Özellikle Uyanmış Varlıkları avlarken anormal bir saplantısı var. | Open Subtitles | عندها هوس شاذّ خصوصا عندما تصطاد الكائنات المستيقظة |
Avını avlarken arkasına saklandığın bir yem. | Open Subtitles | إنّه شِرك يُستعمل للتخفّي وراءه بينما تصطاد طريدتك |
ÖNCESİ Akıllı, ketum olmalısın. Özellikle de iblisleri avlarken. | Open Subtitles | يجب أن تتصرفي بذكاء وبسرية خصوصاً عندما تطاردين عفريتاً |
Ona, şempanze avlarken ağaçtan düşen eski cesur savaşçı Yamanon'un şarkısını söyledik. | Open Subtitles | يامانون فقط يغني أغنية قديمة، محارب شجاع يسقط من شجرة وفي حين اصطياد الشمبانزي. |
O, bir gün diğer savaşçılarla balık avlarken yolunu kaybeder. | Open Subtitles | بينما كان يصيد السمك مع المحاربين الآخرين فإن الشاب ضل طريقه |
Bizleri tek tek avlarken, bu duvarlarin güvenligine mi sinecegiz? | Open Subtitles | يتعين علينا فحص سلامة هذه الجدران في حين يقوم بصيطدنا واحد تلو الأخر؟ |
Yaralı bir hayvanı avlarken hemen kovalamaya başlamazsın. | Open Subtitles | كلاّ، حينما تُطارد حيواناً مجروحاً، فإنّك لا تبدأ بمُطاردته مُباشرة. |
Avını avlarken arkasına saklandığın bir yem. | Open Subtitles | إنّه شِرك يُستعمل للتخفّي وراءه بينما تصطاد طريدتك |
Seni ayı avlarken görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع تخيلك تصطاد الغزلان |
Sen kardeşimi avlarken oturup rahat rahat Mai Tai içemem. | Open Subtitles | لا يمكنني الاسترخاء واحتساء (ماي تاي) بينما أنت طليقة تطاردين أخي. |
Eskiden vampirleri avlarken şimdi onlardan biri oldum. | Open Subtitles | عهدت اصطياد مصّاصي الدماء، فإذا بي بغتة صرت واحدًا منهم. |
Balık avlarken kaza filan mı geçirdin? | Open Subtitles | -ما الذي حدث هل تعرضت لحادث اصطياد سمك ؟ |
Birkaç yıl önce Kanada sınırında, nesli tükenmekte olan vaşak türünü avlarken yakalamıştım. | Open Subtitles | قبضت عليه يصيد بدون إذن بعض القطط البريّة المهددة بالإنقراض منذ عدّة سنوات مضت على مقربة من الحدود الكنديّة |
Doğrudur, Colin, ama babam şu anda Kennebunkport'ta balık avlarken Saddam hala bizi dürtüyor. | Open Subtitles | قد يكون ذلك صحيحا يا كولين ولكن أبي يصيد السمك الآن في كينيبونكبورت وصدام لا يزال يعبث معنا |
Baba, petrol zenginiydi, Hearst tarzında ona benzemek için bir Xanadu inşa etti, sonra, bıldırcın avlarken öldü. | Open Subtitles | كان الولد أحد أقطاب صناعة النفط و هو من نوع هيرست لقد بنى هذه الجنة , و توفي و هو يصيد السمان |
Bizleri tek tek avlarken, bu duvarların güvenliğine mi sineceğiz? | Open Subtitles | يتعين علينا فحص سلامة هذه الجدران في حين يقوم بصيطدنا واحد تلو الأخر؟ |
Teksas'ın geri kalanı gölgemizi avlarken istediğimiz yeri yağmalıyoruz. | Open Subtitles | نُداهِم أينما يحلو لنا بينما (تيكساس) تُطارد ظلّنا. |