| 1994'te, Ruanda, Afrika'da büyük bir felaket oldu. | TED | عام 1994، كان هناك كارثة كبيرة في رواندا، أفريقيا. |
| Bildiğiniz üzere Ortadoğu'da büyük bir kriz yaşamaktayız. | Open Subtitles | كما تعلمون، فأن لدينا كارثة كبيرة في الشرق الأوسط |
| 2000 yılında, Almanya'da büyük bir fuar vardı. | TED | عام 2000، كان هناك معرض كبير في ألمانيا. |
| Bu Peter'ın Tara Reids'in ameliyatından da büyük bir tehlike. | Open Subtitles | هذه كارثة أكبر من قيام بيتر بعملية جراحية لتارا ريدز |
| Bloğu aldı ve programa yerleştirdi tam da büyük balığın küçük balığı yediği yere. | TED | أخذ الوحدة ووضعها بالبرنامج وبالضبط عندما تلتهم السمكة الكبيرة السمكة الصغيرة. |
| Cochran, Washington'da büyük adam olacak. | Open Subtitles | أعلم بأن كوكران سيصبح شخص مهم في واشنطون. |
| Tinkham da büyük bir üniversiteye gidecekti, bende yaptım. | Open Subtitles | كان يذهب الي جامعه كبيره في تنكام , و كذلك فعلت أنا |
| "Sevgili Charles Büyük Siyu Arazisi, artık o kadar da büyük değil. | Open Subtitles | عزيزي تشارلز محافظة السو لم تعد كبيرة في الحجم فقط |
| Başkanı öldürmek Doğu Yakası'na da büyük zarar verir. | Open Subtitles | أقتل الرئيس و تصنع فجوة كبيرة في الساحل الشرقي |
| Önce, the Axis elemanları Amerika'da yayınlanacak olan Comedy Central Özel'i kaydettiler, ve bu YouTube'da büyük rağbet gördü. | TED | أولا، قام شباب فرقة محورالشر بتسجيل برنامج خاص بقناة “كوميدي سنترال” الذي أذيع بالولايات المتحدة، و كان له شعبية كبيرة في “يوتيوب”. |
| Richmond'da büyük bir evleri vardı, orada oğulları ve iki hizmetçiyle yaşıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كان لهم منزل كبير في ريتشموند و كلاهما كان يعيش هناك مع ابنهم و بضعة خادمات |
| Moscu'da büyük bir toplantısı varmış. | Open Subtitles | إيليا في طريقه لمؤتمر كبير في موسكو على طول الطريق من فلادفوستك |
| Üçünüz San Diego'da büyük bir işte çalışacaksınız. | Open Subtitles | وأنتم الثلاثة ستكونون في مشروع كبير في مدينة سان دييقو |
| Eğer yeniden evlenirseniz bu, yüzüğün daha da büyük olacağı anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | أذا انتم تزوجتم مرة اخرى, هل هذا يعني أن الخاتم سيكون أكبر ؟ |
| Eğer yeniden evlenirseniz bu, yüzüğün daha da büyük olacağı anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | أذا انتم تزوجتم مرة اخرى, هل هذا يعني أن الخاتم سيكون أكبر ؟ |
| Ancak bütün bunlara rağmen, test etme sürecine bu yılın Ocak ayında önce kaplan köpek balıkları ile, ardından da büyük beyaz köpek balıkları ile başladık. | TED | ولكن وبالرغم من ذلك، بدأنا باختبار العملية في يناير من هذه السنة، بدءًا بقروش النمر وتلتها القروش البيضاء الكبيرة. |
| Cochran, Washington'da büyük adam olacak. | Open Subtitles | أعلم بأن كوكران سيصبح شخص مهم في واشنطون. |
| Nakasu'da büyük bir işletmesinin olduğunu duydum. | Open Subtitles | ..لقد إعتاد على الإدارة حانه كبيره في ناغاسا |
| Şimdi Broadway'da büyük bir gösteride değilsin, sen Birleşik Devletler Donanmasının bir askerisin. | Open Subtitles | انت لست لاعب كبير فى فريق برودواى الان , انت جندى فى جيش الولايات المتحده مزق فراش هذا الرجل |
| - OZ'da büyük bir parti var. | Open Subtitles | - حسناً، ثمّة حفل ضخم في "أوز" الليلة - |
| Meksika'da büyük maden yatakları keşfedildi. | Open Subtitles | و تم اكتشاف كميات هائلة من المنغنيز في المكسيك. |
| Bütün bunlar, uyduların sadece daha büyük, daha büyük, daha da büyük ve daha pahalı olmasını sağladı, şu anda bir tanesi yaklaşık bir milyar, evet milyar, dolar ediyor. | TED | جميع هذه الأمور جعلت من الأقمار الصناعية أكبر وأكبر وأكبر وأكثر كلفة، الآن حوالي 1 مليار دولار لكل واحد منها. |
| Bu bir morluk, bu da büyük bir yara, tamam mı? | Open Subtitles | هذه كدمة، وهذا حُطام قطار، حسنا ً؟ |
| Blue Oyster Bar'da büyük bir kavga çıkmış. | Open Subtitles | هناك معركة ضخمة في حانة المحارِ الأزرقِ. |