| Bu fısıldama davranışını okulda hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أتعلم موضوع الهمس بالأذن هذا في كلية الطب |
| Bu fısıldama davranışını okulda hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أتعلم موضوع الهمس بالأذن هذا في كلية الطب |
| İşte fısıldama budur ve sanırım bunu kamerada yakaladım. | Open Subtitles | هذا هو الهمس أعتقد الكاميرا سجلت هذا |
| fısıldama böyle. | Open Subtitles | لا تهمس من هذا القبيل. |
| Tahmin edin kim Natalie'nin Janko'ya numarayı fısıldama imgesini gördü? | Open Subtitles | خمن من رادوته رؤية عن (ناتالي) وهي تهمس بالرقم إلى (جانكو)؟ |
| Bu aralıksız fısıldama yüzünden doğru düzgün düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكير بصورة سليمة مع همس هؤلاء |
| Bu sonu gelmeyen fısıldama gece gündüz devam ettiğinde bir şey saklanıyor demektir. Git ve onu bul. | Open Subtitles | "ذات همسة تتكرر ليل نهار، قائلة ثمّة شيءٌ خفيّ، اذهب واعثر عليه" |
| Tıp fakültesinde kulağa fısıldama yöntemini hiç öğretmediler. | Open Subtitles | لم اتعلم الهمس في الاذن في الكلية |
| fısıldama sesi gibiydi. | Open Subtitles | كانت مثل هذا الهمس. |
| - Bana fısıldama. | Open Subtitles | -لا تهمس لي -لقد قلت : |
| Lütfen, Nabu, çok yüksek fısıldama. | Open Subtitles | أرجوك يا (نابو)، لا تهمس بصوت مرتفع. |
| Bitkilere fısıldama mı her ne saçmalıksa ona mı devam ediyorsun? | Open Subtitles | هل ما زلت "تهمس للنباتات"؟ |
| Tamam, fısıldama ve gülme sesi duyuyorum. | Open Subtitles | حسناً , أنا أسمع همس وضحكات |
| Kısa ve öz bir fısıldama olana kadar bir an için barışı gördüm. | Open Subtitles | حتى سمعوا همسة صغيرة "أتيت بسلام" |