| Tamam öyleyse! Ama sen önden git, onları uyarmak için. | Open Subtitles | حسناً إذن، لكن اذهبي أنتِ أولاً فمن الأفضل أن تُنبهيهم |
| Sence de önden gitsem daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنه من الأفضل أن أذهب أنا أولاً ؟ |
| Adı "önden Buyrun" olan bir keçiye oynarsan olacağı bu işte. | Open Subtitles | ماذا تتوقع حين تراهن على عنزة اسمها بعدك ؟ |
| Vaizin dediği gibi suyun üzerinde. Siz çocuklar önden gidin. | Open Subtitles | انها فوق الماء كما قال الواعظ و الأن هيا الولدان أولا |
| Ama ellerini önden kelepçeleyim ki benim çavuşa tokat atabilesin. | Open Subtitles | ولكن سأقيّد يديكِ من الأمام حتى تتمكني من الإستمناء لي |
| Burası çok özel bir yer. Çünkü önden bakıldığında garip bir yere benziyor. | TED | وإنها مساحة خاصة جداََ، لأنها ساحة غريبة في المقدمة. |
| Domuz avında önden sen giderdin ardında ben, hava kararıncaya kadar. | Open Subtitles | الركض وراء الخنازير أنت تهرول أولاً ثم ألحق بك طوال اليوم حتى الغسق |
| Tamam, siz önden gidiyorsunuz! | Open Subtitles | أتذكر أننا ذهبنا من هذا الإتجاه إذهب أنت أولاً |
| Çocuklar önden gitsin, minibüs az sonra burada olacak. | Open Subtitles | الأطفال يركبون أولاً ، لن تتأخر الحافلة الصغيرة |
| Çocuklar önden gitsin, minibüs az sonra burada olacak. | Open Subtitles | الأطفال يركبون أولاً ، لن تتأخر الحافلة الصغيرة |
| Bu yüzden daha az detaylı 2 uzay aracı rotayı test etmek amacıyla önden gönderildi. | Open Subtitles | لذا إثنان من المسابرالأصغر اُرسلا أولاً لإختبــار الطـريق |
| Çok iyi. - önden buyur. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | ـ من بعدك ـ شكراً لك، صباح الخير، أيّها السّادة |
| Kum saati bitine kadar hamle yapmalısın. önden buyur. | Open Subtitles | يجبُ أن تلعب خطوةً قبل إنقضاء الساعة الترابية, من بعدك. |
| Al, Mike. Bir yudum daha! Lütfen önden buyurun, bayan. | Open Subtitles | . تفضل "ميك" رشفه اخرى - . بعدك يا سيدتى لو سمحت - |
| Durumu daha iyi idare edebileceğini düşünüyorsan önden sen git Pelle. | Open Subtitles | تقدم أولا إذن، إن كنت تعتقد أنك تستطيع معالجة الأمر بشكل أفضل |
| Sen önden gitmezsen olmaz. | Open Subtitles | لا إذا تذهب أولا وأنا أصل إلى الساعة اليدوية. |
| Kameralar da arkanızdaki şeyi filme çekebilir ve o görüntüyü yansıtabilir, böylece önden görünmez gibi gelirsiniz. | TED | وتستطيع الكاميرات تصوير ما خلفك وعرض الصورة فتبدو غير مرئيٍّ من الأمام. |
| Omurgaya önden ya da arkadan baktığınızda 33 omurun hepsi aynı hizada olmalıdır. | TED | عندما تنظر للعمود الفقري من الأمام أو من الخلف يجب أن تبدو جميع الفقرات الثلاثة والثلاثون مصفوفة على خط مستقيم. |
| - Ben fazla önden geldim. - Burada mı gösteri yapacaksınız? | Open Subtitles | انني بعيدة جدا عن المقدمة هل ستلعبين هنا؟ |
| Bayan Didriksen, siz önden gidin. Tanıdık biri var mı diye bakın. | Open Subtitles | سيدة ديدركسون, أدخلى انت اولا, وانظرى حولك زابحثى ان كنت تعرفى أحد |
| Bayanlar önden. | Open Subtitles | من بعدكِ يا سيدتى |
| önden ben gideceğim ve yol temizse seni çağıracağım. | Open Subtitles | سوف ادخل اولاً و إذا كانت الطريق آمنه سوف انادي عليك |
| Başlamamız, ürünü dizayn ve inşa etmemiz için önden 2 milyon dolar alıyoruz. | Open Subtitles | صحيح؟ لقد أخذنا 2 مليون دولار مقدماً للبدء بالعمل , للتصميم و البناء |
| Sen arka kapıdan gir, ben önden girerim. | Open Subtitles | أنت خذ الباب الخلفي, وانا سأذهب من الأمامي |
| önden çıkmıyor. Geldiği yoldan geri dönüyor. | Open Subtitles | هو لن يَخْرجُ من الامام سيَعُودُ من الطريق الي جاءَ منة. |
| Öğleden sonraları kamp yeri bulmak üzere seni önden gönderirdim... ve sen de beni beklerdin. | Open Subtitles | في أوقات العصر كنت أرسلك للأمام للبحث عن معسكر وكنت تنتظرني |
| Bayanlar önden. | Open Subtitles | السيدات أوّلاً. |
| O kadar uzun boylu değil ama ona kapıyı falan açarım, önden buyrun falan filan, başımla beraber. | Open Subtitles | وإنما بالتأكيد أمسك لها الباب ليظل مفتوحا وأسمح لها بالخروج قبلي |
| Bir tim benimle önden gelsin. Diğeri arkadan dolansın. | Open Subtitles | حسنٌ، فريق عند المقدّمة معي وفريق عند المؤخّرة. |