| İnternetten edindiğim bilgiye göre kredi kartıyla herhangi bir kapıyı açabilirsin. | Open Subtitles | أوه، الانتظار. قرأت في مكان ما على الإنترنت أنه يمكنك فتح أي باب مع بطاقة الائتمان. |
| Gözlerini açabilirsin. - Büyük bir parti olacak mı? | Open Subtitles | يمكنك فتح عينيك الآن هل سيحضر عندنا الكثير من الناس؟ |
| Üç deyince gözlerini açabilirsin. | Open Subtitles | عند ثلاثة. يمكنكِ فتح عيناكِ واحد، اثنان، ثلاثة. |
| Ellerin titremeyi yeterince bırakabilirse belki de bunu açabilirsin. | Open Subtitles | إذا بإمكان يديك التوقف عن الإهتزاز لمــدة كافية، فربما يمكنك فتحه. |
| Yarın sabah annende açabilirsin veya... kuduz bir çakal gibi parçalayabilirsin. | Open Subtitles | سأترك الخيار لك يمكنك فتحها صباح الغد بمنزل أمك أو يمكنك تمزيق غلافها بأنيابك ككلب مسعور |
| Yarım saatte kaç kapı açabilirsin, bir düşün? | Open Subtitles | كم يمكنك أن تفتح خلال نصف ساعة؟ فكر بها. |
| Artık gözlerini açabilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَفْتحَ عيونَكَ الآن. |
| Eve gidip televizyon izleyebilirsin ve sonra da gelip kapıyı açabilirsin! | Open Subtitles | تستطيع الذهاب للمنزل ومشاهدة التليفزيون ومن ثم العوده وفتح الباب |
| Dutch. Havalandırmayı biraz açabilirsin. | Open Subtitles | أيتها الهولندية، يمكنك فتح بعض التهوية هنا. |
| Geldiklerinde bırak içeri girsinler. Her kapıyı açabilirsin. | Open Subtitles | وعندما يأتون، دعهم يدخلون يمكنك فتح كل باب لهم |
| Tanrı aşkına, kendi pudinginin kopçasını kendin açabilirsin! | Open Subtitles | بحق السماء ، يمكنك فتح العلبة بنفسك |
| Ranmaru, gözlerini şimdi açabilirsin. | Open Subtitles | رانمارو، يمكنك فتح عينيك الآن. |
| Gözlerini açabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ فتح عيناكِ الأن لقد إنتهيت |
| Buradayım anne. Artık gözlerini açabilirsin. | Open Subtitles | أنا هنا يا أمي يمكنكِ فتح عيناكِ الآن |
| O yüzden umarım sen açabilirsin, çünkü biz açamıyoruz. | Open Subtitles | لذلك أتمنى أنه يمكنك فتحه لأننا لم نتمكن من ذلك |
| Yarın sabah annende açabilirsin veya... kuduz bir çakal gibi parçalayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك فتحها صباح الغد بمنزل أمك أو يمكنك تمزيق غلافها بأنيابك ككلب مسعور |
| Tamam, şimdi gözlerini açabilirsin. | Open Subtitles | حسناً، يمكنك أن تفتح عينيك الآن |
| Artık gözlerini açabilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَفْتحَ عيونَكَ الآن. |
| Eve gidip televizyon izleyebilirsin ve sonra da gelip kapıyı açabilirsin! | Open Subtitles | تستطيع الذهاب للمنزل ومشاهدة التليفزيون ومن ثم العودة وفتح الباب |
| açabilirsin. | Open Subtitles | شغليها. |
| Artık açabilirsin. | Open Subtitles | و الآن افتحيهما |
| Hayır, önemli değil. açabilirsin. | Open Subtitles | لا , الأمر هادئ , يمكن الرد عليه. |
| Şimdi açabilirsin hayatım. | Open Subtitles | يمكنك أن تفتحيهم الآن عزيزتي |
| İhmal sonucu ölüme sebebiyet davalarında, elem ya da acı, maddi emek ya da destek kayıpları için dava açabilirsin. | Open Subtitles | في دعوى القتل الخطأ يمكنك رفع دعوى للألم والمعاناة للخسائر المالية,فقدان الدعم او الخدمات الذي انتِ تتعرضي اليه |
| Gözlerini açabilirsin eğer istersen. | Open Subtitles | يمكنك ان تفتح عينيك لو اردت |
| - O-oh. - Şimdi gözlerini açabilirsin, En iyi dostum. | Open Subtitles | يمكنكَ فتح عينيكَ الآن يا صديقي العزيز |
| Tamam, açabilirsin. | Open Subtitles | حسنا تستطيع فتحهما |