| İlişkinde zorlu bir dönemden geçiyorsun ve ben bir mola gibiydim. | Open Subtitles | انتِ تمرّين بمرحلة صعبة في علاقتكِ. -و انا كنت مثل فترة الإستراحة. |
| bir mola vermeliydik zaten. | Open Subtitles | أظن أنني احتاج إلى أخذ استراحة على كل حال. |
| Ben çocuklar bir mola isteyen anlayabiliyorum, ama zaten, hadi. | Open Subtitles | أنا أستطيع أن أفهم أنها تريد أن تأخذ استراحة من الرجال |
| Yalnızca bir mola için anlaşmıştık. | Open Subtitles | إنها تحتاج لاستراحة لقد اتفقنا على استراحة واحدة فقط |
| Kötü bir mola verdin fakat parayı alan sendin, ve şimdi onu bana geri vereceksin. | Open Subtitles | ولديك وقت سيء ولكنك استعرت بعض المال و الآن يجب ان تعيده لي |
| Belki küçük bir mola vermeliyiz. | Open Subtitles | ربما علينا أن نأخذ استراحة قصيرة، صحيح؟ |
| Belki de bir mola vermeliyiz. Zaten sabah oldu ve güneş tutulması başlamak üzeredir. | Open Subtitles | ربما نأخذ راحة ، انه الظهر و الكسوف على وشك |
| Kısa bir mola vereceğiz patron. | Open Subtitles | علينا أن نتوقف قليلاً يا زعيم |
| Evet, millet, Skinner'ın evine saldırmadan önce kısa bir mola vermek istiyorum. | Open Subtitles | يا رفاق ، قبل أن نصل لبيت (سكينر)، أود القيام بتوقف قصير |
| - Ölçüm için resmi bir mola. | Open Subtitles | - فترة الإستراحة الرسمية للقياس |
| - Ölçüm için resmi bir mola. | Open Subtitles | - فترة الإستراحة الرسمية للقياس |
| Küçük bir mola vermemizi engelleyecek bir şey yok. | Open Subtitles | حسنا، هناك وتضمينه في أي حكم ضد أخذ استراحة قصيرة. |
| Müdür erken bir mola kullanabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | قال مديري أن بوسعي أخذ استراحة مبكراً |
| Bu organizasyon geçmişteki dertlere bir mola ve yeni arkadaşlıklar için fırsat olsun. | Open Subtitles | ليكُن هذا المساء استراحة من أحزان الماضي وفرصة لتكوين صداقات جديدة. |
| Karar vermeye bir mola vermemiz gerek. | Open Subtitles | عليّ ان آخذ استراحة من اتخاذ القرارات |
| - Lütfen bir mola daha var de. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنه ما يزال هناك على الأقل استراحة واحدة |
| Kötü bir mola verdin fakat parayı alan sendin, ve şimdi onu bana geri vereceksin. | Open Subtitles | ولديك وقت سيء ولكنك استعرت بعض المال و الآن يجب ان تعيده لي |
| Biliyor musun, düşünüyorum, belki altı hafta daha uzatmalıyız, sonra düğün için bir mola ve balayı ocak ayı içinde dönüş ve sınırlı bir gösterim daha yaparız. | Open Subtitles | تعلمين, كنت أفكر, ربما ينبغي أن نمدد لمدة ستة أسابيع نأخذ استراحة لحفل الزفاف وشهر العسل وكل شيء ثم نعود في يناير لجولة حقيقية |
| Muhtemelen bir mola vermeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب علينا أن نأخذ راحة لبعض الوقت . |
| Kısa bir mola vermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لكن يجب أن نتوقف قليلاً |
| "Manchester'a devam etmeden ufak bir mola verip, yakıt alacağız." | Open Subtitles | حيث سنقوم بتوقف قصير لتزويد الطائرة' بالوقود قبل مواصلة الرحلة إلى (مانشستر). |
| - Ne diyeceğim... bir mola vermeye hazır olduğunda, neden içeri gelmiyorsun? | Open Subtitles | عندا تريد أن تأخذ استراحة لماذا لا تأتي إلى الداخل؟ |