيد من السيطرة خلال عملهم يجعلهم أكثر سعادة وأكثر إنتاجية. |
Steve, bir doktor, beraber çalıştığı, özellikle alttaki çalışanlara ve hemşirelere hep saygısız olan bir doktordan bahsetti. | TED | أخبرني ستيف، وهو طبيب، عن طبيب عمل معه لم يكن محترمًا جدًا، خاصةً مع الموظفين المبتدئين والممرضات. |
Mağzanda çalışanlara indirim mi uyguluyorsun? | Open Subtitles | انت تعطي الموظفين عندك تخفيض عند الشراء من محلك؟ |
Biz çalışanlara Cuma günleri yol verilmesinden yanayız. | Open Subtitles | وجدنا انه من الافضل دائما أن نطرد الموظفين في آخر يوم في الاسبوع |
Senin görevin hastaları izlemek terapilerde grupla birlikte oturmak çalışanlara yardım etmek. | Open Subtitles | عملك سيكون مراقبة المرضى تعقد جلسات النقاش الجماعى هنا لمساعدة الموظفين |
Gurur ve utanç sadece üzerinde hakkımız olan insanlara uygulanabilir, çalışanlara değil. | Open Subtitles | الفخر و الخزي ينطبقان فقط علي أشخاص نهتم بهم ليس الموظفين |
çalışanlara kaldırım taşı döşemesi nedeniyle güney otoparkını kullanmamalarını söyleyen bir iç bilgi mesajı. | Open Subtitles | وثيقة تذكر الموظفين بألا يوقفوا سيارتهم فى منطقة عمل مستمرة |
Sürekli iş sahasında olmalı ve çalışanlara göz kulak olmalıyım. | Open Subtitles | يجب ان اتواجد في الموقع طيلة الوقت واراقب العمال |
Onun için BMD partisinden sağlam çalışanlara ihtiyacınız var. | Open Subtitles | لذلك نحتاج الى العمال الحازمين من الحزب المعارض |
Bir duyuru yayınlayacak ve tüm çalışanlara oy kullanmaya hakları olduğunu duyuracaksın. | Open Subtitles | سوف تعلق مذكرة تخبر العمال عن حقوقهم |
İnşaat alanına git, çalışanlara görün. | Open Subtitles | حاول التجول حول الموقع وأظهر وجهك للموظفين |
Az önce tüm çalışanlara mail geldi. | Open Subtitles | للتو حصلنا على اشارة من لوتس ارسلت للموظفين |
Sonra tabelada bulunan ikinci derecedeki birçok iz çalışanlara ait. | Open Subtitles | ثم تحصلت على عدد كبير من البصمات العارضة. وجميعها لموظفين المطعم... |
Kardinal Della Rovere bugün çalışanlara ihtiyaç yok, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | الكاردينال (ديلا روفير) لا يحتاج لموظفين اليوم ، مفهوم ؟ |
Herkese sigorta yapıyorlar. Kısa mesai çalışanlara bile. | Open Subtitles | الجميع يحصل على تأمين حتى الذين يعملون جزء من الوقت |
Sende bir kez bina yönetimi çalışanlara ücretsiz kraker dağıtımı yapıyor. | Open Subtitles | مرة في السنة, يجلبون في عربة صغيرة ويوزعون المعجنات المجانية |
Manhattan'daki bölge şefliğine, "Gükkuşağı Odası" ndaki tüm çalışanlara Franklin'in fotoğrafını göndermeleri için uyaracağım. | Open Subtitles | سأنذر مكتبنا في "مانهاتن" بأن يرسلوا صورة (فرانكلين) لكل موظف في المطعم |
Yöneticilerini parıldayan bir gece elbisesinde görmek çalışanlara yanlış örnek oluyor. | Open Subtitles | أن هذا يضرب مثلاً سيئاً للعاملين لرؤية المدير في ثوب ليلي لامع |