| Belki sen onun asık suratına tahammül edebilirdin ama ben edemedim. | Open Subtitles | ربما باستطاعتكِ تحمل وجهها الكئيب في الحفل، أما أنا فلم أستطع |
| Artık bana vali Cullen demiyorlar o yüzden artık şu asık surattan kurtulalım. | Open Subtitles | لا يدعونني بالحاكـم الكئيب كما تعلمـون لذا .. لنبعـد الوجه الحزين |
| Mike'ın neden asık suratlı olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | (أنّكِ لم تعرفي لماذا (مايك كان متجهم الوجه. |
| Hatta, müjde verirken bile bunu asık suratla yapmalılar. | Open Subtitles | في الواقع، حتى لو أنهن يعطين أخباراً سارة عليهن أن يفعلن ذلك مع وجه عابس |
| - Sen ve ben asık suratlarla, adamın karısını öldürmediğini anladığımız için üzülüyoruz. | Open Subtitles | أنت وأنا بوجوهنا الكئيبة أستسلمنا إلى اليأس لأننا إكتشفنا أن الرجل لم يقتل زوجتة |
| Böyle güzel bir günde bir insan nasıl böyle asık suratlı olabilir? | Open Subtitles | لا أعلم كيف أي شخص يبدو كئيب بشكل جيد يوم جيد |
| Millet, söylemek zorundayım, şu anda birsürü asık surat görüyorum. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك إني أرى كثير من الوجوه مكتئبة |
| Ne yani, müjde mi verecekti? Hem de o asık suratıyla! | Open Subtitles | لا تقولي أنه كان يحمل أخباراً سارّة بذلك الوجه الكئيب |
| Ne yani, müjde mi verecekti? Hem de o asık suratıyla! | Open Subtitles | لا تقولي أنه كان يحمل أخباراً سارّة بذلك الوجه الكئيب |
| Stefano, suratın neden asık? | Open Subtitles | لماذا هذا الوجه الصغير الحزين يا ستيفانو ؟ |
| Yüzüm asık olduğu için üzgünüm. Kavga ediyorduk da. | Open Subtitles | انا اسفة بسبب وجهي الحزين وكننا نتشاجر |
| Adamın suratı hep asık. | Open Subtitles | إنه متجهم الوجه دائماً |
| Yüzü hep asık. | Open Subtitles | -وهو متجهم الوجه |
| Şimdi suratın asık.. Çünkü kaybettin. | Open Subtitles | تبدو عابس الآن، وهذه سبب الهزيمة |
| Ve neredeyse devamlı bir şekilde asık suratlıydı. | Open Subtitles | وهو كان تقريباً دائماً عابس الوجه |
| - Sen ve ben asık suratlarla, adamın karısını öldürmediğini anladığımız için üzülüyoruz. | Open Subtitles | أنت وأنا بوجوهنا الكئيبة أستسلمنا إلى اليأس لأننا إكتشفنا أن الرجل لم يقتل زوجتة |
| asık bir suratla oturmaktan daha iyidir. | Open Subtitles | إنهـا أفضل من الجلوس مع وجه كئيب |
| Baba, Eddie'nin yüzü biraz asık galiba. | Open Subtitles | الأَبّ، أنا لا أَستطيعُ المُسَاعَدَة على المُلاحَظَة نَظْر إدي مكتئبة نوعاً ما. |
| Rahatsız ettiğim için bağışlayın, ama suratınız asık gibi. | Open Subtitles | اعذريني لتطفلي لكنك تبدين كئيبة نوعاً ما |
| Ortalık gerilir, silahlar konuşur ve asık yüzler olur... | Open Subtitles | تتوهج الحرارة ، تسحب المسدسات... ثلاثة قتلة ميتين |
| Böyle güzel günde neşeleneceğin yerde neden acaba suratın asık? | Open Subtitles | ما الداعي لأن تبدو بكل هذا التجهم وكل شيء ينحو للتباهي البهيج؟ |
| Yani, hadi ama, itiraf etmelisin bu gülen surat, asık surat orta okuldaki gibi birşey. | Open Subtitles | يجب أن تعترفين بذلك مثل أن الضحك و العبوس من المدرسة الإعدادية |
| Neden hala yüzün asık? | Open Subtitles | ما الذى يجعلك تبدو متجهما هكذا ؟ |
| Umarım güzel birşey hakkındadır. Babam bugün çok asık suratlı. Benimle nerdeyse hiç konuşmadı. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون عن شئ لطيف لقد كان أبى متجهماً اليوم و قد تحدث إلى قليلاً جداً |
| Dinleyin asık suratlar, size söyleyeceklerim var | Open Subtitles | اسمعوا يا مدمري الحفل لما سأقول |