| Ya körfezi geçirmiş ya da onu sulu ölümüne doğru dibe sürüklemiş. | Open Subtitles | هل حمله وعبر به المضيق ام سحِبه الى القاع وأغرقه فى الماء | 
| Bu canlılar öldüğünde, dibe battılar ve alüvyon tabakasına gömüldüler. | Open Subtitles | عندما ماتت هذه المخلوقات غرقت إلى القاع و طُمِرَت بالطمي. | 
| Dikkat kazanmak için yapılan dibe doğru bir yarış ve çok yoğun ilerliyor. | TED | هذا سباق قديم نحو الحضيض عندما تضطر إلى الحصول على الانتباه، ويتسم بالتوتر الشديد. | 
| Bazen, birini yeterince seviyorsan dibe batmasına izin vermen gerekir. | Open Subtitles | أحياناً ، عندما تحب شخصاً فعلاً عليك أن تدعهم يصلوا إلى الحضيض | 
| Tam dibe vurmamış olabiliriz fakat çoğumuz, dibe vurmanın ihtimal dahilinde olduğuna ilk kez işaret eden bir dizi olay yaşadık. | TED | لربما لم نصل للقاع بعد، لكن غالبيتنا عايشَ سلسلة من الأحداث حيث كان الوصول للقاع ممكناً وللمرة الأولى. | 
| Ama anlamaz, dalgaların altına kayar ve dibe batar. | TED | لكنه لا يفهم، ينزلق تحت الأمواج ويغرق إلى القاع. | 
| Eğer misina gergin değilse dibe vurmuş demektir! | Open Subtitles | إذا كان عائماً , فهذا يعني أنها في القاع و لا فائدة من ذلك | 
| Bazen böyle insanlara dibe vurana kadar bir şey söyleyemezsin. | Open Subtitles | أحياناً لا تستطيع مساعدة أولئك الناس حتى يبلغون القاع. | 
| Ama piyasa dibe vurmuş durumda... 1 976'daki kasırga ürünlere zarar vermişti. | Open Subtitles | ـ أوتش ـ لكن القاع جر السوق للأسفل ـ في عام 1976 لأن الأعصار دمر المحاصيل ـ صحيح | 
| Avcı bunalımda. Bence dibe vurduk. | Open Subtitles | المبّيده حالتها سيئة أود أن أقول نحن وصلنا إلى القاع | 
| dibe vurmak, hafta sonu inzivası değildir. Lânet bir seminer de değildir. | Open Subtitles | بلوغ القاع ليس عطلة نهاية الأسبوع وليس حلقة دراسيه لعينه | 
| Seni tekrar dibe indirecekler. Taş ocakları görebileceğin en iyi yer. | Open Subtitles | سوف يقودونك أى الحضيض مرة أخرى محجر الجرانيت هو كل مايمكنك توقعه | 
| Anlatayım. Bir ay kadar önce bir gün, tam anlamıyla dibe vurmuştum. | Open Subtitles | حسناً، أنا سأخبركِ ، في يوم قبل حوالي شهر ، أنا حقاً بلغت الحضيض | 
| Ama o gece gerçekten dibe vurdum. | Open Subtitles | و لكن في تلك الليلة لقد تحطمت معنوياتي إلى الحضيض | 
| dibe vardığım zaman bunu çıkarıp, şu sualtı havuzuna yüzüp, ...istasyona giriyorum, sarı ışığın yanıp söndüğü elektrik anahtarının olduğu yere yüzüp, onu çeviriyorum. | Open Subtitles | أنزعه إذاً فحسب عند وصولي للقاع و أصعد إلى الحوض ثم داخل المحطة أسبح إلى داخل الغرفة التي بها مفتاح أصفر اللون | 
| dibe çarptığında ona ne olacağını merak ediyordum ya da bu içine girilemez karanlıkta sonsuza kadar düşmeye devam ederse ona ne olacaktı. | Open Subtitles | و تساءلت عمّا قد يحدث له .. عندما يصل للقاع أم أنه سيستمر بالهبوط للأبد داخل هذا الظلام المعتم | 
| Dalganın altındayken, dibe vurursunuz. | TED | لو أنكم فى أسفل الموجة , ستصطدمون بالقاع. | 
| Borsada dibe vuran hisse Pierce Holding Şirketiymiş. | Open Subtitles | ما الفائدة من ذلك بما أن الأسهم انخفضت في العموم و شركة بيرس هي القابضة | 
| Ve yıllarca yavaşça dibe batıyordum. | Open Subtitles | وأخذت رويدًا رويدًا أغرق طيلة تلك السنين. | 
| Bir saatin sonunda, onları dibe bıraktık. | Open Subtitles | أخيراً، و بعد مرور ساعه من الزمن قمنا بأيداع الجثتين غياهب الأعماق | 
| Senin dibe vurmanın bu kadar büyük bir parçası olmama izin verdiğin için sağ ol, ha? | Open Subtitles | شكرا لسماحك لي أن اراك وانت تنهار بسهولة. | 
| Cesedi arabaya koyalım. Bu ağırlıkla dibe çöker. | Open Subtitles | لنضع الجثة بالسيارة انها ثقيلة جدا لتغوص | 
| Cevaplardan çok soruları arttıran bir hikaye yakamı daha da dibe batırır. | Open Subtitles | القصّة التي تثير أسئلةً أكثر منها إجابات تجعلني أتورط بالأمر حتّى النخاع | 
| İşin aslı, o pizzacıyı, kötü yönetimi yüzünden direkt dibe batırdı. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنه أساء إدارة ذلك المكان إلى درجة الإفلاس. | 
| Evin değeri dibe vurmuştu. | Open Subtitles | قيمة المنزل إنخفضت لم نستطع حتّى أن نعرضه للبيع | 
| Sen de dibe vursaydın ve sonun rehabilitasyon merkezinde olsaydı, yalan söylerdin elbet. | Open Subtitles | كنت ستكذب أيضا لو وصلت لأدنى مستوى وانتهى المطاف بك في مصحة علاج المخدرات | 
| Ama ıskalıyor şimdi balina dibe dalmadan önce başka biri saldırmalı. | Open Subtitles | ولكنَّه يُخطئه. والآن على شخص ٍ آخر أن يتقدم قبل أن يغطس الحوت. | 
| Ve suyun en derin olduğu noktada dibe dalıp dalları çamura saplarlar. | Open Subtitles | هنا وحيث المياه العميقة يغوصون للأسفل ويدفعون كلّ فرع بقوة إلى الطين فى القاع |