Bizim için talihsiz ama başkası için talihli bir durum. | Open Subtitles | إلى مخزنِ التوفيرَ. لسوء الحظ لنا. لحسن الحظ لشخص آخر. |
Böylece raflarda duruyor bizim için eskimiş, ama bir başkası için anında değeri olan bir şey. | TED | لذا فهو هناك علي رفوفنا متقادم بالنسبة لنا ، ولكن ذو قيمة كامنة فورية لشخص آخر. |
Normal işlere uygun değildik. başkası için çalışamazdık; çünkü çok inatçıydık ve hepimizde de diğer tüm bu özellikler vardı. | TED | لم نكن جيدين في العمل العادي ، لم نستطع أن نعمل لشخص آخر لأننا عنيدون ، ولأننا نملك تلك المميزات الأخرى |
Ama çok daha azı bir başkası için hayatını feda edebilir. | Open Subtitles | لكن أقلّ من ذلك من يضحوا بحياتهم من أجل شخص آخر. |
Zaman zaman, başkası için çektiğini bile düşünmüştüm. | Open Subtitles | في بعض الأحيان، حتى ظننت أنه ربما كان يصور لأجل شخص آخر |
Hayır, alışveriş yapıyordu başkası için bir hediye satın aldı. | Open Subtitles | لا ، لقد كان يتسوق للحصول على هدية لشخص اخر |
Bir yüzbaşıyla hiçbir alakası olmayan bir FBI ajanı bende başkası için ya da başkasıyla çalıştığı düşüncesini uyandırıyor. | Open Subtitles | عميل فدرالي ليس له أي علاقة ... بنقيب الئرطة، يبدو لي . بأنه كان يعمل مع شخص آخر |
Ama CCA kendileri için değil, başkası için satın alırlar. Peki, bu başkası kimdir? | Open Subtitles | لا يشترون سي سي أي لأنفسهم لكن كوكلاء لشخص آخر |
Sana utanç getirmemiş olur büyük kardeş başkası için aslan dansını yapmamış olurdu! | Open Subtitles | أنا لن أكون حي لأجلب لك العار أخي الأكبر لن ترقص رقصة الأسد لشخص آخر |
Parayı zaten başkası için istedim. | Open Subtitles | لم أحتفظ بأى من أموالكم لقد كان دائما لشخص آخر |
Ve bu yüzden biz de bir başkası için yapabileceğimizi düşündük. | Open Subtitles | ولذا اعتقدنا أنه يمكننا عمل ذلك لشخص آخر |
Ama bana belki başkası için bunu yaparken hakkında iyi bir fikir verdi. | Open Subtitles | لكنه أعطاني فكرة جيدة عن ربما فعل هذا لشخص آخر |
Bunu başkası için yaparsın, Nestor Olivos için değil. | Open Subtitles | لا يوجه المرء عينيه عادة نحو نفسه يمكن أن تفعلي ذلك لشخص آخر و ليس لنيسترو أوليفز |
Çünkü sen, başkası için değerli olan bir şeyi geri almak için kendin için değerli olan bir şeyi verecek bir insansın. | Open Subtitles | لأنك من الأشخاص اللطيفين تستغني عن أي شئ لترجع شئ مهم لشخص آخر |
başkası için tutuyorum. Yarın ona vereceğim. | Open Subtitles | أنا احتفظ بها لشخص آخر و غداً سوف أسلمه إياها |
başkası için saklıyordum. Benim bile değildi. | Open Subtitles | كنت أحتفظ بها من أجل شخص آخر لم تكن تخصني |
Ama bir başkası için çalıyorsan... Bir kahramansın. | Open Subtitles | لكنْ عندما يسرق لأجل شخص آخر فهذا يجعله بطلاً |
Biliyorsun, Bill, belki başkası için bir şeyler yapsaydık bizim için geri dönüş yolu olabilirdi. | Open Subtitles | هل تعرف يا "بيل" .. ربما ان استطعنا ... ان نفعل شيئا لشخص اخر سوف يرجع لنا بشكل ما بالخير |
Sen de ölümsüzlüğümü başkası için paylaşmamı istiyorsun. | Open Subtitles | وأنت تتمنى أن أفعل نفس الشيء مع شخص آخر |
Ne oyun oyandıklarını bilmiyorum ama başkası için çalışan dik kafalı paralı askerlerdir. | Open Subtitles | لا أعلم اللعبة التي يلعبونها لكنهم يعملون لصالح شخص آخر مُرتزقة مُتشددين |
- Bir başkası için de bekleyebilirsin. | Open Subtitles | -يمكنك أن تنتظر أسبوعاً آخر |
Ben kimsem oyum ve değişmeyeceğim ne senin için, ne kardeşim ne de bir başkası için. | Open Subtitles | أنا من أنا ولن أتغير ،ليس من أجلكِ، وليس من أجل أخي .وليس من أجل أحدٍ |