ويكيبيديا

    "en üzücü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أتعس
        
    • أحزن
        
    • حزين حينما
        
    • المحزنة
        
    • الاكثر حزناً
        
    • الأكثر حزناً
        
    • أكثر حزنا
        
    • الأكثر حزنا
        
    Sanırım hayatımın en üzücü günü, birçok konuda babamı alt edebileceğimi farkettiğim gündü. Open Subtitles أعتقد أن أتعس يوماً في حياتي كان عندما أدركت أني قادر على التفوق على أبي
    Eddie Walzer'i 10 sene önce ben işe aldım. Bugün en üzücü günüm. Open Subtitles لقـد وظفت "إيدي والزر"قبل 10 سنوات هذا أتعس يوم أمر به على الإطلاق
    Devlet hizmetindeki 75 yılım boyunca duyduğum en üzücü hikaye. Open Subtitles هذه أحزن قصة سمعتها طيلة الـ75 سنة التي قضيتها في الخدمة العامة
    Sona eren aşk hayattaki en üzücü şeydir. Open Subtitles الحب يصبح شىء حزين حينما ... ينتهى
    Afganistan'daki müdahalemize dair en üzücü olan şeylerden biri önceliklerimizi uyumsuz bir şekilde belirlemiş olmamız. TED فواحدة من الامور المحزنة التي تؤطر تدخلنا في أفغانستان هو ان أولوياتنا لا تملك اي نسق من التنسيق المشترك
    Elaine, en üzücü olan da benim hatamın acısını babamın çekmesi. Open Subtitles والامر الاكثر حزناً,ان ابي هو الذي يدفع ثمن خطائي يا الين
    Bence bu hikayenin en üzücü kısmı ise sen daha çocuktun. Open Subtitles وإن الجزء الأكثر حزناً بالنسبة لي هو أنك كنت طفلة
    Savaş kaybetmekten sonraki en üzücü şey, kazanmak. Open Subtitles بعدما خسرت معركة كنت أكثر حزنا عندما ربحت معركة
    Ve en üzücü kısmı, bunu bilmeden ölmüş olması. Open Subtitles والجزء الأكثر حزنا هو انه مات لا يعرفون ذلك.
    Hayatımda duyduğum en üzücü şey. Open Subtitles هذا أتعس شيء سمعته في حياتي هل ستطلبين الطلاق؟
    Ben onun şimdiye kadar gördüğüm en üzücü şey olduğunu düşündüm. Open Subtitles اعتقد أنّه كان مُجرّد، آه، أتعس شيء سخيف رأيته.
    Bu yaşadığım en üzücü rekabetti. Open Subtitles هذا هو أتعس المنافسة من أي وقت مضى.
    Kızımın söylemesini hayal edebileceğim en üzücü şey bu. Daha kötüsünü de düşünebilirim. Open Subtitles هذا أتعس شيء أستطيع تصور ابنتي تقوله لي
    Bu hayatımın en üzücü zamanı ve ben ağlayamıyorum! Open Subtitles إنها أحزن لحظة في حياتي ولا أستطيع أن أبكي
    Bu hayatımda duyduğum en üzücü şey. Open Subtitles إنه أحزن ما سمعته على الإطلاق تظنين ذلك؟
    Bu şimdiye kadar duyduğum en üzücü hapşırık hikayesi. Open Subtitles هذا أحزن العطس القصة لقد سمعت من أي وقت مضى. كيف حال والدك كان من خلال كل هذا ؟
    Sona eren aşk hayattaki en üzücü şeydir. Open Subtitles الحب يصبح شىء حزين حينما ... ينتهى
    Tabii ki, insan can kaybı en üzücü kayıp ... TED طبعاً، فقدان الحياة البشرية هي أكثر الخسارات المحزنة...
    50 yıl kadar önce, psikiyatr Richard Rahe ve Thomas Holmes edinebileceğimiz en üzücü insan deneyimleri envanterini çıkardılar. TED ‫منذ ما يقرب من 50 عامًا، طوّر الطبيبان ‬ ‫النفسيان ريتشارد رايت وتوماس هارمز‬ ‫قائمة بأكثر التجارب الإنسانية المحزنة ‬ ‫التي يمكن أن نتعرّض لها.‬
    Bu olaydaki en üzücü kısım ise kimse seni hatırlama numarası yapman için zorlamadı. Open Subtitles والجزء الاكثر حزناً بهذا الشئ أنه لم يجبرك أحداً لتزيف تلك الذكرى
    en üzücü olan, onlar. Open Subtitles هم الاكثر حزناً
    Aslında en üzücü şey bugün Hessberg Tıp Merkezi'nde gördüğümüz ailelerdi. Open Subtitles في الواقع، الأمر الأكثر حزناً كان تلك الأسر اليوم في مركز "هيسبيرغ"
    Senin müziğe hiç kabiliyetin olmadığını öğrendiğim gün hayatımın en üzücü günüydü. Open Subtitles اليوم إكتشفتُ أنه ما كَانَ عِنْدَكَ موهبةُ موسيقيةُ مطلقاً... - كَانَ اليومَ الأكثر حزناً مِنْ حياتِي. - آسفه.
    Duyduğum en üzücü şey. Open Subtitles ذلك شيء أكثر حزنا
    Ve en üzücü kısmı bunu bilmeden ölmesi. Open Subtitles والجزء الأكثر حزنا هو، انه مات لا يعرفون ذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد