| Seçmen kayıt formu doldurduğunuzda onlar formları işleme koyan ve sizi listeye ekleyen kişiler. | TED | فعندما يملأ أحدهم استمارة تسجيل ناخب فهما المسؤولان عن معالجة الاستمارات ومن ثم إضافته إلى القائمة. |
| Siz formları alırsınız, ben de onları hazırlarım neredeyse ücretsiz. | Open Subtitles | فقط أحضر لى الاستمارات و سأجهزها لك مجانا تقريبا |
| Üstçavuşum, bütün formları doldurdum. | Open Subtitles | شوف , جانى , انا مليت كل النماذج المطلوبه |
| Fark edecek ki, bizler evrende oturan bir yaşam formları ailesinin fertleriyiz. | Open Subtitles | لندرك، من أننا أعضاء لعائلة من اشكال الحياة التي تعيش في الكون. |
| Bu formları oluşturmada bulduğum çok daha etkili bir yöntem halihazırda formun içinde gömülü olan bilgiyi kullanmaktır. | TED | طريقة أكثر فعالية بكثير لإنشاء نماذج قد وجدتها، هي استخدام المعلومات الموجودة فعلا في الأشكال. |
| Ağırlıklı olarak buradaki herkesin çevrim içi anketler yapmak için kullandığı bir araç olan Google formları kullandık. | TED | استخدمنا استمارات جوجل بشكلٍ أساسي، وهي أداة يستطيع كل واحدٍ منَّا هنا استخدامها لعمَل استطلاعاتٍ عبر الإنترنت. |
| Burası altın madeni. Vergi formları, özel güvenlik kartları. | Open Subtitles | إنه منجم ذهب إستمارات ضرائب، بطاقات ضمان إجتماعية |
| 90 ya da 100 yaşına kadar yaşayan insanlarda, ... ... FOXO geninin belli formları , ... ... daha sık hazır olduğu bulundu. | TED | وهناك أشكال مُحددة من جين فوكسو أكتًشف أنه غالباً ما يكون موجود في الاًشخاص الذين يعيشون بين 90 و 100 |
| Beth o o formları imzaladığı sırada doğru kararlar veremiyordu. | Open Subtitles | بيث لم تكن في عقلها السليم عندما وقعت هذه الإستمارات |
| Bu şeyle sana gerçekten yardım edebilirim. Beraberce bu formları doldur... | Open Subtitles | يمكنني مساعدتك بهذه الأمور يمكنني أن أملئ لك الاستمارات |
| -Tamam. -Şimdi formları doldurarak başlayakım. | Open Subtitles | حسناً يمكنك البدء بملئ هذه الاستمارات و التي هي من أجل التأمين |
| Motelde kalmak için formları doldururken,.. | Open Subtitles | عندما كان يملأ الاستمارات بسرعة من اجل الفندق, لم يستطع تذكر الرقم |
| Şimdi lütfen şu formları doldurun. | Open Subtitles | الأن نستطيع أن نبدأ و لكن عليكن ملئ هذه النماذج. |
| Bu formları azaltana kadar sanırım. | Open Subtitles | أظن أن علينا إحداث نقص جيد في كومة النماذج. |
| Prescott ailesi için gereken formları bulamıyorum. | Open Subtitles | حسناً , يبدو اني لا استطيع ايجاد النماذج اللازمة لـ بريسكوتس |
| Dans çalıştım, çağdaş resim eğitimi diğer sanat formları, ve gösterileri seyrettim. | Open Subtitles | درست الرقص بالصورة الحديثة و شاهدت عروض مختلفة من اشكال الفنون |
| Yani dünyadaki en eski yaşam formları. | Open Subtitles | هذا يعني بانها اقدم اشكال الحياة على كوكب الارض |
| Tayin formları tabii. Onları bugün tabura göndermemiz gerek. | Open Subtitles | نماذج الاستعواض من المفترض ان تكون فى الفرقه النهارده |
| Çok tuhaf yaşam formları olabilir. Onları yaşam olarak bile tanımlayamayabiliriz. | Open Subtitles | ربما يوجد نماذج للحياة من الغرابة لدرجة أننا قد لا نتعرف عليها على أنها حياة قائمة |
| - Burada çalışmaya başladığımız zaman izin formları imzalamıştık. | Open Subtitles | طلب منا ان نملأ استمارات حسناً انا لا يروقينى ذلك |
| En önemlisi ise, ev ödeviniz... finansal açıklama formları. | Open Subtitles | والأكثر اهمية، واجباتكما المدرسية إستمارات الكشف المالي |
| Yeni yaşam formları oluşturmak gibi şeyleri yapabiliyoruz. | TED | نستطيع القيام بمثل بأمور كخلق أشكال حياة جديدة |
| Şimdilik sadece formları dolduruyorum, ama haftaya başlayacağım. | Open Subtitles | أنا أملأ الإستمارات فحسب لكني سأبدأ الأسبوع القادم |
| Bu odadan çıkabilmem için formları imzala... ve Cumartesi akşamımı yaşayabileyim. | Open Subtitles | وقّع الإستمارة ، حتّى أتمكّن من خلع هذه السترة وأتمتّع بليلة السبت |
| Döndüğümde her zamanki formları doldurdum. | Open Subtitles | عندما عدت، كان لا بدّ أن أملأ تلك الأستمارات |
| Bu iki inanılmaz yeni yaşam formları şimdi Dünya'nın geleceğinin anahtarını taşıyor. | Open Subtitles | هذان الشكلان الإستثنائيان للحياة (تقصد "الهيومانكس" و"الهجائن") يحملون الآن المفتاح لمستقبل البشرية |