| Eğer bu komikse, asıl komik olanı duyana kadar bekleyin. Az önce Frank Hackett'in bürosundan geldim. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن هذا طريفا فلتـنـتظر حتى تسمع هذه |
| Dernekteki o ihtiyar fosiller bunu duyana kadar bekleyin. | Open Subtitles | إنتظروا حتى تسمع تلك الأحافير العجوزة بهذه الأخبار |
| Haberlerde iki kişinin öldüğünü duyana kadar bir şey düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أفكر بذلك حتى سمعت بشأن الرجلين المتوفين في الأنباء |
| Benimle kalır mısın? Elbette. Bebeklerin çığlıklarını duyana kadar kalacağım. | Open Subtitles | طبعاً سأنتظر حتى أسمع بكاء أولئك الطفلين |
| Kötü haberleri duyana kadar. Fiyat iki katına çıkmış ve yarım parçadan daha fazlasını alamıyormuşsun. | Open Subtitles | حتى اسمع الاخبار السيئة السعر مضاعف يجب ان تستلم الكمية |
| Ses sistemini duyana kadar bekle. Hey, deriyi çizme. | Open Subtitles | مهلاً حتى تسمعي صوت الراديو احذري، لا تخدشي الجلد |
| En azından hikayenin nasıl başlayıp bu şekilde sonlandığını duyana kadar... | Open Subtitles | على الأقل حتى تسمعوا القصة التيجعلتنا... |
| Sirenleri duyana kadar sakin olmalarını sağlayacağız. | Open Subtitles | لا شيء فقط دعهم هادئون حتى نسمع الصفارات |
| Bu gece konuşmayı duyana kadar bekleyin. | Open Subtitles | سأنقلكم إلى للفقرة الثانية إنتظروا حتى تسمع الخطاب |
| Pekâlâ, dinle. Kız otobüsten iner inmez koşmaya başla ve kornayı duyana kadar sakın durma. | Open Subtitles | عندما تنزل من الباص إبدأ بالجري ولا تتوقف حتى تسمع البوق. |
| Şimdi, buraya gel ve bir helikopterin geldiğini duyana kadar ayağımı ov. | Open Subtitles | والان تعال إلى هنا وأفرك فدميّ حتى تسمع صوت مروحية قادمة |
| Annenle bugün konuştuklarımızı duyana kadar bekle. | Open Subtitles | أنتظر حتى تسمع المحادثة التى حدثت مع والدتك اليوم. |
| Şimdi bir işe yara, eline bir yastık al, o hissenin yüzüne bastır ve ölü osuruğunu duyana kadar çekme. | Open Subtitles | الرجاء، أسدي ليّ صنيعاً، خذ وسادة وضعها على وجه ذلك حتى تسمع سكرات الموت. |
| Fakat Olive Rix adını duyana kadar bir şey ifade etmemiş. | Open Subtitles | ولكن لم يكن حتى سمعت اسم الزيتون ريكس أن من المنطقي. |
| Ta ki; küçük, tuhaf bir "klik" sesi duyana kadar. Ve tabanca boşalmıştı. | Open Subtitles | حتى سمعت طقطقة المسدس الذى اُفرغت رصاصاته |
| Ama ona kızgındım. Ta ki senin ve arkadaşlarının söylediklerini duyana kadar. | Open Subtitles | لكني كنت غاضبة منه حتى سمعت ما كنت واصدقائك تقولونه |
| Annemin yüzünü yıkama ve mutfağa gidip yumurta pişirme sesini duyana kadar saklandığım yerden çıkmazdım. | Open Subtitles | لكني لا أخرج حتى أسمع أمي تغسل وجهها وتذهب إلى المطبخ وتبدأ فيقلي البيض |
| Hepsinin şarkılarını duyana kadar bekleyeceğim ve kararımı öyle vereceğim. İyi fikir. Aslında oyunun sayılmaması lazım. | Open Subtitles | حتى أسمع ما سيقولون ثم سأدرج إختياري فكرة جيدة لايجب أن يُحسب صوتك بأي حال |
| Hızımı arttırır arabamla "TAK" sesini duyana kadar gaza basarım. | Open Subtitles | لو كنت فى شاحنتى سوف انطلق بسرعة اكبر حتى اسمع صوت خبطة مكتومة |
| Kapıyı dışarıdan bir ses duyana kadar açma. | Open Subtitles | لا تفتحي الباب حتى تسمعي اصواتنا من الخارج |
| Susma hakkının arkasına saklanan Binbaşıları gizleyenlerden gerçeği söküp çıkarma yöntemlerimiz yüzünden çığlık atıp, ağlayan, yaralı yürekleri duyana kadar bekleyin. | Open Subtitles | وإنتظروا حتى تسمعوا القلوب الدامية إصرخوا وإبكوا على طرقنا فيمحاولةإستدراجالحقيقة... |
| Neden ne söyleyeceğini duyana kadar beklemiyoruz. | Open Subtitles | لم لا ننتظر حتى نسمع ما يقول ؟ |
| Geri kalanlar, farklı bir şey duyana kadar dikkat çekmeyeceğiz. | Open Subtitles | حسناً، بقيتنا سنذهب خلسةً حتى سمع شيئاً اَخر |
| İnsanlar hikâyemi duyana kadar benden hoşlanırlar. | Open Subtitles | ...الناس يحبونني إلى أن يسمعوا قصتي |
| Gece senin kapıdan girdiğini duyana kadar rahat bir nefes alamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التنفس حتى أسمعك تدخل من ذلك الباب في الليل |
| Sinyalini duyana kadar, seni sonsuza dek kaybettiğimizi zannettik. | Open Subtitles | حتى سمعنا اشارتك اعتقدت باننا خسرناك إلى الأبد |
| Iyi haber duyana kadar saat basi bilgi vereceksin. Peki efendim. | Open Subtitles | حتي أسمع أخبار جيدة ، عليك أن تبلغني الأخبار كل ساعة نعم سيدي - |