ويكيبيديا

    "dizüstü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المحمول
        
    • المحمولة
        
    • كمبيوتر محمول
        
    • اللابتوب
        
    • لاب توب
        
    • لابتوب
        
    • حاسب محمول
        
    • حاسبا
        
    • حاسوب
        
    • الحاسوب وأدخلني
        
    • محمولاً
        
    • محمولًا
        
    • الحاسوب الشخصي
        
    • محمول لكل
        
    • محمولة
        
    dizüstü bilgisayarımla herhangi bir toprak parçasından daha derin bir bağlantıya sahibim. TED لدى إرتباط أعمق بجهاز الكمبيوتر المحمول الخاص بي من أي قطعة أرض
    - dizüstü bilgisayarım için bir program. Biliyordur. - Ne yapacak? Open Subtitles انه برنامج على جهازي المحمول هو سيعرفه , لما هذا البرنامج
    Hiçbir şey bulamadım, ama dizüstü bilgisayarında bir kaç e-posta buldum. Open Subtitles لم اجد شيئا ولكني وجد بعض رسائل البريد على حاسوبها المحمول
    2013 yılında bölünme birleştirmesi dizüstü batarya ömründe büyük bir ilerlemeye kapı açtı. TED في عام 2013، تجميع المقاطعات أثمر تطوّراً ملحوظاً في عمر بطارية الحواسيب المحمولة.
    Hayır. dizüstü istememizin sebebi kritik olan kelimenin "eğitim" olması, dizüstü değil. TED لا. سبب الحوجة للكمبيوترات المحمولة أن الهدف هو التعليم، ليس كمبيوتر محمول.
    100 dolarlık dizüstü bilgisayarlara koyduğumuz yazılım programını kullanıyorum. TED أنا استعمل البرنامج الذي وضعناه في الكمبيوتر المحمول ذو المائة دولار.
    Peki ayakkabınız, arabanız veya dizüstü bilgisayarınızla işiniz bittiğinde ne yaparsınız? TED فماذا تفعلون بالحذاء أو السيارة أو الحاسب المحمول في نهاية حياته، عندما تنتهون من استخدامه؟
    ". Ve aslında sadece dizüstü bilgisayarınız kadar: Sadece 10 watt. TED انه في الواقع يستهلك نفس القدر الذي يستهلكه الكمبيوتر المحمول : فقط 10 واط.
    Ve bunlardan benim favorim olanın bir tanesi 100 dolarlık bir dizüstü bilgisayar. TED وواحدة من أفضلها هو الكمبيوتر المحمول ذو كلفة 100 دولار
    Bırakın floppy diski kaçınızın dizüstü bilgisayarında hâlâ disk sürücüsü bulunmakta. TED كم منكم يُوجد في كمبيوتره المحمول محرك الأقراص، ناهيك عن القرص المرن؟
    iPhonenunuz ,dizüstü bilgisayarınız, pazar günleri New York Times'dan daha kullanışlıdır. TED الأي فون، والكمبيوتر المحمول الخاص بك أكثر عملية من صحيفة نيويورك تايمز يوم الأحد
    Çocuğumuzu futbol oynarken izlemeye gidebiliriz ve bir cebimizde cep telefonumuz, diğerinde Blackberry’miz, ve dizüstü bilgisayarımız, muhtemelen, dizlerimizdedir. TED نستطيع الذهاب لمشاهدة أطفالنا يلعبون الكرة والجوال في يدينا، والبلاكبيري في اليد الأخرى، والحاسب المحمول ، في احضاننا.
    dizüstü bilgisayar çantası buldum. Bilgisayar ortada yok. Open Subtitles عثرت على حقيبة الكمبيوتر المحمول هناك، بدون الكمبيوتر المحمول
    Kötü kararlar silsilesi içinde, bir dükkandan 30 tane dizüstü bilgisayar çaldı ve onları internet üzerinden sattı. TED في سلسلة من القرارات السيئة، سرق ٣٠ من أجهزة الكمبيوتر المحمولة من محل وباعهم في الإنترنت.
    Ama sizi bir iddiada kazandığım dizüstü bilgisayarla yendim mi? Open Subtitles وأنت إنتصرت عليكم بواسطة كمبيوتر محمول فزت به في رهان؟
    Bu yaz bu 100 dolarlık dizüstü bilgisayarlardan 5 milyon tane üreteceğiz, belki gelecek yıl 50 milyon tane. TED وفي هذا الصيف سنصنع ٥ ملايين من أجهزة اللابتوب ذات المائة دولار وربما ٥٠ مليون في العام القادم.
    Eğer liste ondaysa kontrol etmek de isteyecektir. Ve bu dizüstü bilgisayar demektir. Open Subtitles لو أنه حصل على القائمة, سوف يحتاج إلى فحصها وهذا يعني ان بحوزته لاب توب
    Önce bilgisayarın oldu sonra da bilgisayar oyunların... - ...ve şimdi de dizüstü bilgisayarın. Open Subtitles في البداية طلبت حاسوب شخصي وكلّ لعبة ومن ثمّ لابتوب ؟
    bunun bir örneği her çocuğa bir dizüstü olmuştur. TED مثال على ذلك كان مبادرة جهاز حاسب محمول لكل طفل.
    Yeni dizüstü bilgisayar alınca ilk yaptığın şey bu muydu? Open Subtitles إذا هذا أول شيء وجدته بعدما إشتريت حاسبا محمولا جديدا؟
    Kayıp bir dizüstü bilgisayar mı yoksa kedi resimleri ve Facebook güncellemeleri mi? Open Subtitles حاسوب محمول مفقود أم واحد مليء بصور للقطط أو تحديثات موقع الفيس بوك؟
    Eggsy, bir dizüstü bulup beni aga bagla. Open Subtitles "يا (إيجزي)، ابحث عن الحاسوب وأدخلني إلى الشبكةّ"
    Depodan bir dizüstü bilgisayar çıkarıyordu, sabit sürücüsünü kontrol edeceğiz ama çok kötü hasar görmüş durumda. Open Subtitles كان يُخرج حاسباً محمولاً من وحدة التخزين سنفحص القرص الصلب, ولكنه تأذى بشدة
    Düşüncemiz bunun sadece bir dizüstü değil, şekil değiştirip bir elektronik kitap da olmasıydı. TED الفكرة كانت أنه لن يكون حاسوبًا محمولًا فقط، بل إنه يمكن أن يتحول ويصبح كتابًا إلكترونيًا.
    Beni izlemek için kullandıkları dizüstü buydu. Open Subtitles بذلك الحاسوب الشخصي توجد الكاميرا التي استخدموها لمراقبتي
    Ve aniden... bu çocuklar internete bağlı dizüstü bilgisayar sahibi oldular. TED وفجأة، تم ربط الأطفال بكمبيوترات محمولة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد