| Hayır ama emin olmasam bile Bu beni kötü biri mi yapardı? | Open Subtitles | لا, ولكن حتى لو لم اكن متأكدا هل هذا يجعلني شخص سيء؟ | 
| İlacı bulmak için...can alırsam Bu beni katil yapar mı? | Open Subtitles | إذا سلبت حياة للعثور على العلاج هل هذا يجعلني قاتلة؟ | 
| Ama eğer bir yardımı dokunabilirse, eğer buna bir etkisi olabilirse, Bu beni meraklandırıyor, sonrası için başka ne tasarlayabiliriz? | TED | ولكن إذا أمكنه المساعدة بهذة، إذا كان بإمكانه التأثير بذلك، هذا يجعلني أتسائل، ماذا بإمكاننا تصميمه المرة القادمة | 
| Bu beni yaşlı deli bir bayan gibi gösteriyor ama olsun. | Open Subtitles | و أعلم أن ذلك يجعلني كالعجوز المجنونة لكن .. لا أهتم | 
| Maalesef, Bu beni Batı'daki medyanın bizi nasıl tanıdğını temsil eden üç B'ye götürüyor: bombamcılar, milyarderler ve dansözler. | TED | للأسف ، هذا يقودني إلى ثلاثية أخرى تعكس كيف يصورنا الإعلام الغربي على أننا إرهابيون أو أصحاب البلايين أو راقصات | 
| ve Bu beni sahip olduğum zaman için minnettar olmamı sağladı | TED | و هذا جعلني أشعر بامتنان عميق للوقت الذي كان لدي، | 
| Ölmüş köpeğim gibi görünen adam ki Bu beni şimdiden üzdü. | Open Subtitles | يبدو ان كلبه قد مات للتو وهذا يجعلني نوعاً ما حزينة | 
| Aynısını ben yaptığımda, Bu beni neden bir canavar yapıyor? | Open Subtitles | ولمَ عندما أفعل أنا نفس ما تفعله يجعلني ذلك وحشاً؟ | 
| Bu beni mutlu ediyor çünkü diğerlerine yardım edebiliyorum ve mutlu oluyorum. | Open Subtitles | هذا يجعلني سعيداً بسبب أني أستطيع مساعدة الناس لكي تصبح أفضل لكي تصبح سعيدة | 
| Bu beni ne kadar mutlu ediyor, bilemezsiniz. | Open Subtitles | لا استطيع ان اقول لك كيف سعيد هذا يجعلني | 
| Hayır. Oyunbozanlık yaptığımı biliyorum ama Bu beni çok rahatsız eder. | Open Subtitles | كلا.أعلم إني معكرة للفرح, ولكن هذا يجعلني بائسة | 
| Pekala,bunu sevmedim. Bu beni biraz geriyor. | Open Subtitles | حسنا، أنا لا أحبّ هذا هذا يجعلني عصبيه جدا | 
| Hay Allah, Bu beni buradakilerin moralinin niye bu kadar düşük olduğu konusunda daha da meraklandırdı. | Open Subtitles | هذا يجعلني أتسائل لمَ المعنويات منخفضة هنا | 
| Sanırım Bu beni siyah kuşak yapıyor. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا يجعلني حاصلة على الحزام الأسود | 
| Bu beni üzmüyor mu sanıyorsun? | Open Subtitles | وكيف تعتقدين هذا يجعلني أشعر؟ أنتي تتسرعين وتريدين التخطيط لكل شيء | 
| Ama gerçekten, Bu beni -- Hadi buna bakalım.Bu çok ilginç bir görüntü, Gülen izleyici kitlesi. | TED | ولكن حقًا ذلك يجعلني .. لننظر إلى هذه الصورة. إنها صورة مثيرة للاهتمام، الجمهور الضاحك. | 
| Çünkü eğer dediğin buysa Bu beni çok mutlu ederdi. | Open Subtitles | لأن إذا كان هذا قولك ، هذا سيجعلني سعيد للغاية | 
| Özel ajan olmayabilirim ama Bu beni bir hizmetçi de yapmaz. | Open Subtitles | قد لا أكون إشرافية العميل الخاص, ولكن هذا لا يجعلني خادمة. | 
| Beni epey ağlattı ama Bu beni sert biri yaptı. | Open Subtitles | لو انني افسدت شيئاً ما هو جعلني ابكي كثيراً لكن ذلك جعلني قوياً تعرف ؟ | 
| Bu beni, karşı karşıya olduğumuz şeyin sıradan bir yırtıcı olmadığını düşünmeye itti. | Open Subtitles | إنه يجعلني أعتقد أن ما نتعامل معه هنا هو مفترس غير عادي. | 
| Bu beni daha az mı baba yapar? | Open Subtitles | هل سيجعلني هذا بأي طريقة أقل أبويا؟ - نعم | 
| Bu beni mutlu ediyor. Tanıştığımıza memnun oldum genç bayan. | Open Subtitles | انه يجعلني سعيدً ، سعيدٌ بمقابلتكِ ، ايتها الشابة. | 
| Bu beni biraz... biraz sert gösteriyor. | Open Subtitles | حسنًا, انها تجعلني ابدو قويًا نوعا ما | 
| Yani Bu beni meraklandırdı: Neden fotoğraf çekiyoruz ki? | TED | لذا، جعلني هذا أتساءل: لماذا نلتقط الصور في المقام الأول؟ | 
| Bu beni rahatsız ediyor ve parayı yırtıp atmak istiyorum. | Open Subtitles | أتعرف هذا يجعلنى مضطربة. أريد أن ألقى بكل هذه الأموال. |