| Biliyorsun, Francis mektubu, asla anneme göstermek gibi bir niyetimiz yoktu. | Open Subtitles | أنت تعرف، فرانسيس نحن لم نقصد أن نري الرسالة إلى أمي | 
| Bayanlar baylar, evrenin tartışmasız efendisi karşınızda Bay Tony Francis! | Open Subtitles | السيدات والساده اقدم لكم سيد الكون بلا منازع000 تونى فرانسيس | 
| Francis gerçekten pislik mi, yoksa sadece öyle mi görünüyor? | Open Subtitles | هل فرانسيس بينويت وغد فعلاً أم أنه فقط يتظاهر بذلك؟ | 
| Silikon gurusu Francis Benoit para için La Honda'yı terketti. | Open Subtitles | رجل السليكون فرنسيس بينويت إستقال من لاهوندا سعياً وراء المال. | 
| Burada St. Francis'ten hiç ama hiç ayrılmayacağın orayı hiç terketmeyeceğin çıktı. | Open Subtitles | يقول لن تغادري أبداً شارع فرنسيس وأنك لن تفعلي هذا بعد اليوم | 
| Ama Francis'in hepimiz için bir gelecek gördüğünü hatırlamaya çalışmak zorundayız. | Open Subtitles | لكن يجب أن نتذكر بأن فرانسس قد شهد مستقبل لنا جميعاً. | 
| Burada cüzamlıları iyileştiren Aziz Francis vardı. | Open Subtitles | هو يفترض بأنه يكون سانت فرانسيز معالجوا المصابون بداء الجذام | 
| Aslinda Francis Freddy Freeman. adinda biriyle büyümüstüm. Biraz uçuk biriydi. | Open Subtitles | صديقي اسمه فرانسيس فريدي فريدمن وهو مغفل لكن ماذا افعل به | 
| Kral Francis ve Kral Henry arasında bir zirve yapılacak. | Open Subtitles | سيكون هناك اجتماع قمة بين الملك هنري و الملك فرانسيس | 
| Siz koparmadan önce, bırakalım meyve önce olgunlaşsın, Sör Francis. | Open Subtitles | دع الفاكهة تنضج قبل أن تجنى ، أيها السير فرانسيس | 
| Bu sabah, erken saatlerde bir adam adı Francis Maguire, buraya geldi. | Open Subtitles | . باكرا هذا الصباح , رجل يسمى فرانسيس ماغواير دخل هذا البناء | 
| Francis'in bana evlenme teklif ederken ne söylediğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا قال لي فرانسيس عندما عرض عليّ الزواج؟ | 
| Bak sen, Francis'le çalıştığın için kendine güvenin epey artmış. | Open Subtitles | يا لدهشي.. لقد أصبحت واثقاً جداً منذ عملت عند فرانسيس | 
| Francis, eğer işe yararsa, anne ve baban kanıtları yakacaklardır. | Open Subtitles | فرانسيس ، اذا حدث هذا ، والديكَ. سوف يحرقون الدليل. | 
| İşte Akıllı Tasarım öyle değil. Francis Crick öyle olduğunu söylemezdi. | TED | حسنا، ليس بتصميم ذكي..ليس من فرنسيس كريك. | 
| San Francisco'daki San Francis akademisinde ders veriyoruz. | Open Subtitles | إننا نعلم في أكاديمية القديس فرنسيس في سان فرانسيسكو | 
| -Zaten çok kısa bir süre sonra... San Francis kapanmış olacak. | Open Subtitles | أيتها الأخت قريبا مدرسة القديس فرنسيس ستغلق نهائيا | 
| Ama senin yanında yer almam Francis'in son arzusuydu. Ve bunu yapacağım. | Open Subtitles | لكنها كانت أمنية فرانسس قبل موته تمنى أن ابقى الى جانبكِ,ولسوف أفعل. | 
| Hayatını kurtardığının bir minnettarlık simgesi olarak Francis seni bağışladı. | Open Subtitles | كنوع من رد الجميل على إبقائه حياً فرانسس عفى عنكِ. | 
| Patronumu ara, Francis Sığlığı'nda görüşelim. | Open Subtitles | كلم رئيسَي سأُقابلُك بسربِ فرانسيز بالخارج | 
| Francis'le evlenmeye karar verdiğimiz gün belediye binasında beş saat beklemiştik. | Open Subtitles | كان علينا الانتظار لخمس ساعات في قاعة المدينة اليوم الذي قرّرت أنا وفرانسيس أنْ نتزوج. | 
| Francis'e politikadan ve gündemden uzak bir kardeş olarak geldim. | Open Subtitles | أتيت لفرانسس كأخ خالياً من الأمور السياسيه و جداول الأعمال. | 
| Birazdan Kaderin Francis için neyi olduğunu göreceğiz. Francis, sana bir şey söylemem... | Open Subtitles | لنرى ماذا خبئ القدر لفرانسيس فرانسيس علي اخبارك شيئا؟ | 
| Biz Francis, aldı zaman o taşıyordu counterfeitin 'plakalar. | Open Subtitles | , عندما أمسكنا بفرانسيس هو كان يحمل صفائح تزوير |