| Ayrıca kulak zarını da inceledik, fiziksel bir hasar yok. | Open Subtitles | واختبرنا طبلة أذنه، ولم يلحَق بها أي ضرر حسّي. |
| Ciddi bir hasar oluşmadan önce kan akışını yeniden sağladık. | Open Subtitles | لقد استطعنا إعادة دورته الدمويّة قبل أن يحل به أي ضرر جدي |
| Motor fonksiyonlarinda veya idrak yeteneginde kalici bir hasar yok. | Open Subtitles | يبدو ألّا ضررَ دائماً لوظائفه الحركيّة أو قدرته الفكريّة |
| B bölümünde bir hasar olmadığını fark eden oldu mu? | Open Subtitles | هل لاحظ احدكم عدم وجود أضرار في الجانب "باء" ؟ |
| Büyük kalibreli mermiler böyle bir hasar verebilir ama bu küçük deliği açmaz. | Open Subtitles | قذائف عيار كبير يمكن أن تلحق هذا النوع من الأضرار لكن ليس هذا الثقب الصغير |
| Bu tür bir hasar aşırı hız ile gitmekten meydana gelir. | Open Subtitles | هذا النوع من الضرر يأتي من السرعة العالية جداً |
| Tamponda görülebilir bir hasar yok fakat orada olmadığını açıklamaz. | Open Subtitles | حسنًا ليس هناك من ضرر ظاهر على المصد ولكنك لا تنتظر أن تجد ضررًا هناك |
| Kapılarda hiç patlama izi... veya bir hasar varmıydı? | Open Subtitles | إذاً أخبرني لماذا كانت الشاحنة سليمة عندما رأيناها من قبل أين هي آثار الانفجار والباب المحطم؟ |
| Test sonuçları omurilikte bir hasar olmadığını ve ciğer haricinde bir iç yaralanma olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | نتائج الفحُوصات اظهرت انهُ ليس هُناك ضرر في الحبل الشوكي او اصابات داخلية خلف الرئة |
| Büyük bir hasar bekliyordum. | Open Subtitles | توقعت إيجاد حفرة |
| Ağır bir hasar aldınız mı? | Open Subtitles | هل عانيت من أضرار كارثية قد لحقت بكبريائك و بهجتك ؟ |
| Kalıcı bir hasar olmadan en fazla 6 dakikam var. | Open Subtitles | يمكنني العيش لمدة 6 دقائق دون أي ضرر دائم |
| Böylece bana neden herhangi bir hasar veya ben neden, polis gücünün sorumluluğunda olacaktır ve Şerif Sommerton Junction. | Open Subtitles | لذا أي ضرر يحدث لي أو أتسبب به, يكون من مسؤولية الشرطة و مأمورية سامرتن |
| Siyanür yüzünden kalıcı bir hasar olucağını, sanmıyoruz. | Open Subtitles | لا اتوقع أنه سيكون هناك أي ضرر ثابت من السيانيد |
| Karın içine bir kesi atmak yumurtalıklarda ya da rahimde bir hasar olup olmadığını görmemizi sağlar. | Open Subtitles | إحداث شق في البطن يتيح لنا أنْ نرى ما إذا كان هُناك أي ضرر في المبايض أو الرحم |
| Pekâlâ, hepimiz için en iyisi garaja dönüp cihazlarımıza bir hasar gelip gelmediğine bakmak. | Open Subtitles | حسنا ، أفضل خطة تبقت لنا هي العودة للورشة و تقييم أي ضرر لحق بفريقنا. |
| Motor fonksiyonlarında veya idrak yeteneğinde kalıcı bir hasar yok. | Open Subtitles | يبدو ألّا ضررَ دائماً لوظائفه الحركيّة أو قدرته الفكريّة. |
| B bölümünde bir hasar olmadığını fark eden oldu mu? | Open Subtitles | هل لاحظ احدكم عدم وجود أضرار في الجانب "باء"؟ |
| Kalp biraz hasar gördü ama uzun süreli bir hasar değil. | Open Subtitles | لكن لا أضرار في الأمد البعيد |
| Bak eğer bir hasar varsa, ben... | Open Subtitles | إنْ كان هنالكَ أيُّ نوعٍ من الأضرار الماديّة فأنا... |
| Sadece silahla oluşabilecek bir hasar. | Open Subtitles | هذا النوع من الضرر يأتي فقط من سلاح. |
| Kalıcı bir hasar olmadı. | Open Subtitles | لم يكن هناك من ضرر دائم |
| Kapılarda hiç patlama izi... veya bir hasar varmıydı? | Open Subtitles | -صحيح إذاً أخبرني لماذا كانت الشاحنة سليمة عندما رأيناها من قبل أين هي آثار الانفجار والباب المحطم؟ |
| Aracınızda herhangi bir hasar varsa beni aramanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريد منكم مكالمتي لو كان هنالك ضرر في سيارتكم |
| Büyük bir hasar bekliyordum. | Open Subtitles | توقعت إيجاد حفرة |
| Beyninin ön lobunda yıkıcı bir hasar oluştu. | Open Subtitles | عانت من أضرار كارثية في الفص الأمامي من دماغها |