| Kampanyasına para toplamak için bunu yapıyor. | Open Subtitles | إنه يفعل هذا ليأخذ نقوداً لحملته الانتخابية |
| Sürekli bunu yapıyor. Haklı değil. | Open Subtitles | انه يفعل هذا طوال الوقت انه ليس على مايرام |
| Radchenko füzelerini dolduruyor. Sence neden bunu yapıyor? | Open Subtitles | راديشنكو يزود صواريخه بالوقود لماذا تعتقد أنه يفعل ذلك ؟ |
| Ne iğrenç adammış ya. İnsanlar hala bunu yapıyor mu? | Open Subtitles | هذا غريب ، حسنً هل مازال الناس يفعلون ذلك ؟ |
| Her gün bunu yapıyor, işareti zemine çakıyor, işe gitmeden önce de çıkarıyor. | Open Subtitles | يقوم بهذا يومياً يثبت الإعلان في الأرض و يزيله قبل ان يذهب إلى مله |
| Stüdyoda, bir kız olduğunda sanki... tamamen farklı bir sebep için bunu yapıyor. | Open Subtitles | عندما تأتي فتاة الى الصالة، يبدو الامر عليها كأنها تقوم بذلك لسبب مختلف. |
| dediler. Dolayısıyla onlar bunu yapıyor ve gelecek yıl başlatıyoruz. Ve bu tamamıyla bir deneme ve tamamıyla gönüllülüğe dayanıyor. | TED | لذلك هم يفعلون هذا ، وسنقوم باطلاقها لاحقا في هذه السنة، و كل هذا عبارة عن تجربة،و كله من متطوعين. |
| Sanki bana bulaştı gibi. Neden hala bana bunu yapıyor? | Open Subtitles | اشعر انني مصاب معه او شئ من هذا القبيل، لماذا يفعل هذا بي؟ |
| bunu yapıyor çünkü artık Kevin Nesne ile bütünleşti. | Open Subtitles | إنه يفعل هذا بسبب أن كيفن الآن يجسد الأداة |
| Bu adam şu anda burada, bunu yapıyor olmalıydı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هذا الرجل الآن يفعل هذا |
| İçimizden biri bunu yapıyor. Sen iyi misin? | Open Subtitles | إنه واحد منا واحد منا من يفعل هذا |
| Herkes bunu yapıyor ve sen de bunu biliyorsun. | Open Subtitles | العالم بأكمله يفعل ذلك ولكن لاأحد يعلم بذلك |
| Herkes sanırım bunu yapıyor | Open Subtitles | أعتقد أن الجميع يفعل ذلك في مرحلة أو أخرى. |
| Neden bize bunu yapıyor? | Open Subtitles | سواءً كان الرب، أو الأرض لماذا يفعل ذلك بنا ؟ |
| Çocuklarım şunu yapıyor, bunu yapıyor diye övünüp duruyordu. | Open Subtitles | إستمرت بالتفاخر حول كيف يفعلون أولادها هذا, وكيف أولادها يفعلون ذلك. |
| Basitçe sadece hattı kestim. Kes kes kes. Evet, pek çok kişi bunu yapıyor. | Open Subtitles | . لذلك، ببساطة قطعت الخطوط . أجل، الكثير من النّاس يفعلون ذلك |
| Ve anlaşılan tam da bunu yapıyor ve bize ödetiyor. | Open Subtitles | و يبدوا أنه يقوم بهذا حرفيا ' , سيسدد نفقاتها من جيوبنا |
| Sadece cinayet. Her canlı, şöyle veya böyle bunu yapıyor. | Open Subtitles | إنه مجرد قتل , كل مخلوقات الله تقوم بذلك |
| Bunu gerçekten anlayamıyorum. Birçok MBA öğrencisi bunu yapıyor. | TED | يتعذر عليّ فهم هذا. الكثير من طلاب إدارة الأعمال يفعلون هذا. |
| Senin için maça çıkıyorlar. Hiçbiriniz hayatınızda bunu yapıyor mu? | Open Subtitles | هل يوجد أي شخص في حياتك يقوم بذلك |
| Birçok kadın bunu yapıyor artık. | Open Subtitles | هناك عدد متزايد من النساء يفعلن ذلك. |
| Evet ve tabii ki, bunca geçen zamanda bunu yapıyor olabilirdik, ama birilerini bir yerlerini yaydı. | Open Subtitles | أجل , بالطبع كان بأمكاننا أن نفعل هذا طوال الوقت لكن أحدهم أوقع الكرة |
| Grace Taylor'ın bunu yapıyor olması daha büyük bir ihtimal. | Open Subtitles | أنه يبدوا أكثر واقعيا أن جريس تاليور تقوم بهذا |
| Gerçekten tekrar bunu yapıyor muyuz? | Open Subtitles | هل نحن حقاً سنفعل هذا مجدداً؟ إنها مثل، المرة الخامسة |
| Ama insanlar bunu yapıyor. Birçok hasta piç ortalıkta dolanıyor. Amigolar Sahada Cumartesi 10:00 | Open Subtitles | لكن بعض الناس يفعلونها فهنالك الكثير من المعتلين عقلياً لقد أفسدتَ سيارتي أيها اللعين |
| Anlaşılan tüm arkadaşları bunu yapıyor ve annem benim de yaptığımı söyledi ve bu bana şunu düşündürdü: Bunu yapmayı ne zaman bıraktım? | TED | و يبدو إن كل أصدقائها يقومون بذلك وقد أخبرتني والدتي إني أيضاً كنت أفعل ذلك و هذا دعاني للتفكير متى توقفت عن فعل ذلك ؟ |
| Koç da bunu yapıyor, Lamar Allen'a odaklanıp aklını başına toplaması için bir şans veriyor. | Open Subtitles | وهي الفرصة التي منحها المدرب لـ(لامار) ليركز ويصفي أفكاره |
| 2 kez burnunu kırdı ve şimdi de bunu yapıyor. | Open Subtitles | انفها تحطم مرتين والان تفعل هذا الشئ |