| Ben size böyle durumlara düşmemek için çuvalla para ödüyorum. | Open Subtitles | أدفع لكم مبالغ بالغة لتجنب مثل هذه الحالات |
| Kızlar nasıl oluyor da böyle durumlara mahal veriyor anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفهم كيف يمكن لهذه الفتيات أن يضعوا نفسهم بمثل هذه الحالات |
| İngiltere'de böyle durumlara sık rastlanır diyebilirim. | Open Subtitles | حسناً... أجرؤ أن أقول أن هُناك الكثير من هذه الحالات... فى "إنجلترا". |
| - Kesinlikle, ve dostlar, dostlarını böyle durumlara sokmazlar. | Open Subtitles | بالضبط، والأصدقاء لا يضعون أصدقائهم في مثل هذا الموقف |
| Kendini böyle durumlara sokma. | Open Subtitles | ولا تضعي نفسك في مثل هذا الموقف |
| Hep kendimi böyle durumlara düşürürüm ve çıkmaza girerim. | Open Subtitles | ولكنّني دائماً ما أضع نفسي في مثل هذه المواقف التي لن توصلني إلى أيّ مكان .. |