ويكيبيديا

    "bir bankta" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • على مقعد
        
    • مقعد حديقة
        
    Ama sonrasında dışarıda bir bankta göstermek inceliğinde bulundu. TED ولكن بعد ذلك كانت طيبة بما فيه الكفاية لتريني كيف تفعلها على مقعد في الخارج
    Hiçbir şey yapmadılar. İstasyondaki bir bankta oturmalarını yasaklayan bir kanun yok. Open Subtitles لا يوجد قانون يمنع الجلوس على مقعد أمام مستودع
    "Aşk bir bankta iç çekmek değildir, ne de ay ışığında bir gezinti." Open Subtitles "الحب ليس تنهيدة على مقعد في الحديقة, وليس نزهة تحت ضوء القمر. "
    Bu ülkede bir bankta bile evrak doldurmadan oturamazsınız. Open Subtitles اعني,لا يمكن الجلوس على مقعد حديقة في هذه البلاد و ألا تترك أثرا ورقيا
    Garcia'nın söylediği, bu ülkede bir bankta bile evraksız sözünü düşünüyorum. Open Subtitles شيء قالته غارسيا سابقا عن عدم امكانية الجلوس على مقعد حديقة في هذه البلاد بدون ترك أثر ورقي
    Bir gün Clarie ile birlikte parkta bir bankta oturuyorduk. Open Subtitles وفي يوم من الأيام أنا وكلير كنا نجلس على مقعد الحديقه
    Bütün gün okulun dışındaki bir bankta oturmayı mı seviyorsun? Open Subtitles تحب أن تجلس على مقعد خارج المدرسة طوال النهار؟
    Üçüncü bölgenin oradaki bir bankta, silahla vurulmuş bir kurban var. Open Subtitles وفي القطاع الثالث وجدوا قتيلاً مصاب بطلقات نارية على مقعد أنتظار الحافلات
    Her gün bir bankta oturup kafalarında planlar yapıp ellerindeki sandviçleri yiyerek yürüyen insanları izlerken önceden olduğum hali düşünmem. Open Subtitles كل يوم جالساً على مقعد اراقب الناس يتمشون
    Polis az önce bir bankta plastiğe sarılmış ve kanı boşaltılmış bir kurban daha buldu. Open Subtitles على جثة اخرى ملفوفة ببلاستيك على مقعد حديقة مصفاة من الدماء
    Bir barda, bir kafede ya da parkta bir bankta oturduğunuzda; eski zamanlardan kalma beyniniz, uyuyan bir kedinin uyanması gibi, eyleme geçer ve siz gülümsersiniz, kahkaha atarsınız, dinlersiniz ve 100 bin yıl önce atalarınızın yaptığı gibi, gösteriş yaparsınız. TED عندما تجلس في بار، في مقهى، على مقعد حديقة، دماغك القديم يستقر في عمل نوم القط اليقظ، وتبتسم، وتضحك وتسمع وتستعرض كما فعل أسلافنا قبل 100,000 سنة.
    İşte benim geçen sonbahar ve kışı gece ve gündüz 103üncü Cadde metro durağındaki bir bankta geçiren kadınla olan ilişkim, ta ki bir gün ortadan kaybolana kadar. TED هنا كانت علاقاتي مع المرأة التي عاشت أواخر الخريف والشتاء ليلا ونهارا على مقعد في محطة نفق الشارع 103 حتى اختفت في احدى الايام
    Onu bir bankta baygın bulmuşlar. Open Subtitles وجدوه مغماً عليه على مقعد بالحديقه
    İnsanlar Pazar sabahı orada otururken Central Park'taki bir bankta kendinizden geçmiş bir şekilde uyanmak çok kötü ya da kocanızla birlikte Mahler'in senfonisine giderken kusmak da öyle. Open Subtitles أتعلم إنّه أمر سيء عندما تستيقظ وتجد نفسك أنّك غفوت على مقعد في حديقة السنترال بارك، في صباح يوم أحد بينما يجلس الناس فيها،
    Onu bir bankta bulmuşlar. Open Subtitles عثر عليه على مقعد في المنتزة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد