İki kademeli turbo emiş gücü, üçlü fırça başlığı teflon filtresi ve kemersiz sürüş sistemi var ve o kadar güçlü ki kirin üstündeki kiri emiyor! | Open Subtitles | نظافة مزدوجة و متانة ،سيطرة كاملة،هزاز مرشح محصن صمم وفقا لنظرية الدفع العكسي |
İki kademeli turbo emiş gücü, üçlü fırça başlığı teflon filtresi ve kemersiz sürüş sistemi var ve o kadar güçlü ki kirin üstündeki kiri emiyor! | Open Subtitles | نظافة مزدوجة و متانة ،سيطرة كاملة،هزاز مرشح محصن صمم وفقا لنظرية الدفع العكسي |
Bizim asıl yaptığımız bunun üzerine standart bir HVAC filtresi koymak. | TED | ما نقوم به هو في الواقع وضع معيار فلتر التكييف على قمة ذلك. |
Çok tatlıydılar ama havuz filtresi için ne kadar kızmıştın, hatırladın mı? | Open Subtitles | لكن أتذكر كم كنت مستاءاً بشأن فلتر حمام السباحة ؟ |
Şube öyle meteliksiz ki, kahve filtresi almaya bile paramız yok. | Open Subtitles | ميزانيّة القسم محدودة جدّاً، بل لا يمكننا تحمّل تكاليف مرشحات القهوة |
Kalem, kahve filtresi, tuvalet kağıdı ve bir keresinde, tepegöz ve bir halı. | Open Subtitles | الأقلام، فلاتر القهوة، ورق الحمام و لمرة واحدة جهاز بروجكتر و لفة سجاد |
Aranızdakilerin bazıları eski yağ filtresi reklamındaki adamı hatırlayacak kadar yaşlı olabilir. | TED | بعض من كبار السن الحاضرين قد يتذكر الرجل على اعلان مصفاة النفط القديمة. |
- Algı filtresi. Gizlemekten daha öte bir şey. Hafızanı yanıltır. | Open Subtitles | مرشح إدراك، إنه أكثر من مجرد تنكر، إنه يخدع ذاكرتك |
Söyle ona bir dahaki sefere yıldız filtresi kullansın. | Open Subtitles | فقط اخبريه بأن يضع مرشح نجوم بالمرة المقبلة.. |
Hologramında bir ısı kaybı filtresi var, birazdan devreye girecektir, bekle. | Open Subtitles | هناك مرشح فقدان الحرارة في هيكل الهولوجرام سيعمل الآن، اعطيه لحظة وحسب |
Yüksek voltajlı elektronik filtresi var. Broşürde yazıyor. - Tozlar atomlarına ayrılıyorlar. | Open Subtitles | إنه فلتر ألكتروني شديد الفولتية كل هذا في النشرة |
Kapının etrafında bir algılama filtresi var. Geçen geldiğimde hissetmiştim. Görmeliydim. | Open Subtitles | يوجد فلتر للإدراك حول الباب, كان موجوداً في آخر كنت هنا, كان يفترض بي رؤيته |
Dürüst olmak gerekirse Instagram filtresi var sanmıştım. | Open Subtitles | ،لكيّ أكونَ صريحًا .لقد إعتقدتُ بأنها فلتر بالإنستغرام |
Yarın Kinshasa varacak olan 1000 tane yeni nesil seramik su filtresi var. | Open Subtitles | هناك 1000 من هذا التكوين من مرشحات المياه الخزفية ستصل الى كينشاسا غدا. |
Bina büyüklüğünde, pozitif basınçlı çok hassas hava filtresi sistemimiz var. | Open Subtitles | ويخضع المبنى كله للتكييف المركزي بالإضافة إلى مرشحات لتنقية الهواء |
Ama bir tane su filtresi satıcısı, ...omzundaki silah kılıfında 45'likle ne yapar ki? | Open Subtitles | لكن ما هذا , بائع فلاتر مياه ؟ يصل عمرك الى 45 عاماً وتحمل حقيبة على كتفيك ؟ |
Çadır, yatak, su filtresi yok. | Open Subtitles | سكين، ملاحظة، ولا خيمة، ولا فرش، ولا مصفاة للمياه. |
Ama Waterson 2000 su filtresi sistemini alırsanız ödül, satış gideri olarak gösterilir ve vergi ödemezsiniz. | Open Subtitles | لكن إذا اشتريت نظام ترشيح الماء واترسون الفين الجائزة تصبح مسجّلة كنفقة مبيعات و لن تدفع أيّ ضريبة |
Şunu söylemeliyim ki, sizin şirketin internet filtresi bayağı geniş ama sen gel bir şuna bak. | Open Subtitles | يجب ان اقول , تنقية الانترنت فى الشركة هنا صعبة للغاية , لكن تفقد هذا |
Bundan dolayı ben bir çeşit ses filtresi yarattım, ki gürültü kirliliğinden kendimizi koruyabilelim. | TED | وعليه أردت أن أبتدع نوع من مصفي الصوت، يقدر أن يعزلنا من التلوث الضوضائي. |
Yani hava filtresi insan kalıntılarıyla dolu demektir. | Open Subtitles | أي أن لدينا مرشّحًا هوائيًّا مليئًا بالبقايا الآدميّة اللعينة. |
Bir test odası ortamı ayarladık. EDS kıyafetleri, özel hava filtresi sistemi, ne lazımsa hepsi var. | Open Subtitles | بذلات إي دي إس، نظام تصفية هواء، وكل شيء. |
Hava filtresi! | Open Subtitles | فى المصفى! |
Üzerine bir algı filtresi yerleştirdim. İnsan olan ben bunu bilmiyor. | Open Subtitles | لقد وضعت مرشحاً للإدراك عليها لكيلا تفكرذاتيالبشريةفيفتحها.. |
Epey büyük bir su filtresi. Barajlarda kullanılan cinsten. | Open Subtitles | مُصفي مياه كبير جداً، من النوع الذي يتلاءم... |