| Neredeyse hiçbir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | تقريبًا لم يتبق شيء |
| Sissie, olamaz. Yanıp kül olmuştu. Geriye bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | (سيسي)، هذا مستحيل لقد احترق، لم يتبق شيء |
| Ama şu kadın, Stacy Campbell, ondan geriye hiçbir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | (لكن تلك المرأة (ستايسي كامبيل لم يتبق شيء منها |
| Sokaklardan geriye hiçbir şey kalmamıştı, diyor. | Open Subtitles | في شوارع الحي ان أمكنك تسميتها شوارع مجازا لم يتبقى شيء من الشارع |
| Dave'den geriye bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | لم يتبقى شيء منه |
| Elimde avucumda hiçbir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | لم يتبقى شيء لي |
| Kırık camlardan başka bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | لم يتبق شيء غير زجاج مكسور... |
| Kandan başka bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | لم يتبقى شيء سوى الدماء |
| Arkada hiçbir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | لم يتبقى شيء |
| - Kurtarılacak bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | - لم يتبقى شيء |